“Sadece Kendini Özleyebilmek” Cezası.
- Yusuf ERBAY
- 53 dakika önce
- 1 dakikada okunur

YUSUF ERBAY
*
Kendinden başka kimseyi önemsemeyenlerin, kendinden başka kimseyi sevmeyenlerin kaderidir bu. Bir gün kendinden başka kimseyi özlememeye başlarlar.
Kendini özlemeye başlayan insandan bahsediyorum. Kendini arayandan değil. Arayan bulur ya da bulamaz. Kendini özlemeye başlayansa, iflah olmaz.
Özleyeceği olmayan insan, dönüp dönüp kendini özlemeye başlar. Her seferinde yeniden, her
seferinde daha fazla ve her seferinde artan bir tutku ile.
Kendini özlemek, yalnızlığın adıdır artık, yalnızlığın kendisidir. Dostu kalmayan, dostundan mahrum kalıp onu özlemeyen insanın, aslında kendini özlemekten başka bir şansı da kalmaz.
Özledikçe farkına varır kendinden ne kadar uzak kaldığının, kendinden ne kadar mahrum kaldığının. İçindeki mahrumiyet bölgesi büyür.
Kendini aramaktan vaz geçen insan, kendini özlemenin kurak mevsimine girer. Uçsuz bucaksız yalnızlık ikliminin kapıları sonuna kadar açılır.
Yalnızlık aramak değil, özlemektir artık. Yalnızlık bulmak değil, özlemektir artık. Yalnızlık kaybetmek değil, özlemektir artık.
Yalnızlık bir yaşam biçimi olmaktan çıkar. Bir eylemsizlik olmaktan çıkar. Her yandan üstüne yürüyen saldırgan bir duyguya dönüşür.
Aramaktan vaz geçtiğin her şey, kendini özlemeye dönüşür. Hiç bulamadığın şey, kendini özlemeye dönüşür. Kaybettiklerin, kendini özlemeye dönüşür.
Yalnızlık artık başkalarının olmaması değil, senin olmamandır.
Bu bencil bir yalnızlık tanımı değildir. Bu bencil bir yalnızlık duygusu değildir. Bu, ne yazık ki, “çaresiz” bir yalnızlık duygusudur.
Sadece kendini özleyebilmek, bir insana verilecek en suskun cezalardan biridir.























































Yorumlar