TARIM İŞLERİNE EL ATTIM!
top of page

TARIM İŞLERİNE EL ATTIM!

Koronalı Hayatın Günlüğü-3






9 NİSAN 20020 Perşembe: Sokağa gelen bir sebzeciden sebze alırken ilk kez maske taktım. Maskeyi Şenal’ın eczacısı dün kurye ile adresimize göndermişti. Korgan’da bizim köylerde de hissedilen 4.1 şiddetinde deprem olmuş. İndependent Türkçe’de, “Millî Mücadele’de İstanbul’da Açılan Dayanışma Kampanyaları” başlıklı araştırmam yayımlandı. Gazete, kitap okudum, bir süredir alışkanlık haline getirdiğim bulmaca çözdüm. Maalesef bilgisayarda epey oyalandım.


10 NİSAN 2020 Cuma: 31 Büyük kentte 10 Nisan saat 24.00’ten 12 Nisan saat 24’e kadar 48 saat sokağa çıkma yasağı getirildi. Bu kentlerde paniğe kapılanlar marketlere hücum etti. Böylece sokağa çıkma yasağından elde edilecek temassızlık faydası bir gecede heba edildi. Bütün Dünya’nın Nisan sayısı gelmedi. Ufuk Akyol’a dün derginin basılıp basılmadığını, mayıs sayısı için yazı isteyip istemediklerini sormuştum. Verdiği yanıtta kitabevleri kapandığı için dergiyi abone sayısı kadar bastıklarını bildirdi. Mayıs sayısı için yazı göndermem konusunda bir not yok. Ben de yazmamaya karar verdim. Bugün yedi sigara içtim. Bahçede “tarım işleriyle” uğraştım. Sebzeliğin toprağını inceltmeye çalıştım ve iki uzun saksıya geçen yıllardan kalmış sebze tohumları ektim. Ankara İncesu Lisesinde aynı yıllarda birlikte çalıştığımız emekli Türkçe öğretmeni Tezer Ergezer ölmüş!


11 NİSAN 2020 Cumartesi: İki günlük sokağa çıkma yasağının ilk günü. Ortalık sakin ve ılık bir hava var. Gazete ve ekmek gelmedi. Bahçede kitap okudum. Çiçek açmış armut ağacının dibinde kitap okurken çektirdiğim fotoğrafı “Kitap okumak da yasak değil ya!” notuyla paylaştım. Facebook arkadaşları pek ilgilendiler. İndependent Türkçe’de bu kez de Millî Mücadele Yıllarında Anadolu’da Açılan Yardım Kampanyaları” yazım yayımlandı.


12 NİSAN 2020 Pazar: Önceki gün aniden sokağa çıkma yasağını ilan eden Süleyman soylu, milletin panik halinde marketlere koşmasındaki sorumluluğu üzerine alarak istifa ettiğini açıkladı ise de istifası Erdoğan tarafından kabul edilmedi. Gazeteler bugün de getirilmedi. Akşam, “Korona Salgınının Öğrettikleri” başlıklı 12 maddelik bir yazımı paylaştım. Karapınar’da Naim Aydınbelge, Eskişehir’de Aydın Nefesoğlu ve İstanbul’da Ender Helvacıoğlu ile haberleştirdim. Ender abonesi olduğum Bilim ve Gelecek dergisinin bu ay kâğıt baskısını yapmadıklarını bildirdi. Kiraz ağacım da çiçeklenmeye başladı.


13 NİSAN 2020 pazartesi: Bugün 34.456 test daha yapmışlar. 4.093 “vaka” saptamışlar. 98 kişi ölmüş. Ölü sayısı 1.296’ya çıkmış! Sokaktan geçen bir kamyonetten sebzeliğe ve güllerin dibine çuvalı 20 liradan üç çuval koyun gübresi döktürdüm. Ayhan’la uzun bir telefon görüşmesi yaptım. Siyasi durum ve Erdoğan’ı hararetle desteklemekte olan parti hakkında görüşlerimi anlattım. Dinledi.


14 NİSAN 2020 Salı: İki gündür, 1992’de Azerbaycan’a yaptığımız bir eğitim gezisinin izlenimlerini Öğretmen Dünyası’nın Ocak 1993 tarihli sayısından bilgisayara geçtim. Bir yazıyı yeniden yazmak can sıkıcı ise de onun “Gezen Tilki Yatan Aslan” adını verdiğim gezi yazıları dosyamda bulunmasında yarar görüyorum. Dersim’in Kayıp Kızlarını okumaya devam ediyorum. Kiraz ağacımız beyazlara büründü. Bitkilerin üzerinde doğanın harikalarını düşünüp derin hikmetlere dalıyorum. Bugün Koronadan 107 kişi daha ölmüş! Yeni olarak 4.062 olay saptanmış!


