Tarık BUĞRA * ÖYKÜ * Fatih taraflarında -amca derim- bir uzak akrabam oturur. Hali vakti yerindedir. Üstelik bir radyosu, küçücük, bebek yastığı gibi bir kedisi ve on altı, on yedi yaşlarında da bir kızı vardır: Kumral saçlı, taptaze, kadife tenli, iri, yeşil gözlü, canlı, cana yakın bir şey. Adı da İclâl. Bana gelince, ben işte böyle, yirmi üç yaşımda, bütün varlığı ve avuntusu sık saçlar, sağlam dişler ve kırmızı bol, kocaman düğümlü kravatı olan, pansiyoner bir tıp taleb
Alexandre Dumas'ın Oğlu * (27 Temmuz, 1824 - 27 Kasım, 1895) Ünlü Üç Silahşorlar ve Monte Kristo Kontu 'nun yazarı baba Alexandre Dumas'ın oğlu , Kamelyalı Kadın ' kitabının Fransız yazarı. Hayatı Ünlü Fransız yazar Alexandre Dumas’nın gayrimeşru oğlu olarak Paris’te doğdu. Annesi Marie-Catherine Labay isimli bir kadın terzisiydi. 1831 yılında babası onu resmi olarak oğlu tanıdı ve iyi bir eğitim görmesini sağladı. Institution Goubaux ve Collège Bourbon’da eğitim gördü. G
SELVA CASAL * Şiddeti özlüyorum Elin Gecenin Keskin Aksanı Beni defalarca öldürdün Her zaman şafak vakti Kanların içinde yürüyordun Farkında olmadan seviyordum Senin vuruşun Bu zor zamanlar Şimdi çıplaktan sonra Dünya Ev bizi atıyor Transhumant kalbi keşfedin bizi yaşadan Başka bir cennete gideceğiz Gerçek Çığlığı kurtarmak için Bacaklarımı al Gözlerimi denize çevirdim Kendimden hiçbir şey kalmasını istemiyorum. bilinmediği Rüzgar beni yutsun Sisin içinde güneşle Beni sakla K
Melih Cevdet Anday * Evren esrisin diye gövdende Tuttum elinle bir dünya dokudum Savatlı ayı taktım bileğine Bak yaz kıyısından limon çiçeği Yüklü kızarık gece yükseliyor Köpeklerin uyuduğu bahçemize Minderlerimizi ansı, nerdeyse Doğar o anasonlu yıldız Kırılmış dağın balkonundan. Uzanalım, kavağın ve beynimin Kum saatlarını duyuyor musun Tenle karışıyor, sürgünlerinle. Kaktüs bana bir ağıt söyle. * Melih Cevdet Anday * (13 Mart 1915, Çanakkale - 28 Kasım 2002, İstanbul), Tü
Niyazi UYAR * İki renk başat rengim oldu bu akşam. Yalnızca bu akşam mı, bilmiyorum; buna dair bir şey söylemek için henüz çok erken.Ütopyalarımın prensesine hep mavi giydirirdim ya bugüne kadar… Bundan sonra maviyi çıkarıp siyah ile kırmızıyı mı giydirsem on yılların sevdalısına? Kırmızı ile siyah, her daim giyilen mavi kot ve beyaz bluzun yerine nasıl olur? Hele o beyaz bluzun üstüne işlenen sarı papatya ne olacak? Bilemedim… Sabah olunca, gün akşama kavuşuncaya dek ne deği
Sait Faik ABASIYANIK * ÖYKÜ * Hepsinin gözleri güzeldir. Hepsinin canlıyken pullan kadın elbiselerine, kadın kulaklarına, kadın göğüslerine takılmaya değer. Nedir o elmaslar, yakutlar, akikler, zümrütler, şunlar bunlar? Mümkün olsaydı da balolara canlı balık sırtlarının yanar döner renkleriyle gidebilselerdi bayanlar; balıkçılar milyon, balıklar şan ve şeref kazanırdı. Ne yazık ki soluverir ölür ölmez, öyle ki büzülmüş böceklere döner balık sırtının pırıltıları. Benim, size ö
