Özgür KARAKAYA
“Ya ezenden yanasın ya da ezilenden-bunun ortası olmaz”-Rıfat Ilgaz
Ezilmek, sıkıntıyı duyumsamaktır. Üzülmek, yüreğin burkulmasıdır. Ezilmeden yenilmekse: Başa baş bir karşılaşma çıkararak az farkla yenilmektir. Midesi ezilmekse:Açlığı duymaktır. Ezmek fiiline maruz kalmak, çiğnenmektir. Basılarak yassıtılmak, zedelenmektir. Bir sıvı içinde karıştırılarak dağıtılmaktır. İmha edilmek, yok edilmektir.
İşin altında ezilmek :Rekabetçi iş ortamınında işyerleri gün geçtikçe daha şiddetli çatışmaların ve bireysel çekişmelerin sahnesi haline gelmesidir .Yoksulluksa ezilmek, aşağılanmak ve kurban edilmek anlamına da gelir.
Söylem olarak vurgulu ses tonun da söylendiğinde heyecanlı bir söyleyişi getirir “eziliyoruz” söylemin de olduğu gibi. Adalet,eşitlik adına yeteri kadar mücadele etmemekte ezilmeyi getirir. Kadını ikinci cins olarak görme daha fazla ezilmesini, baskı altına alınmasını ve sömürülmesini beraberinde getirmektedir.
Kadın, neo liberal politikalarla toplumsal alanda cinsiyetçi politikalarla da daha fazla ezilmesini getirir . Bu da kadının aile,toplumsal ve çalışma yaşamındaki konumundan daha fazla gerilemesine neden olmaktadır. Erkekleri de ailenin maddi sorumluluğunun ağır yükü altında bırakmaktadır.
Ezilmek, haksızlığa uğramaktır. İnsan onurunun kırılmasıdır. Yaşamda geçireceğin zamanın onurun tehdit altında olduğunu hatırlayarak huzursuzluğu yaşamaktır. Ezen özgürleşmeyi savunmaz. Ezilen, iktidarların kalıplara döküp olmadık biçimlere sokması ve güçsüz bırakılanıdır.
Güçlüyüm ezerim diyen bir anlayışın karşısında güçlü isen ezersini değiştirmek gereklidir. Ezilenlerden yana olmak bütün emekçilerin tarafından olmayı getirir. Çevresindeki halkın yoksulluğunu amansız çığlığını sık sık duymak ve anımsamaktır.
Tarih, ezen- ezilen mücadelesi olarak görülmelidir. Bütün toplumların tarihi de, sınıf savaşımların tarihidir. Ezilen konumunda olmak şiddete maruz kalmadır. Boyun eğmeyi ezilmeyi de getirir. Geçmişinde boyun eğmişliklerine temel oluşturacak bir şiddet durumu olmasaydı ezilenler de olmazdı. Ezme-ezilme bir ezme aygıtı olmadan gerçekleşmemektedir ve sürmemektedir.
Marx ın “Tüm dünyanın işçileri birleşin!” sözü, Tüm dünyada ezilenlerin birleşin!” ini hatırlatır. Tarihsel süreç gösteriyor ki “Ezilenler emekçi sınıfının anahtar gücü ile birleştiğinde güç sahibi olabilirler.”`Ezilenler` farklı olsa da ezenler hep aynıdır. Gündüzleri anneleri kovalayanlar, geceleri de gay,travesti avına da çıkmaktadırlar.
Ezenler cehaleti mutlaklaştırma eğilimindedirler. İdraktan yana değildirler verilenlerin ezberlenmesini isterler .Ezilenlerin yeteneklerine karşı derin bir kuşku geliştirirerek onları yetersiz görmektedirler. Ezenler için insani varlık sadece kendileridir. Onlar için sadece bir tek hak vardır: Kendilerinin barış içinde yaşamasıdır.
Hayatta tek önemli gördükleri ise para, mal ve mülk yığmaktır. Ezilenlerin hakkı ise kabul görmez, kabullenilir o da hayatta kalmasıdır . Bu zoraki kabul de sadece ezilenlerin varlığı kendi varoluşları için zorunlu olduğundan gerçekleşmektedir. Ezilenlerin bilincinin açılarak ezildiğinin farkına varması ve aynı ezilmeyi yaşayan diğerleriyle beraber mücadele etmekte ileriye doğru bir adımdır. Birleşme mücadelesi verilmesi de gerekliliktir.
Comments