top of page

İYİLER ÖLMESİN


ree

Niyazi UYAR

*

Az önce Naim arkadaşımı arayıp taziyede bulundum. Naim’in kardeşten öte bir dostumdu dediği Hakkı Öğretmen bu dünyaya elveda demiş.

Naim, “Aynı mahallede, ne güzel günlerimiz geçti onunla. Şimdi oralarda onsuz ne yaparım, bilmiyorum,” deyince yüreğim acıdı.

 

Ne acı bir şey değil mi? Ölüm denilen hakikat ne kadar acımasız, ne kadar vicdansız… İnsan bir varmış, bir yokmuş oluyor. Ölüm insanı mahsun, boynu bükük bırakıyor. İnsanoğlu her daim onun karşısında çaresiz kalıyor. Sevgili doktorlarımız sadece onu geciktiriyor o kadar.

 

Bu hakikat insanoğlunun doymak bilmez hırsını gemleyemiyor. Ölüme çare bulunsa, kim bilir daha ne kadar cani olur gözlerini para hırsı bürümüş olanlar? İnanın, sözcük bulamıyorum. Bu ölümlü dünyada bile en aşağılık davranışlar sergilemekten çekinmiyorlar.

 

Doğamızı, havamızı, suyumuzu, yaşamak için lazım gelen her şeyi yok ediyorlar. Sadece azıcık dikkatli gözlerle çevrenize bakın, göreceksiniz.

 

Ölüm denilen gerçekliği insan sevdiklerine yakıştıramıyor. Kaderci felsefe der ki: Doğum sabahsa, ölüm akşamdır, yani bitiştir. Önce var oluyorsun, sonra yok oluyorsun. Doğum mutluluk verir, mutluluktan göbek attırır. Ölüm ise acı verir, ağlatır. Ona karşı yapacağın bir şey yoktur; teslim olursun.

 

İki ölüm beni isyankâr etti. 1993 yılında abim Gara Seyyah’ı daha kırk beş yaşında iken elim bir trafik kazası sonucu kaybedince aylarca kendime gelemedim. Sonra, 24 Ocak 1993’de oğlumun ad kahramanı Uğur Mumcu’nun katledilmesi…

 

İlahi adaletin temsilcisi, ilahi adaletinin icabı olarak kötüleri alsa mesela bu dünyadan… Dünya daha yaşanılır olmaz mı? Gazze’de İsrail’in Filistin halkını çoluk çocuk demeden katletmesi, insanlık aleminin gözü önünde hem de… Nasıl içimi acıtıyor bir bilseniz; tarifi imkânsız.

 

İnsanlık bu katliama neden dur demez? Dünyaya yön verenler perde önünde tepişir, kavgalı görünürken, perde gerisinde al takke ver külah ballım gülüm… Dünya nimetlerini paylaşmakla meşguldür. Tiyatro oynuyorlar. İçlerinden de nasıl gülüyorlardır kim bilir? Onların Filistin halkının acısıyla alakadar oldukları yok zaten. Umurlarında bile değil.

 

Onlar kendi çıkarlarına bakmakta, hizmet ettikleri holdinglerle ilgilenmekte; çünkü ipler onların elinde.

 

Bir şeyler yazmaya başlamadan Youtube’den müzik dinlerim. Karahallı’nın bir köyünün kadınları ne de güzel oynuyor İslamoğlu Zeybeğini. Seyrine doyum olmuyor. Bilgisayarımın ekranını tam ekran yapıp izlemeye başladım.

 

Ne de güzel zeybek oynuyor Anadolu’nun özgür ruhlu kadınları. Bu özgür ruhlu kadınları birey katarına çıkaran Cumhuriyettir.

 

Şimdi bu Cumhuriyet kadınlarına ölüm yakışır mı?

Şu pembe bluzlu, saçlarını at kuyruğu yapan kadının asaletine bakın. Hele şu siyah elbiseli, gözlüklü naif kadına. Ya gençlerle genç olan başı tülbentli anneye; elinde yüreğinde Anadolu dolu, Anadolu kadınına… Ya beyaz pantolon, çağla yeşili bluzlu, etine dolgun güzel kadına… Hiç yakışır mı ölüm?

 

İyiliği, güzelliğiyle kuşanıp gelen at arabasının üstündeki kâğıt toplayan kadına, ben bugüne kadar böyle güzel bir kadın görmedim dediğim çingeneye… Hiç ölüm yakışır mı?

 

Sakın… Sakın, ilahi adaletin sahibi, evlat acısı gösterme. Sakın bütün çocukların gün görmeden ölümlerine izin verme!

 

Otman Bey’in at oynattığı diyarların Mavilisine, seninle teneffüslerde de dolaşalım diyen dost yüzlüye… Hele hele çocuklara, gençlere… Hiç yakışır mı ölüm?

O kadar çok yapacağı şey varken, erken, hem de çok erken… Bizi kulluktan çıkaran, işgal kuvvetlerini yurttan kovan daha 57 yaşında Aziz Atatürk’e hiç yakıştı mı ölüm?

 

Ölüm denilen hakikat, hakça olacaksa eğer, iyilere değil, kötülere olsun. Onlar terki diyar etsin, terk etsinler ki havamızı, suyumuzu boşuna tüketmesinler. Ölüm denilen hakikat olacaksa eğer, iyilere olmasın, Trumpgillere, Putingillere olsun.

 

İlahi adaletin temsilcisi, sakın çocuklar ölmesin. Sabi sübyan ölmesin. Evlatlarımızın acısını görmeyelim ne olur. Torunlarımın acısını görmeyelim. Dünyanın neresinde olursa olsun, ölüm hoş gelmiş safa gelmiş… Onlar yerine ben ölem!

 

Ekim 2025 / Salihli

Yorumlar


bottom of page