Yapısal Kuram (Structural Model)
top of page

Yapısal Kuram (Structural Model)



Freud, 1926 yılında yayınlanan, ego ve id adlı yapıtında, yeni geliştirdiği yapısal bir kişilik modelinden bahsetmiştir. Yapısal kurama göre, kişilik üç sistemden oluşur.


1-Id ( altbenlik)

2-Ego (benlik)

3-Süperego (üstbenlik)


ID (Altbenlik)


Altbenlik kişiliğin temel sistemidir. Altbenlik, doğuştan ve kalıtımsal olan içgüdüleri de kapsayan psikolojik gizil güçlerin tümüdür.


Bedenden kaynaklanan içgüdü ve dürtüler ruhsal anlatımlarını alt benlikte bulurlar. Alt benliğin diğer özellikleri şunlardır.


  • Tümden bilinçdışıdır.

  • Zaman ve yer kavramı tanımaz.

  • Birbirine karşıt dürtü ve eğilimler bir arada bulunabilir.

  • Kural ve yasa tanımaz.

  • Özellikle cinsellik ve saldırganlık içgüdülerine yapılandırılmıştır.

  • Bireyin yaşamı boyunca varlığını sürdürür.


Alt benlik, Freud'un "Haz ilkesi" olarak adlandırdığı ilke uyarınca çalışır. Haz ilkesi, bütün dürtü ve isteklerin anında doyurulmasına yönelme olarak tanımlanmıştır. Diğer bir deyişle, fazla enerji birikimine dayanamayan altbenlik, gerilimi gidermek amacıyla enerji birikimini bir an önce boşaltma eğilimi gösterir. Buna haz ilkesi denir. Bu ilke uyarınca hareket ederken acıdan kaçınma ve haz duyabilme amacıyla altbenlik iki süreçten yararlanır. Bunlar refleks eylemleri ve birincil süreçler'dir. Göz kırpma, hapşırma gibi doğuştan varolan otomatik tepkiler refleks eylemleridir. Birincil süreç, içgüdüsel gereksinimlerin düşler aracılığıyla doyumlanmasıdır. Birincil süreç mantık öncesidir, insan düşüncesinin gelişmemiş, çocuksu şeklidir. Gerçekle, gerçek olmayanı ayırt edemez, içtepileri (impulse) ketleyemez. Birincil süreç örneklerine rüyalarda, küçük çocuklarda ve psikozların sanrılarında (hallusination) rastlanır (Köknel, Ö. Özuğurlu, K. Aytar Bahadır, G., 1993).


İd, kişiliğin temel taşıdır. Doğuştan getirilir ve ruhsal enerjinin kaynağıdır. Aynı zamanda içgüdülerin de kaynağıdır. Yani insanlarda bulunan iki içgüdü (Libido ve saldırganlık) id'den kaynaklanır. İd içgüdüler şeklinde ortaya çıkar, acilen doyurulmak ister (Duyan, 2008).


EGO (Benlik)


Ego, altbenliğin istek ve gereksinimlerini, dış gerçeklerin ve üstbenliğin koyduğu sınırlar içinde doyurmaya çalışan kişilik yapısıdır. Ego, akılcı, mantıklı bir kişilik bölümüdür ve bir anlamda kişiliğin karar organıdır. İd'in hangi isteklerinin karşılanacağına ego karar verir, id'in isteklerini süperegonun onayından geçirerek dış dünyadaki nesnelerle doyurmaya çalışır (Duyan, 2008).


Benliğin en önemli işlevi uyum (adaptation) sağlamaktır. Altbenliğin yer ve zaman tanımaksızın gereksinim ve dürtüleri anında doyurmaya çalışmasını, benlik, uygun yer zamanda doyurmak üzere bekletebilir, erteleyebilir (Köknel, Ö. Özuğurlu, K.Aytar Bahadır, G., 1993).


Benlik "gerçeklik ilkesi" (reality principle) uyarınca çalışır. Gerçeklik ilkesi, alt benliğin istek ve dürtülerini uygun yer ve zamanda, başka bir deyişle ancak dış gerçeklerin ve toplumsal kuralların izin verdiği ölçüde doyurulması olarak tanımlanır (Köknel, Ö. Özuğurlu, K. Aytar Bahadır, G., 1993).


Benlik "ikincil süreç" (Secondary Process) aracılığıyla işler, ikincil süreç, gerçekçi düşüncedir. Bu süreç aracılığıyla benlik bir gereksinimin giderilmesi için bir tasarı oluşturur. Sonra geliştirilen bu tasarının geçerli olup olmadığını araştırıcı bazı eylemlerde bulunur. Örneğin, susayan bir kişi önce suyu nerede bulabileceğini araştırır. Sonra oraya gidip susuzluğunu giderir. Bu olaya gerçeklik sınaması (reality testing) denir (Köknel, Ö. Özuğurlu, K. Aytar Bahadır, G., 1993).