15 NİSAN 2020 Çarşamba: Hava gene soğudu. Yağmur çiseledi. Sebze tohumları için saksılarda yaptığım yastık dörde çıktı. Tohumların çimlenmesini dört gözle bekliyorum. Bugün de 115 kişi ölmüş. 4.281 yeni vaka saptanmış. Salgın nedeniyle 1930’lu yıllara dönmek gerektiğini önerenlere karşı (daha çok Cumhuriyet gazetesinde yazıyorlar), “Çözüm Halkçılıkta” başlıklı yazımı yazarak paylaştım. Beyceli’de dün ölen Ali Akyüz’ün cenazesini kaldırmışlar. İlkokul’dan aynı yıl mezun olduğumuz ağabeyi Osman Akyüz’ü arayarak başsağlığı diledim. Cenazeleri camiye de götürmeden alelacele defnettiklerini anlattı. Yakınlarından bazıları cenaze namazına katılmış. İnfaz Yasası’ndan yararlanan mahkûmlar salıverilmeye başlandı. Gazeteciler ise bırakılmıyor! Aslıhan Sarıhan Özakay’la ve eşi Ali ile görüşerek hatırlarını sordum. Bursa’dan arkadaşım Necati Yentürk arayarak Şenal’a oğlunun cumhurbaşkanına hakaretten aldığı cezanın infaz yasasına girip girmediğini öğrendi.


16 NİSAN 2020 Perşembe: Bugün de 125 kişi ölmüş! Yeni 4.801 “vaka” saptanmış. Diğer devletler arasında kötü durumdayız. Çalışırken dayanamayıp sigara orucumu bozmak zorunda kaldım.


17 NİSAN 2020 Cuma: “17 Nisan Duyguları” yazımı paylaştım. Bugünkü Cumhuriyet ve Birgün gazetelerinde Enstitülerle ilgili yazılar, sosyal medyada paylaşımlar okudum. Enstitülerin yeniden açılmasını ciddi ciddi isteyenler var! Bu tartışmanın yıllar önce bittiğini sanırdım, şaşkına uğradım. Gezi yazılarımı “Yurt içi” ve “yurt dışı” bölümlerine ayırıp sıraya koydum ve düzeltmeye başladım. Hem ayaklarım açılsın diye hem de saksıya ektiğim tohumların bitip bitmediğine bakmak için bahçeyi günde birkaç kez dolaşıyorum. Henüz hiç biri boynunu uzatmadı. Köyden getirtip geçen yıl diktiğim kokulu Karadeniz üzümün yaprakları da pembe tomurcuklarını göstermeye başladılar. Bugün de 126 kişinin öldüğü açıklandı.


18 NİSAN 2020 Cumartesi: Yeniden iki günlük sokağa çıkma yasağı başladı. Dün paylaştığım “17 Nisan Duyguları” yazımdan ötürü emekli rehber öğretmen Atanur Güneysu telefon etti.Hakkımdaki düşüncelerini bir kez daha anlattı. Ben bu topluma lazımmışım, bu nedenle sağlığıma dikkat etmeliymişim. Eski arkadaşlarımızdan yıllardır görüşmediğimiz Hatice Maviş’le telefon görüşmesi yaptık. Terme’den de yeğenim Ayla aradı. Cemal Türkmen Şeyh Sait İsyanı sırasında öldürülen Zeki Dündar’la ilgili bazı belgelere ulaşmış. Bu metinleri yeni yazıya çevirmemi istiyor ama zor! Yaklaşık bir saniye kadar süren bir baş dönmesine uğradım. Eskiden bununla daha sık karşılaşırdım. Akşamüstü de bana bir titreme geldi! Gece rüyamda rahmetli Erol ağabeyimi gördüm.


19 NİSAN 2020 Pazar: Evin çevresinde ve bahçede dolandım. Eskişehir yolundan çok seyrek araç geçiyor ve bunlar da durdurulup denetleniyor. Ayak parmaklarımdan birini arı soktu. Neyse ki parmağım şişmedi. İzmir’den Serkan Sarıhan, Ordu’dan sınıf arkadaşım Galip Şahin aradı. Galip balcılık yapıyor. Kargo ile iyisinden beş kilo bal göndermesinde anlaştık. Macaristan’dan küçük oğlumuz Işık telefon etti. Bizim ona ihtiyacımız olduğunu düşündüğünden gelmek istiyormuş. İhtiyaçlarımızı telefonla giderdiğimizi söyleyerek gelmemesini söyledik. Bugün biraz rahatsız gibiyim. (30 Mayıs 2020)


zekisarihan.com

9 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
1/3
bottom of page