Rahat vermezler sevişenlere
Burada kadınların koynuna
İnsanlarımız yoksun yaşarlar aşktan
Kadına değer verene erkek demezler
Sevmezler sultanım sevmezler
Köylerde daha çok kadınlarımız çalışır bizim
Doyururlar insanları ve hayvanları
Sonra vururlar çocuklarını sırtlarına
Tarlaya koşarlar yalın ayak
Nasırlı eller ve kara toprak
Yakıp kavuran bir güneşin altında
Bazen acır da kadınların haline
Bir serinlik gönderir karlı dağlar
Yeni bir çilenin başlangıcıdır
Oysaki yorgunluktan kadının kemikleri sızlar
Fakat gizler oyalı yemenisiyle gözyaşlarını
Birer birer bitirir işlerini
Sonra uzanır erkeğinin yanına
Serin geceyi yorgun vücuduna sarınır
Ve diker gözlerini tavanda bir noktaya
Oradan gökyüzü ve yıldızlar görünür
Kadın hala alınıp satılır burada
Köyde başlık parasıdır bedeli
Şehirde bir apartman dairesi
Genelevlerse bir kasap dükkanına benzer
Burada kadın etinin kilosu
Sonra bilmem ne pastanesi
Emrazı zühreviye hastanesi
Bir ömür boyu yalnızdır kadınlarımız
Ve gelmez bir türlü bekledikleri an
Bütün umutları bir hayaldir artık
Terk edilmek onlar içindir
Karnında çocukla sokağa atılmak onlar içindir
Sokağa atılmak ve her şeye rağmen yaşamak
Ömür boyunca anlaşılmamak
Altmışında görünen kadınlar diyarı
Yalnızlar diyarı sultanım
Bir bak gözlerine insanların
Dostluktan ve sevgiden eser yok
Ümit Yaşar Oğuzcan’ın 1966 yılında basılmış “Taşlamalar” kitabının sararmış yaprakları arasında bulduğumuz “Burası Türkiye Sultanım” isimli taşlaması, kitabın basılışından bugüne kadar geçen bunca yıla karşın ülkemizde kadına bakış açısının çok da değişmediğinin en acı ve en güzel kanıtı… Her ne kadar artık kadınımız daha eğitimli, daha bilinçli ve daha örgütlü görünse de örümcek ağlarıyla kararmış beyinlerin ve taş kesmiş yüreklerin hışmından koruyamıyor kendini… Ama biz umudumuzu yitirmeyelim yine de… Her şeye rağmen tüm kadınlarımızın gülebileceği mutlu yarınlara…
Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun.