TEK MİLLET MİDİR?
Son zamanlarda Azerilerle Türklerin aynı millet olduğu yolundaki söylemler yaygınlaştı. “İki devlet, bir millet” diyorlar. Bu anlayış daha çok Türkçüler ve milliyetçiler arasında revaç buluyor. Türkçülük, eskiden beri zaten böyle düşünürdü. Türkiye ile birlikte bütün Orta Asya coğrafyasını “Turan” diye bir kavramda toplar, burada yaşayan toplulukların tek bir devlet çatısı altında toplanmasını hayal ederdi. Bunlar İkinci Meşrutiyet döneminde imparatorluktan Hıristiyan milletlerin ayrılması hızlanınca aynı büyüklükteki bir Türk İmparatorluğu hayali avuntusuyla oyalanırdı.
TÜRKLERİN KULAKLARINA ALMANLAR FISILDAMIŞLARDI
“Turancılık” denen bu ideolojiye Alman emperyalistlerinin katkısı büyüktür. En büyük rakiplerinden biri olan Çarlığın yıkılması, Almanları büyük hayaliydi. Kafkaslardan başlayarak Çin sınırına kadar “Enverland” dedikleri Türkiye’nin eline geçmesi, Almanların işine gelirdi. Savaşın Almanların yenilgisiyle sonuçlanması bu hayalleri yıktı. Türk milliyetçiliği, ufuklarını Misakı Millî ile sınırladı. Türk milliyetçiliğinin edebiyattaki sözcüsü Ziya Gökalp de Türkiye milliyetçisi oldu.
Bir Turan imparatorluğu kurulsaydı, bunun yöneticileri belli ki Azeriler, Türkmenler, Özbekler veya Kazaklar olacak değildi. Bunun egemenleri Türkiye’yi yönetenler olacaktı. Bu bakımdan Turancılık, bir kısım Türkler için yeni egemenlik alanları aramaktan başka bir şey değildi.
İkinci Dünya Savaşı sırasında gene Almanların projelerine uyarak Turancı düşüncelerin Türkiye’de güçlenmesi, onun dış etkilerle oluştuğunu açıkça gösterir. Almanlar gene bozguna uğradılar. Yeni bir dünya kuruldu. Herkes yerli yerinde kaldı.
AMERİKAN PLANIYDI
Son zamanlarda Azerbaycan ve Türkiye için kullanılan “İki devlet, tek millet” söylemi Azerbaycan politikacıları tarafından da kullanılıyor. Onlar için bu Ermenistan ve Rusya’ya karşı sırtını Türkiye’ye dayama isteğinden ve ihtiyacından kaynaklanıyor. Son Azerbaycan-Ermenistan savaşında Türkiye’nin Azerilere desteği de bunun kanıtı. Türk yöneticileri için ise Azerbaycan üzerinden, Türkiye ile Azerbaycan arasında açılan yeni karayolunun da verdiği imkânlarla Orta Asya’ya daha kolay mal ve ideoloji ihracından başka bir şey değildir? Bunun arkasında ise geçmişte Sovyetler Birliği, şimdiki Rusya ile rekabet eden ABD’nin Türkiye üzerinden bu ülkelere nüfuz etme politikası vardı. ABD himayesindeki Fetullahçı okulların bütün Orta Asya ülkelerini örümcek ağı gibi sarması ve bunun Türkiye üzerinden yapılması da bunun kanıtı idi. Yeni Amerikan politikalarının nasıl şekilleneceği ise Türkiye ile ilişkileri çerçevesinde biçimlenecek gibi görünüyor.
NİÇİN AYNI MİLLET DEĞİLİZ?
Başlıktaki sorunun yanıtına dönelim: “Orta Asya Türk Cumhuriyetleri”nde yaşayanlar ile Türkiye Türklerinin tarihteki kökenleri aynı olmakla birlikte bunlar aynı millet değildir. Sosyologlar tarafından “millet”in tanımı bir hayli öncelerden yapılmış bulunuyor. Milleti yapan unsurlar:
4. Ekonomik yaşantı birliği
6. Tarihten gelen ruhi şekillenme olarak tanımlanmıştır.
Bunlara din birliğini ekleyenler varsa da onu kültür birliği içinde değerlendirmek daha doğrudur. Gene bazılarının milleti oluşturan ögelerden saydıkları ülkü birliği tarihten gelen ruhi şekillenme içinde ele alınabilir.
Bir toplumu millet yapan bu ögelerden Azerilerle Türkler arasında yalnız oldukça değişime uğramış olmakla birlikte yalnızca dil birliğinden söz edilebilir. Ortak tarih çok gerilerde kalmıştır ve iki milletin tarihteki yolları bin yıl önce ayrılmıştır. Bazı kültür öğelerinin yakınlığından da söz edilebilir. Fakat iki millet, aynı sınırlar içinde yaşamıyor. Bu nedenle toprak birliği yoktur. Ekonomik yaşantı birliği de yoktur. İki ülkenin tabi olduğu pazarlar ve paraları farklıdır. Sonuç olarak bir Türk’ün ruhi şekillenmesiyle bir Azeri’nin ruhunun şekillenmesi tarihsel nedenlerle farklıdır.
GENİŞLEME POLİTİKASINA DİKKAT!
Bütün ülkelerin birbiriyle eşit ilişkiler kurması, milletlerin birbirlerinin varlığına saygı duyması, barış içinde birlikte yaşaması ve birinin yaşadığı felakete diğerlerinin yardıma koşması gerekir. Azerbaycan ve öteki Orta Asya Türk soylu milletlerle ilişkileri bu bağlamda ele almak gerekir. Yoksa bu topluluklar aynı milletin mensubu değillerdir. Onları aynı milletin parçaları saymak Türkiye yöneticilerin yaptığı genişleme ve nüfuz politikasından başka bir şey değildir. (3 Ocak 2021) zekisarihan.com
Komentáře