Endre Ady * Otel odası, deniz kıyısı, gün batmakta Gitti: ve göremeyeceğim onu bir daha Gitti: ve göremeyeceğim onu bir daha. Bakıp bakıp divanda bıraktığı çiçeğe Sarılıyorum divanın yıpranmış örtüsüne Sarılıyorum divanın yıpranmış örtüsüne. Havada, bir öpücüğü andıran o kokusu Ve altta, kabaran deniz, sevinçli ve mutlu Ve altta, kabaran deniz, sevinçli ve mutlu. Parlıyor ışıl ışıl bir fener ötelerde Gel sevgilim, bak, deniz türküler söylemekte Gel sevgilim, bak, deniz türkül
ŞENOL YAZICI Dünyanın doruğunda, hoplaya zıplaya, ama kaplumbağa kadar yavaş giden traktörün römorkunda kaç kişiydik anımsamıyorum, ama balık istifi üst üste yığılmıştık. Hepsi de dünyanın araziye en güzelinden uyan, görünmeyi sevmeyen renklerinden yapılmış eski giysilerine bürünmüş şapkalı, nikotinden sararmış sakallı, posbıyıklı, kavruk insanlarıydı. Herhalde kente inmenin onuruna bolca dökündükleri kolonyalara, ağır bir ter kokusu da ekleniyordu. Anlamakta zorlandığım bir
KİTABI OKUYUN Dünyanın En Güzel Öykülerinden Biri ÖĞRETMEN DUYŞEN / CENGİZ AYTMATOV * 25 Sayfa ,Tekmili Birden * resme TIKLAYIN * Bu PAZAR ÖĞRETMENLER GÜNÜ ÖNCESİ harika bir armağan okuyun PİŞMAN OLMAYACAKSINIZ... / resme TIKLAYIN 06.12.2020
Özgün Bir Başarı Hikayesi * ŞENOL YAZICI * John Griffith London (John Griffith Chaney, 12 Ocak 1876, San Francisco - 22 Kasım 1916, Kaliforniya ) Amerikalı gazeteci ve roman yazarı . Vahşetin Çağrısı , Martin Eden , Demir Ökçe , Beyaz Diş ve Deniz Kurdu başta olmak üzere elliden fazla kitabın yazarı olan Jack London, dünyada ticari romanın öncüsü ve yazarlıktan yüksek gelir elde edebilen Amerikalıların ilklerindendir. JACK LONDON'dan Bir ÖYKÜ * İLK SAVAŞ, İLK ZAFER * “
Sevgi Soysal (30 Eylül 1936, Bakırköy, İstanbul - 22 Kasım 1976, İstanbul) Türk yazardır. Yaşamı 1936 yılında İstanbul'da doğdu. Babası, Selanik göçmeni bir aileden gelen Ali Mithat Yenen, annesi Alman bir hanım olan Anneliesse Rup'tur (evlendikten sonra Aliye adını aldı). Sevgi Soysal, ailenin altı çocuğundan üçüncüsü idi. Ağabeyi Kaya Yenen, ablası Gönül Öney ve kardeşleri Duygu Aykal, İzzet Yenen ve Mine Kazmaoğlu'dur. 1935'te babası Stuttgart Teknik Üniversitesi Mimarî v
Yusuf ERBAY * bu ayaküstü tanışmalar öldürecek beni iç geçirmeler / burukluk ve nâdir bakışlar… bu hatırlamalar dalgın yürüyüşler akşamüstleri öldürecek bu yangın şehrin camları… “görüşürüz” / fakat ne zaman bu ayrılışlar öldürecek beni alışılmış / umursamaz selamlar… bu hayat bazen her şeyim benim dışımdaki her şey bazen öldürecek beni bu tanıdıklar…