İlk Kurşun ve Gazeteci Hasan Tahsin
top of page

İlk Kurşun ve Gazeteci Hasan Tahsin

-15 Mayıs 1919

Emperyalist işgalci kuvvetlere karşı İzmir'de ilk kurşun


Şair Nevzat Çelik şiirinde

Pencerenizden dışarı baktığınızda güneşini saklamıyorsa GÖKYÜZÜ sizden

kıyılarınızdan çekilip gitmiyorsa DENİZ terk eden sevgililer gibi ıslak

utancından kanatlarını çatılarınıza bırakıp kaçışmıyorsa KUŞLAR

Ve apak karınlarındaki dinamit yaralarını sofralarınızdan saklıyorsa BALIKLAR

ve korku sarısı yüzlerinize birer tokat gibi inmiyorsa ŞAFAKLAR

birileri

yaşadığınız günlerin DİYETİNİ ödediği içindir...” der.


İşte bizler için, bu günler için diyet ödeyenlerden birisi, Emperyalist işgalci devletlere karşı özgürlük ve bağımsızlığın ilk kurşunlarından birisini atan, özgürlük ateşini yakan genç bir gazeteci “Hasan Tahsin” veya diğer adı ile “Osman Nevres’i, Özgürlük ve Bağımsızlık Mücadelesinin ilk kurşununu attığı 15 Mayıs 1919 tarihinden 102 yıl sonra sevgi ve saygı ile anıyoruz.



Peki Hasan Tahsin kimdir?

1888 yılında Selanik’te doğmuştur. Gerçek adı Osman Nevres’tir. İlk, orta ve lise eğitimini Selanik’te Fevziye Mektebi’nde bitirdikten sonra İstanbul’a gelmiştir.


II. Meşrutiyet’in ilanı üzerine İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girmiş ve Talat Paşa’nın sivil muhafızları arasında yer almıştır. Eğitimini tamamlamak üzere Avrupa’ya giden Osman Nevres, Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde Siyasal Bilimler bölümünde öğrenimini sürdürmüştür.


Paris’te okuduğu dönemde, Trablusgarp'ı işgal etmiş olan İtalya'yı protesto etmek için, Mısırlı öğrenci lideri Şeyh Dayef ile mitingler organize etmiştir.


Kendisine burs sağlayan İttihat ve Terakki Cemiyeti adına Paris'te görev yapan Hasan Tahsin, Teşkilat-ı Mahsusa adına da vazifeler üstlenmiştir.


İstanbul'a döndükten sonra, Osmanlı Devleti aleyhine Balkanları karıştıran İngiliz istihbarat teşkilatı adına çalışan Buxton kardeşlerin bu faaliyetlerini önlemekle görevlendirilmiştir. Buxton kardeşlere Bükreş'te bir tünelde suikast düzenleyen Hasan Tahsin, 10 yıl hapis cezasına mahkûm edilmiştir. 1916 yılında Almanya'nın Balkanlara girmesi nedeniyle serbest kalarak İstanbul'a dönmüştür. Yurda döndükten sonra, verem tedavisi için İsviçre'ye gitmek zorunda kalınca, tanınmamak için pasaportuna Hasan Tahsin'i yazdırmış daha sonra hep bu adı kullanmıştır..


Aydoğan Yavaşlı tarafından kaleme alınan, "Ben Hasan Tahsin (İzmirli Çocuk)" isimli kitapta ise bu olay şöyle anlatılmaktadır: 1914 yılı başları, Osman Nevres İstanbul’a döner. Hacı Adil Bey bir gün onu çağırır. Şişli’de bir apartman dairesinde görüşürler. Eşref Bey, Hacı Adil Bey ve Osman Nevres kalır odada, ötekiler dışarı çıkar. Eşref Bey Teşkilat-ı Mahsusa’nın reisi olarak tanıştırılır. Teşkilat-ı Mahsusa ile tanışması böyle olur. Osman Nevres, Hasan Tahsin adını Teşkilat-ı Mahsusa’ya girmesiyle alır. Çünkü yeni bir kimlik ile birtakım çalışmalar yapacağı söylenir. “Adınız Hasan Tahsin. Bükreş’e gideceksiniz ve… Balkan ülkelerini bize karşı kışkırtan bu iki belayı bir biçimde zararsız hale getireceksiniz.”


