PSİKOANALİTİK KURAM (PSYCHOANALYTİC THEORY)
top of page

PSİKOANALİTİK KURAM (PSYCHOANALYTİC THEORY)



Bu kuram, 1856-1939 yılları arasında yaşayan Sigmund Freud tarafından geliştirilmiştir. Freud kuramını ilk oluşturmaya başladığı yıllardan yaşamının sonuna dek kuramını geliştirmiştir.


Topografik Kuram


Freud, 1923 yılına kadar geçen sürede, topografik kuram ya da bölmesel model, diye tanımlanan, bilinç, bilinçöncesi, bilinçdışını incelemiştir.


Bilinç (conscious): Herhangi bir anda haberdar olduğumuz bütün duygu ve yaşantıları içerir. Bedensel algılar, düşünce süreçleri ve coşku durumları da bilincin kapsamı içindedir. Freud'a göre algı, anı, duygu ve düşüncelerin yalnızca küçük bir bölümü kişinin bilinç alanındadır. Böyle olmasaydı çok sayıda uyaranın etkisi altında, karmakarışık ve dayanılması güç olan uyaran saldırısı ile karşı karşıya kalırdık (Köknel, Ö. Özuğurlu, K. Aytar Bahadır, G., 1993).

Bilinç, farkında olduğumuz yaşantılar alanıdır (Duyan, 2008).


Bilinçöncesi (Preconscious): Herhangi bir anda, bilinç düzeyinde olmayan fakat küçük bir çabayla ya da kendiliğinden kolayca bilince çıkarılabilen yaşantılar bilinçön-cesinin içeriğindedirler. Bilinçten silindiği sanılan, çeşitli uyaran ya da çağrışımla yeniden bilinç düzeyine gelebilen anılar, duygular ya da dürtüler bilinçöncesinin kapsa-mındadırlar (Köknel, Ö. Özuğurlu, K. Aytar Bahadır, G., 1993).


Bilinçdışı (Unconscious): Kişinin özel bir çaba ile bilincine getiremediği, farkına varamadığı yaşantılar bilinçdışının içeriğini oluşturur. Bilinçdışının kapsamında dürtüler, içgüdüler, bastırılmış karmaşalar vardır. Bunlar istenildiği anda bilinç alanına çıkarılamazlar. Günlük davranışlara simgeler yoluyla yansırlar. Fakat bilinçdışı ruhsal süreçlerin simgesi sözcükler değildir. Diğer bir deyişle, bilinçdışı bir dürtü ya da yaşantı bilinçli sözcüklerle anlatılacak şekilde simgeleştirilemez. Örneğin, bir dürtü bir insanı etkilediğinde, kişi sıkıntı duyar, ama bunun ne olduğunu sözcüklerle açıklaya-maz. Özetle, bilindışı, gerçeğe ve mantığa uymayan, insanın içinden geldiği gibi doyurulmak istenen dürtülerden; bastırılmış karmaşalardan ve anılardan oluşur. Bu yaşantılar, ancak uyutum (hipnoz), serbest çağrışım (free association), rüyaların incelenmesi yoluyla açığa çıkarılabilir (Köknel, Ö. Özuğurlu, K. Aytar Bahadır, G., 1993).


Bilinçaltı, bilincinde olmadığımız yaşantılar alanıdır; burada, bilinç dışında olan ve özel bir takım tekniklerle bilince çıkarılabilen yaşantılar yer alır. Freud kişiliği bir buzdağına benzetmiş, kişiliğin daha çok bilinçdışı etkenler tarafından yönlendirildiğini savunmuştur. Psikanaliz yöntemi kişinin bilinç dışındaki sorunlarını gün ışığına çıkararak çözümlemeye çalışır (Duyan, 2008).


Freud'un topografik kuramında bilinç, bilinçöncesi ve bilinçdışı diye tanımladığı üç zihinsel bölge, beyinde, anatomik bir yapıya ya da bölgelere karşılık olarak düşünülmemiştir. Zihinsel işlemlerin tümü kavramsal olarak bölmelere ayrılmıştır. Bu üç bölge tamamen birbirinden kopuk olarak ayrı-ayrı çalışan bölgeler değildir. Bilin, bi-linçöncesi ve bilinçdışı arasında bağlantı ve süreklilik olup; aralarında dinamik bir etkileşim söz konusudur (Köknel, Ö. Özuğurlu, K. Aytar Bahadır, G., 1993).



Ekleyen : Aysu AFYONLU

47 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
1/3
bottom of page