Özetle, benlik içeriden gelen uyaranlarla dış koşullar arasında bir denge kurmaya çalışır. Benlik, bu dengeyi bir yandan algı, bellek, zeka gibi organizmanın doğal gelişme yetileri ile bir yandan da çatışma ve kaygıdan kaçmak için geliştirdiği savunma düzenekleri (defense mechanisms) ile sağlar (Köknel, Ö. Özuğurlu, K. Aytar Bahadır, G., 1993).


SÜPEREGO (üstbenlik)


Kişiliğin son ve üçüncü, gelişen sistemi süperegodur. Süperego çocuğa anne ve baba tarafından aktarılır. Ödül ve ceza sistemi ile pekişip gelişir, var olur. Geleneklerin ve toplumsal yargı sistemlerinin içselleştirilmiş bir şeklidir.


Süperegonun üç işlevi bildirilmektedir.


  • Alt benlikten gelen istek ve dürtüleri bastırıp - engellemek.

  • Benliği, geleneksel, töresel amaçlara yöneltmek.

  • Kusursuz olmak için çabalamak olarak özetlenebilir.



Süperego, geleneksel ve toplumsal değerlerin içsel temsilcileridir; kişiliğin ahlaki yönünü temsil etmektedir. Süperego ve toplumsal çevre tarafından onaylanmış ölçütlere göre davranır ve toplumsal yasakları içerir. Süperego "vicdan" ve "ideal benlik" 'i içerir, ideal benlik, çocuğun nasıl bir kişi olmak istediğine ilişkin düşünceleridir. Çocuk çevrenin onaylamadığı düşünce ve davranışları süperegonun bir parçası olan vicdanı sayesinde kendi kendine denetleyerek kurallara uyar. Örneğin, kimsenin görmediği durumlarda bile yere çöp atmaz. Bu davranışıyla ideal benlik, gurur duygusuyla bireyi ödüllendirir; aksi davranışta ise vicdan, kişiyi suçlu hissettirerek cezalandırır (Duyan, 2008).


Freud, üstbenliği, vicdan ve ideal benlik olmak üzere iki alt sisteme ayırmıştır.


Vicdan; anne-babanın onaylamadığı düşünce ve davranışları yaptığında, çocuğun kendini suçlu hissetmesiyle kazanılır. Anne-babanın cezalandırmaları (örneğin, azarlama, sevgi azalması vb. ) aracılığı ile oluşur (Köknel, Ö. Özuğurlu, K. Aytar Bahadır, G., 1993).


İdeal benlik; anne-babanın onayladığı ve ödüllendirdiği davranışlar ideal benliği oluşturur. İdeal benlik kişinin kendine amaçlar ve istekler belirlemesini sağlar. Birey hedefine ulaştığın da kendine güven, gurur ve kıvanç duyar. Örneğin, okulda başarılı olan bir çocuk ailesi tarafından onaylandığında ve ödüllendirildiğinde özsaygısının (selfesteem) arttığını duyumsar. Anne-babanın denetimi öz-denetimle (self-control) yerdeğiştirdiğinde üstbenliğin tümden geliştiği söylenebilir (Köknel, Ö. Özuğurlu, K. Aytar Bahadır, G., 1993).


İçgüdüler Kuramı


Freud, içgüdüyü doğuştan var olan, bedensel bir gerginlik durumu olarak tanımlamış ve içgüdülerin zihinsel temsilcilerinin istekler şeklinde yansıdığını ileri sürmüştür.


Bütün içgüdülerin dört bileşeni olduğu bildirmektedir.


  • İçgüdünün kaynağı; bedensel durum ya da gereksinimdir. Örnek; açlık, susuzluk, vb.

  • İçgüdünün amacı; gereksinim sonucu oluşan gerginlikten kurtulmak ya da gerginliği azaltmaktır.

  • İçgüdünün nesnesi; kişinin kendi bedeninde ya da çevresinde bulunan ve içgüdünün doyumunu sağlayan herhangi bir nesne ya da kişidir.

  • İçgüdünün itici gücü; içgüdünün doyumunu sağlayan enerji miktarıdır. İçgüdünün gereksinimi arttığı oranda güçlenir.



Freud, içgüdüleri ikiye ayırmıştır. Yaşam içgüdüsü (Eros) ve ölüm içgüdüsü (Tho-natos). Yaşam içgüdüleri, bireysel yaşamın ve insan türünün sürekliliğini sağlayan açlık, susuzluk ve cinsellik içgüdüleridir. Freud, yaşam içgüdülerini çalıştıran enerji türüne "Libido" adını vermiştir. Freud, yıkıcı içgüdüler olarak nitelendirdiği ölüm içgüdülerinin bütün saldırganlık, intihar ve cinayet eylemlerinin altında yatan içgüdüler olduğunu ileri sürmüştür. Freud'a göre her bireyin bilindışında, ölüm isteği vardır. Freud, yaşamın amacı ölümdür demiştir (Köknel, Ö. Özuğurlu, K. Aytar Bahadır, G., 1993).



Ekleyen : Aysu AFYONLU

19 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
1/3
bottom of page