top of page

KADIN OLMAK

Nurten B. AKSOY

*


Bugün 8 Mart Dünya kadınlar Günü… İnsan hakları temelinde, kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesi; ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanması için Birleşmiş Milletler tarafından konulmuş bir gün. Tarihçesi ise kısaca şöyle; 8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başlar. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından çıkan yangın, işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi yanarak can verir.


İşte bu yangında ölen kadın işçilerin anısına Birleşmiş Milletler, 8 Mart'ın "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak anılması önerisini getirir ve öneri oy birliğiyle kabul edilerek kutlanmaya başlanır. 12 Eylül döneminde verilen dört yıllık arayı saymazsak “Kadınlar Günü” 1927 yılından beri ülkemizde de kutlanıyor, her günümüze yapıştırılan bir BAYRAM günü havasında...


Her yıl olduğu gibi bu yıl da biz kadınlara yönelik taltifler, tebrikler ve konuşmalar yapılıyor, ağzımıza birer parmak bal çalarcasına... Öyle ya her gün horlanan, aşağılanan, dövülen, sövülen, tecavüz edilen ve hatta acımasızca öldürülen kadınların bir güncük de olsa gönülleri alınmalı, gözleri boyanmalı; fırsat bu fırsat... Öyle değil mi?


Kadının ikinci sınıf insan olması emekçi olduğu gün değil, daha ana rahmine düştüğü gün başlar çoğu kez. Bir kız çocuğunun doğumuna pek çok yörede, pek çok ailede erkek evladın doğumu kadar sevinilmez. Erkek çocuklar âlâ-yı vâlâ ile büyütülürken, kız çocuklar hep erkeklere hizmet etmek için yaratıldığına inandırılır, adam yerine konmaz bir türlü...

​​

Gelişip büyüdükçe ya bir an evvel kurtulmak adına çocuk yaşta evlendirilir ya sarılıp sarmalanarak kilitlere vurulur ya da cinsel bir obje olarak gözlenir, gözetlenir ve hep bir günah tohumu olarak görülür. Evlenir, evinin kadını değil hizmetkarı olarak görülür; anne olur ama anneliğin tadına varamadan çocuğunun tüm sorumluluğunu, yükünü yüklenmek zorunda kalır. Yemek yapar, çamaşır yıkar, temizlik yapar, çarşıya-pazara gider hatta bir mesleği varsa bütün bunların yanı sıra her gün işine de gider; çünkü o kadındır, gerektiği yerde güçlü, gerektiği yerde zavallı olmak zorundadır...


Her ne kadar kanunlar karşısında EŞİTSİNİZ dense de çoğu kez hakları gasp edilir bir şekilde. Eşinden ayrılsa çoğu erkeğin iştahını kabartan ya da hayata küserek yaşamak zorunda bırakılan "dul kadın" yaftası yapıştırılır üstüne.


Şimdi pek çoğunuzun "amma abarttın sen de" dediğini duyar gibiyim. Haklısınız bizler yani büyük şehirlerde oturan ve belli eğitimlerden geçmiş mutlu ve şanslı azınlık olan kadınlar, bunları yaşamadık çok şükür, ama ya Anadolu'nun pek çok yerinde; köylerde veya büyük şehirlerin varoşlarında yaşayan, merdiven altı atölyelerde zor koşullarda çalışan kızlar, kadınlar bizler kadar mutlu ve şanslı mı? 21. Yüzyılda hâlâ kara çarşaflara saklanan, gece sokağa çıktığı için tecavüze uğrayan, sözüm ona çok SEVİLDİKLERİ için öldürülen kadınlar ülkesinde yaşıyoruz... Hâlâ dünyanın bir köşesinde 'Kadınlar insan mıdır'ın tartışıldığını duyuyoruz.

​​

Aslında "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" gibi güzel ve saygın duygularla çıkarılan her özel günü kapitalizmin doymak bilmeyen açgözlülüğüyle nasıl da esas amacından saptırılıp karnaval havasına çevrildiğini, özüne inip anlamak yerine yozlaştırıldığını biliyoruz. Kadınların emeğinin karşılanması, haklarının gasp edilmemesi, insanca koşullarda çalışması ve İNSAN gibi yaşaması için çaba sarf edilmesi yerine gösterişli kutlama törenlerinin yapılması içimi acıtıyor, hazmedemiyorum...


Ama olsun varsın, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü... Tüm mağazalarda kadınlara yüzde elli indirim var. Şehirlerin caddeleri kutlama afişleriyle dolu, pek muhterem büyüklerimiz allı pullu sözlerle kutlama mesajları yayınlıyorlar. Ha, bir de aslan polislerimiz biber gazı ve tazyikli suyla kutluyorlar kadınların gününü. Daha ne isteriz ki Tanrıdan? Varsın birkaç kız çocuğu daha tecavüze uğrasın, varsın bir kaç kadın daha öldürülsün SEVİLDİKLERİ İÇİN ne çıkar...

169 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör