Her Hafta Bir Dergi
top of page

Her Hafta Bir Dergi

Güncelleme tarihi: 13 Ara 2023

maviADA GÜZ 2008

*


*

Gülgün HANİŞOĞLU


Merhaba maviADA GÜZ 2008 üZERİNE

S

onbaharda bile umut vardır, dedirtmiş kapak. Bakmasını bilene. Vardır değil mi? Hatta, umut sonbahardır bazılarına aksine. Gerçekten harika olmuş. Durgun sıcak hatta biraz umutsuzluğun havada asılı durduğu bir yazdan sonra, çok hareketli başladı güz, kargaşayı daha çok andırsa da… Arka kapakta hüznü unutmayıp madalyonun ikinci yüzü gibi sunmak da ... Doğanay YAZICI'nın resmindeki akış alıp götürüyor insanı. Zaten kalamayacakları bir bir bitirir gibi.”

Kapağı gördüğümde ilk aklıma düşenlerdi bunlar. Harekete ihtiyaç varmış… Ve Şenol Yazıcı'nın özenli seçimine eklediklerinin genişliğinden haz aldım. İçimde neleri çoğalttı bilseniz.

Hedeften gözümüzü ayırmadan mesafeyi açar, açıyı genişletir, fakaz, denir ya hani , ileri bakardık çocukken. Hani topa vurmadan önce futbol oynayanlar da yapar ya bunu, okuyamadığımız sayfayı gözden uzağa tutmak gibi. O hissi uyandırdı oluşum.

Yeni seslerle gürleşiyor dergimiz. Bu sayıda Meryem Fehime Oruç arkadaşımızın “ Karpuz “ şiiri son bir tat gibi kalıyor damakta, yazın hoşluğundan hayatın boşluğuna düşen. Fadime Y. Karoğlu’nun güz imgeleri, yaz özlemi bu şok gibi gelen soğuk günlerde iyi geldi

Hüseyin Yılmaz’ın kaleminden Can Yücel’e bakarken akılda kalan “ en ince duygusudur akıl insanın “ söylemiyse, Betül Terkan ‘ın “ Sabahın habercisi çikolatalı otlarla beslenen atları “ İsmail Güçtaş’ın Kütahya yöresi Yörüklerinin “ esvapçı kızları” ve M. Şehmuz Güzel’den Yılmaz Güney’e bakmayı aldım demime. Güney’in izlerken de sonrasında da derine çizen Duvar filmini montajsız sunuşunu kaydettim bir yerlere ve devrimin gerçek anlamda proleter aydınlara ihtiyacı olduğunu çekip çıkardım yine.


Bir Sey de dikkatimi çekti, bu yazıyı okurken, yayın yönetmeni de farkında mıdır acep, ki çatısmayı yaratan yazı da onun. S.. GÜZEL, Yılmaz GÜNEY’in halk hayranı aydın davranısını överken, S. YAZICI’ysa o tip aydını, moderniteyi hedefleyen Kemalist devrimlerin köylülestirilmesinden ve bugünkü çözülmeden sorumlu tutuyor. Gerçek aydının görevinin halkın seviyesine inmek degil, halkın seviyesini yükseltmek oldugunu savunuyor satır aralarında.


Gülgün ÇAKO, en renkli güz gösterisini sunuyor bize bir çok yazarın kalemini de yanına alarak. İnternetin çocukların öfkelerinin kontrolsüz kalışındaki rolünü hatırlattı Atilla Yaşrin, Tuğrul Erberk yüreğimizin küllenemeyen ateşine yeni közler düşürürken.

Karadanez Cide’nin güzel adamı, Hababam Sınıfı’nın yaratıcısı Rıfat Ilgaz ‘ın şair yönünü pek bilmeyenler için yazmış Öner Yağcı. Orhan Pamuk’ u Zafer Köse ile aklamak ve Okan İskender’le “ Fındığın Gözyaşları“ na, Fehiman Yazıcı ile” Oda Düşleri” ne karışmak…

Kapanıyor pencereler, kapılar…Teslim alıyor dört duvar bedenimizi.. Yakında Fadime Yıldırım Karoğlu’nun şiirindeki tosbağaya benzeyeceğiz. Başımıza dikilir gibi olacak Osman Hamdi Bey’in kaplumbağa terbiyecisi. Sopası mı? Mevsim. Hani bulutların bile ağıt yaktığı.

Özetle Mustafa Kaya ile saatlerimizi suya atsak da Şenol Yazıcı' yla sorumluluklarımızı hatırlayıp, haklarımıza sahip çıkmaya isteklendiriliyoruz.

İşte maviADA "Güz" le bir kez daha hayat edebiyata karışıyor ve gürültüsüne ara veriyor bir AN!

Sevgimle…

10. 10 .2008 /GÖNEN



maviADA 16. SAYI GÜZ 2008

20 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
1/3
bottom of page