maviADA Dergisi / SÖYLEŞİ * Z. S. TURAN * Örnek Bir Cumhuriyet Kadını: Muazzez İlmiye ÇIĞ * Karaburun’da yapılan Ütopya Buluşmaları’nın 14’üncüsünde soluklarımızı tutarak dinledik bu anıt insanı. Belleği dupduru, sözcükler, tümceler, dahası konular arasında bir karmaşa yaratmadan, üstüne basa basa bir tarih yolculuğuna çıkardı hepimizi. Zaman zaman esprilerle havayı dağıtarak, hemen ardından sözü kaldığı yere ustaca bağlayarak sürdürdü anlatısını. İşte aklımda kalanlar. “ B
ZEKİ SARIHAN * Geçtiğimiz günlerde 110 yaşında hayata veda eden Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ hakkında eskiçağ tarihine yaptığı katkılar hakkında olumlu şeyler yazılıyordu ki, 12 Eylül döneminde Amerika’da kurulan bir şirketin marifetleri de orta çıktı ve Çığ hakkında olumlu izlenimleri nerdeyse sildi süpürdü. Kardeşi ile birlikte kurdukları şirketin yönetim kurulu başkanlığını Muazzez Hanım yapmış. Şirket, komünizmi bir hastalık olarak kabul edip bunun beynin hangi bölgesinde
Suat TAŞER * Gece Camlarda damlalar Bir kadın Solgun bir çiçek Yalnızlıklar içinde Kapısı kapalı perdesi inik Ayak sesleri gelir geçer Rüzgâr sırılsıklam Son kadehini içer Basık tavanlı bir meyhanede Yalnız adam Sırtında gelinlik elbisesi Yirmi yaşında bahar Menekşeler hercai Işıklar bir söner bir yanar Havada buram buram leylâk kokusu Avuçları ateş içinde Her adımda çamur Bu karanlık bu yalnızlık bu yağmur Hele bu kadın Her adımda çamur Bu karanlık bu yalnızlık bu yağmur Gec
AZMİN ZAFERİ; AKADEMİK OLMAYAN SÜMEROLOG * Muazzez İlmiye Çığ (20 Haziran 1914, Bursa - 17 Kasım 2024, Mersin), Türk kütüphaneci ve yazar. Türkiye'de laiklik ve başörtüsü yasaklarının önde gelen savunucularından biriydi. Akademi kökenli olmadığı için unvanı yoktu. Ancak 2000 yılında İstanbul Üniversitesi kendisine fahrî doktor unvanı vermişti. Muazzez İlmiye Çığ, en popüler eserlerinden kabul edilen Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni başlıklı kitabında, Arap kadınl
VAHŞİ KAPİTALİZMDE İNSAN İNSANIN KURDU MUDUR? * Suat DELİBAŞ * Her sabah işe gitmek için evden çıktığım anda, kendimi Kafka’nın Gregor Samsa’sına benzetmem boşuna değildir. Zira içinde yaşadığımız kent hayatı, giderek daha fazla bir yabancılaşma laboratuvarına dönüşüyor . Karşılaştığım insanlar değil, daha doğrusu onların davranışlarını belirleyen kapitalist düzenin soğuk mantığı, beni her gün biraz daha kendi kabuğuma çekilmeye itiyor. Sokak , artık insan sıcaklığında
SALAH BİRSEL * ne kadar uyudunuzsa karalardan uyanın aklarla evler sokaklar Mustafa Kemal'lerle kalkın bir çelenk örün başınıza mutluluklardan davranın avlularla ağaçlarla meydanlara davullar zurnalarla koşun çekin bayramlıklarınızı sıkıntılardan Türkiye geçmiş değil gelecektir ışıklarla sabahlarla dostluklarla koç yiğitler sıra sıra kılıçlardan çıkın dağlara bayraklarla ne kadar bunaldınızsa dumanlardan uyanın fırlayın sularla topraklarla kuşlarla günaydın hepinize Türk Ordu
52. Şiir İkindileri'nin Katılımcıları Bir Arada NİYAZİ UYAR * Harika bir isim değil mi, “ŞİİR İKİNDİLERİ"; ”GÜZ YAĞMURLARI gibi? Bu geleneksel etkinliğin adını koyan, onun mimarı, Salihli’nin efsane belediye başkanı Zafer Keskiner’dir. Sonra etkinliklerin o yıllardan bugünlere kadar ulaşmasına vesile olanlardan biri de Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir’in manevi oğlu Profesör Şadan Gökovalı’dır. Ruhları şad olsun, toprakları incitmesin! Salihli Şiir ikindileri 1985 yılından ba
Zeki SARIHAN * Hangi koşulların ürünü? 19'uncu yüzyılın son çeyreğinde, Osmanlı toplumunun çeşitli unsurlarının yaşadığı ve Tanzimat'la başlayan Batılılaşma hareketinin en yaygın olduğu Selanik'te doğdu. Orta sınıftan bir aileye mensuptu. O dönemde en gözde mesleklerden biri olan askerliği seçti ve harp okulunu bitirdi. Zeki ve ele avuca sığmaz bir kurmaydı. Osmanlı taşrasında görevlendirildi ise de aklı fikri payitahtta idi ve ordunun başına geçmek istiyordu. Enver Paşa, on
BARIŞ * Çocuğun gördüğü düştür barış. Ananın gördüğü düştür barış. Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış. Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba elinde yemiş dolu bir sepet; ve serinlesin diye su, pencere önüne konmuş toprak bir testi gibi ter damlalarıyla alnında... barış budur işte. Evrenin yüzündeki yara izleri kapandığı zaman, ağaçlar dikildiğinde top mermilerinin açtığı çukurlara, yangının eritip tükettiği yüreklerde ilk tomurcukları
* Atatürk Zamanı... * ŞENOL YAZICI * Bazı değerler var ki ulusların vazgeçilmezi, yapı taşı... O taşlardan birini çeksen toptan yıkılır, sen de yıkıntının altında kalırsın. Bizim için Atatürk onlardan biri. Belki güncel siyasete katmıyorlar, seslerini yükseltmiyorlar ama en az yüzde seksenlerin olmazsa olmaz paydası. Tıpkı din gibi ya da yurtseverlik gibi... Her partide var onlar; her partide dini bütünler, milliyetçiler olduğu gibi Atatürk’e ve eylemlerine sevgiyle saygıyl
Mehmet ŞAMİLOF * Her yıl 10 Kasım sabahı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kalbinde, Anıtkabir'de, kimsenin şahit olmadığı ancak tüm bir milletin hissettiği derin bir ritüel yaşanırdı. İsmet İnönü. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün en yakın silah arkadaşı, kadim dostu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci Cumhurbaşkanı. 10 Kasım'lar geldiğinde, resmi törenlerden çok önce, henüz şafak sökmeden Anıtkabir'in o görkemli, ancak o günlerde bir o kadar da hüzünlü atmosferine adım atardı. Bu, bir