top of page

H/ARAÇ İSTASYONU

ree


DOĞAN SOYDAN

*

Arabanın fenni muayenesini yaptırtmak için bu sabah erken kalkıp Araç muayene istasyonuna gittim. Görkemlice yazılmış “Araç Muayene İstasyonu” tabelası uzaktan görünüyor ve hemen dikkat çekiyor. Bu iş için ayrılmış alandan başka da her yan insan ve araç dolu. Uzun bekleyişten ve gerekli ödemeyi yaptıktan sonra aracımız egzoz gazı ölçüm bölümüne alındı. Rapor olumlu çıkarsa asıl motor fenni muayenesi yapılacakmış. Bekledik ve raporumuzu aldık. Sonuç vahim! “Egzoz gazı absorpsiyon katsayısı 1,5 değerden yüksek çıktığı için aracınız muayeneden geçmedi.”


Yarın tekrar geleceğiz olmazsa üçüncü gün de buradayız. “Sağ yanımda yaram var sol yana dönder beni” diyen meçhul ozanın dönecek sağlam bir yanı varmış, biz hangi yana dönsek başka bir yara sızlıyor; azı benim, çoğu ülkemin ortak yarası. Raporun olumsuz çıkması neyse de şu absorpsiyon sözcüğü ve burada gözüme ilişen öteki sözcükler kafama takılıp kaldı. Egzoz İngilizce, absorpsiyon İngilizce, fen, fenni Arapça, muayene Arapça, gaz Fransızca, istasyon Fransızca, emisyon Latince.


Emin Özdemir önemli bir Dilbilimcimizdir. Dil konusuna ömrünü adamış, bu uğurda onlarca kitap yazmış. Bir yazısında “Dil özen ister, göstermiyoruz bu özeni” diyor ve sitem ediyor ama kime, kimlere? Elbette bu ülkede yaşayan insanlara ve devletin yetkili, sorumlu organlarına… Köy Enstitülü eğitimci yazar Ali Dündar da yıllarca Türkçenin üstüne titremiş, bunun için bir de kitap yazmıştı “Türkçesi Varken.” Türkçesi varken yabancı sözcük kullanmamayı salık veriyor. Haydi yabancı sözcük kullanmayalım da “Fen” yerine ne diyelim? “Muayene” yerine ne diyelim? “İstasyon” yerine ne diyelim? “Egzoz” yerine ne diyelim? “Gaz” yerine ne diyelim? “Emisyon, absorbsiyon” yerine ne diyelim? Şöyle bir düşündüm ve yukarıya alıntıladığım yabancı sözcüklere Türkçe karşılıklar aradım; yok! yok!

Aslında Araç Muayene İstasyonunu anlatacaktım, yazı, “Dil” sorununa ağıp gitti işte. Yukarıda söyledim ya, “Egzoz gazının absorbsiyon katsayısı yüksek çıktığı için” arabamız muayeneden geçmemişti. Şimdi tek umarım tamirciye koşmak. Böyle durumlarda kapısını çaldığım bir tamirci var. Telefonla aradım, anlattım: “Ağabey, bir enjeksiyon temizleyici al, çeyrek depo yakıtın içine boşalt, çık Eskişehir yoluna üçüncü viteste 80 Km hızla motoru bağırtarak 40–50-kilometre git gel, egzoz açılır” dedi. Kaç gündür televizyonları patlatan Belediyelere kayyım haberlerinden, Ekonomi çığırtkanlarından, “Trump ne dedi?” bağırtısından bıkmışken şimdi de egzoz bağırtısı dinleyeceğim.


Ustanın dediğini yapıp bir gün sonra arabayı yeniden gaz ölçüm istasyonuna girdirdik ama sonuç yine hüsran! Şu "Absorbsiyon" yakamı bırakmıyor. Zavallı arabam, dörtnala koşmaktan ağzı köpüklenmiş at gibi soluk alıp veriyor sanki, içinin ateşi yüzüme vuruyor!

Gün akşam oldu. Yarın üçüncü gün de aynı usta aynı talimat aynı koşturmaca olacak ve sonuç değişmeyecek, biliyorum! Şimdi, bozguna uğramış komutan sümsüklüğüyle evin yolunu tutup bundan sonra ne yapacağımı düşüneceğim.


İstasyondan çıkarken çıkış kapısındaki güvenlik değneği kanırtarak havalandı. O güvenlik değneğini indirip kaldırmaktan sorumlu sarı cepkenli görevlinin telaşlı ama memnun sesini duydum:

— Ağabey aracınız yine mi geçmedi?

— Evet…

— Çek şuraya hemen hallederiz.

“Hımm! Adam iki günden beri beni takip ediyormuş, her halimi biliyor” dedim içimden.

………………………

— Ağabey, şu yukarıda bizim büfe var arabayı oraya çek, sen çayını gayfeni iç keyfine bak.

Yüz metre kadar ötemizdeki büfe, benim gibi bozguna uğramış komutanlarla(!) doluydu. Meğer araç istasyonundan çıkıp haraç istasyonunun kapanına düşmüşüm! Ben çayımı bitirmeden o sarı cepkenli kapı görevlisi geldi, uzun bir cümle kurdu:

— Ağabey, dediğim gibi sen çayını gayfeni iç keyfine bak. Yarım saate gader aracınızın karaosuruk (Absorbsiyon) ölçümü yapılır, motor muayene sıranız alınır. Borcunuz burut (bürüt) 440 Lira.

Normal egzoz test ücretinin iki katıydı istediği para. İşi sağlama almak, pazarlığı pekiştirmek için tekrar sordu:

—Anlaştık mı ağabey?

—Anlaştık…

Arabayı alıp götürdü. Yarım saat sonra karaosuruk (Absorbsiyon) ölçümü yapıldı, egzoz ak pak oldu ve benim yorgunluğum silindi!


Sahi, dil bilimciler şu sözcük türetme işini halkımıza bıraksalar ya! Bakınız sarı cepkenli kapıcı, absorbsiyon (egzoz gazı) yerine karaosuruku ne güzel bulmuş, yerine koymuş!


Ah! Sarı cepkenli kapıcı kardeş biliyorum, bu paranın azı senin çoğu başkasının cebine girecek ama yine de helal olsun aldığın para.

Yorumlar


bottom of page