Ali Yaşar KARADENİZ Yaşlı adam, yirmi adım öteden kendisine seslenildiğini duymuşsa da istifini bozmadan, bir taş gibi sessiz oturuşunu...

Nail UYAR / Yaklaşık, otuz beş yıldır benimle birlikteydi. Alışmak zorunda kalmıştım kendisiyle yaşamaya. Davetsiz konuk olarak çıkıp...

Ayşe Ç. YAMAÇ Bugün, duvarlar üstüme üstüme geliyor. Neden, beni böylesine bunaltıyor? Yalnızlığım, yeni yaram değil ki. Üç yıldır,...

- Sevgili Yılmaz Cemgil'e Bulutlu gecelerin olduğu zamanlardı. Elimizde sudkostik kovaları, duvarlar emrimize amade. İkili gruplar...

- Annen var mı senin? - Var tabiî. - Ne iş yapar? - Çamaşıra gidiyor. - Sen ne olacaksın büyüyünce? - Ben mi? dedi. Gözlerini gözüme...

Yoksul bir köylü sabah erkenden çift sürmeye gitmiş, sabah çorbasını içmediği için yanına bir parça ekmek almıştı. Tarlaya varınca...

Erkek yerine kız olarak doğduğum için ne zaman acı çekmeye, kaderimi lanetlemeye başladım bilmiyorum.

Nurten B. AKSOY * Griye çalan gökyüzü altında sanki sonsuzluğa doğru uzanan mavi-gri bir deniz... Siyah ve beyaz renkli kuşlar birbiriyle...

Geçen gidişimde eski Ankara evlerini gezme şansını buldum. Hamamönü’ nde restore edilip, yeniden yaşama geçirilen evleri dolaşırken...

ya da ZiNCiRE VURULMUŞ SEKiZ ORANGUTAN * Bu kral kadar şakaya ve şaklabanlığa düşkün birini ömrümde görmedim. Sanki şaka için gelmişti...

Bursa ovasına yavaştan bahar iniyor. İki sürgün arkadaşız. Kirayla kaldığımız evden çıktık mı, çarşı karakoluyla Setbaşı arasındaki...

İvan İvaniç Lapkin yakışıklı bir delikanlıydı. Anna Semyonovna Zamblitskaya ise burnunun ucu hafifçe yukarı kalkık, güzel bir genç kız....

İstanbul, 15 Kasım 1963 Sevgili Kardeşim Zeynep, Mektubunu alınca çok sevindim. Sağol. Doğrusu, Ankara’daki okula gidince bizi unutursun...

Yirmi kadar çocukta bit çıktı. Bu da olmasaydı, teftişi başarıyla vermiş sayılacaktım. O zaman müfettişin suratı asılmayacaktı. Kaşları...

Kazdağı'nın Adalar Denizi'ne bakan yamaçlarından birindeki bir yörük obasına gidip dört beş gün kalacaktım. Edremit pazarına çıra ve bal...

Babasını ilk kez sinemada görmüştü. Beş yaşında ya var, ya yoktu o zaman. Beyaz, büyük ağılda geçmişti bu olay. Koyunlar her yıl orada...

Bir dolar seksen yedi sent. Ne bir eksik ne bir fazla. Bunun altmış senti de bozukluktu. Bu bozukluklar bakkalla, manavla, kasapla içten...

En tepedeki kızılçamlar; baltalara, Memetlere, Osmanlara, inat yükseliyordu göğe doğru. Yerin en koyu yeşilini, göğün en mavisine...