1918 ‘de yurda dönmüş ve İzmir’de İttihatçı arkadaşlarıyla birlikte Osmanlı Sulh ve Selamet Cemiyeti’nin yayın organı olarak 6 Mayıs 1919 tarihine kadar “Hukuk-ı Beşer” isimli gazeteyi çıkarmış ve başyazarlığını yapmıştır.


İzmir’in işgalinden bir gün önce, düşmana karşı koyma ve vatanı savunma hareketi için toplanan ve Redd-i İlhak Beyannamesi’ni hazırlayan vatansever aydınlar arasında Hasan Tahsin de yer almıştır.


15 Mayıs 1919’da Yunan kuvvetleri İzmir’i işgal ederken Kordon boyunda işgal askerlerinin üzerine ateş açmış, Yunan bayrağını taşıyan



süvarinin ölümüne, bazılarının da yaralanmasına sebep olmuştur. Bu sırada işgal kuvvetleri askerleri tarafından kurşun yağmuruna tutularak şehit olmuştur.


Döneminin başarılı gazeteci ve yazarlarından biri olan Hasan Tahsin, ülkemizin işgal altında olduğu milli mücadele döneminde, halkının zaferi için çalışmış ve bu yolda şehit düşmüştür. Hasan Tahsin’i bu denli önemli kılan şey ilk kurşunu atarak milli mücadeleyi başlatmasının yanı sıra, 31 yaşında yüzlerce kişilik işgalci emperyalist Yunan taburuna karşı özgürlük ve bağımsızlık uğruna korkusuzca karşı çıkmasıdır. Bu cesaret onu milyonlarca insana sevdirmiş direnişi özgürlük fitilini ateşlemiştir. Bu olaydan 4 gün sonra Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Samsun’a çıkarak özgürlük mücadelesini başlatmış ülkenin her yerinden kadın erkek çoluk çocuk yaşlı genç herkesin katılımı ile ülke bağımsızlık mücadelesi vermiş 9 Eylül 1922 tarihinde İzmir’in Kurtuluşu ile bağımsızlık mücadelesi başarı ile sona ermiştir.


Emperyalist işgalci devletlere karşı İlk Kurşunu atarak bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini başlatan gazeteci Hasan Tahsin’in adı birçok yerde yaşatılmaktadır.


Mavi göklerinde güvercinlerin barış, martıların özgürlük türküleri söylediği İzmir Konak Meydanı’nda, İzmir Gazeteciler Cemiyeti ve İzmirlilerin katkısı ile 1974 yılında anısına” İlk Kurşun” anıtı dikilmiştir.


Anıt, işgale karşı direnişinin simgesi niteliğindedir. Yüksek bir podyum üzerinde granit kaidede Hasan Tahsin bir elinde bayrak diğer elinde silahı ile tasvir edilir. Kaidesi Mimar Harmi Hotan, anıt heykeltıraş Turgut Pura tarafından yapılmıştır. Mermer kaplı kaidenin iki yanında Kurtuluş Savaşı'nda halkın verdiği mücadeleyi anlatan sahneler yer almaktadır.


İzmir Gazeteciler Cemiyeti tarafından her yıl 15 Mayıs’ta anma toplantıları düzenlenmekte ve adına çeşitli dallarda ödüller verilmektedir.


Tarih biat edenleri değil direnenleri yazmaktadır.


Anısı karşısında saygı ile eğiliyoruz.


(Semihat Karadağlı )


KAYNAKLAR:

1.Selahaddin TANSEL:Mondros’tan Mudanya’ya Kadar Cilt :1 M. E. B. Yayınları İstanbul,1991

2.Nurhan TAÇALAN:Ege’de Kurtuluş Savaşı Başlarken

3.Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

4.Türk Ansiklopedisi: “Hasan Tahsin” maddesi

5.Şevket Süreyya AYDEMİR:Tek Adam Cilt :2

6. Wikipedia Hasan Tahsin , İlk Kurşun

7. Şafak Türküsü, Nevzat Çelik Sayfa 92 - Alan Yayıncılık

113 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Terzi Fikri

1/3
bottom of page