YILBAŞI MI DEDİNİZ?
top of page

BİR ZAMANLAR YILBAŞI

Güncelleme tarihi: 31 Ara 2023





1947 doğumluyum. Bu demektir ki 1952 yıllarına kadar olayları hayal meyal de olsa hatırlarım.

O tarihlerde, hele yaşadığımız Iğdır’ın Türkiye’nin en ücra köşesinde, sınırda 7-8 bin nüfuslu küçük bir kasaba olduğu gerçeğini göz önüne alırsak, tespitlerim daha iyi anlaşılır.

Yılbaşı yaklaştığında bir telaş başlardı evlerde. Yılbaşı nerede ve kimlerde geçirilecek. Mutlaka, bir dostun ya da akrabanın evinde toplanılırdı.

Ne pişirilecek. Neler yenilecek. Ve özellikle de ne giyilecek.

İllaki hindi kesilir. Yenilir, ağır ağır içilirdi. Genelde şarap.

Radyo açılır, cızırtılı, kesintili olsa da İstanbul türküleri ve Orhan Boran dinlenilirdi.

Ve herkes heyecanla saat 24’den sonra Milli Piyango İdaresinin çekilişini dinlerdi. Zira hepimizin en azından bir bileti vardı.

Öyle haremlik selamlıkta şimdiki gibi yoktu. Cümbür cemaat bir arada olurduk.

İlerleyen saatlerde kümeleşme başlardı. Erkekler rakı ve müzik faslına geçerlerdi. Arada bir de tango-slov yapılırdı.

Kadınlarda kendi aralarında ama aynı salonda sohbet eder, pişti, vale oynarlardı. Biraz da köylü, cahil denmesin diye bir iki bardak şarap da onların içtiği olurdu.

Gençler, kızlı erkekli bir arada ve her türlü eğlenceye katılırdık. Kimse kimseye de yan gözle bakmazdı.

Domino, poker, 21 gibi oyunlardan önce tombala çekilişi yapardık aramızda. Daha sonra ağır kâğıt oyunlarına geçilirdi.

Sabaha kadar bu eğlence devam ederdi. Uykusuz kalırdık ama bilmezdik uykusuzluğumuzu. Şu inanış Batı kökenli olsa da, yılbaşını ne kadar iyi mutlu eğlenceli geçirirsek önümüzdeki yılın da öyle geçeceği hâkimdi.

Günahtır, gavur işidir gibi bir yaklaşım yoktu. Taa İran’da 1979 Humeyni irticai harekâtın iktidara geldiği yıla kadar.

O tarihten ve tabii 12 Eylül darbesinden sonra din yeniden keşfedilip beyinler ağır ağır yıkanmaya, topluma sözüm ona şer’i hükümler ve yaklaşımlar enjekte edilmeye başlandı.

Ve günümüzde traji komik bir kisveye büründü yılbaşı kutlamaları.

Büyük kentlerde sokaklarda içmek, nara atmak, kızlara tacizde bulunmak gibi seviyesiz, sözüm ona kutlamalar başladı. Onların dışındakiler ise ortaçağ –tarım toplumu beklentilerine sığınmaya başladılar,


*


-İyi günler. Yılbaşını nasıl kutlayacaksınız.

-Ve aleykümselam mümin kardeşim. Yılbaşı da neymiş. Kâfir icadı. Biz Allah’a çok şükür edelim ki Hak dinindeniz. Elhamdülillah Müslüman’ız. Bizim yılbaşımız Hicri olup, ayları, günleri dolaşıyor. Bu sebepledir ki hiçbir günün, ayın hatırı kalmıyor.

Hele Noel diye, yılbaşı diye hindi kesmek, bu dünyayı da öteki dünyayı da yakmak, hindi gibi pişirmek demektir. Emme bir gün önceden hindi alır ve kesersen, hiçbir mahzuru yoktur. Çoluk çocuk da bayram eder inşaallah.


*

-İyi günler. Yılbaşını nasıl kutlayacaksınız.

-İyi günler. İyi yıllar. İyi yıllar…

-Efendim yılbaşı toplumun çağdaşlaşmasının ve batı dünyasına entegre olmasının bir kanıtı olup, evrenselliğini onaylamasına yönelik izdüşümlerden en önemlisi sayılmakla birlikte, yeni yıla ne kadar coşkulu, eğlenceli özümseyerek girersek önümüzdeki yılında öyle geçeceğine dair inanç ve beklentiler, toplumu alesta tutmaktadır. Buna koşut olarak, umut sarmalı, insanları motive etmektedir. Bu yüzden ben yılbaşını…


*


-İyi günler. Yılbaşı hakkında düşüncelerinizi alabilir miyiz?

-Ah güzel ağabeycim, yılda bir kere hatundan mazeretli olaraktan, felekten gün çalacağız demektir. Arkadaş taallukatı ile birlikte bir meyhaneye gidip iyicene demleneceğiz. Ardından da bakara, 8-9 oynayıp yolumuzu bulmaya çalışacağız. Bu nedenle yılbaşı benim için çoook önemlidir. Başka zaman oldu mu hatun evi başımıza yıkar. İşin yoksa onun dırdırını çek. Keşkem her ayın başı da yılbaşı gibi kutlansa, biz de felekten gün çalsak. Hem yılbaşları ülkenin ekonomisine katkıda bulunuyor. Ticaret bilem canlılaşıyor değil mi…


*


İyi günler Yılbaşı için bilet alıyorsunuz galiba.

-Evet birader.

-Büyük ikramiye çıkarsa ne yapacaksınız.

Bir kere çocukların anasına, birkaç ev alıp, onu geline, oğla muhtaç olmaktan kurtaracağım. Bu insaniyetlik icabıdır yani. Sonracığıma deniz kenarında ve yaylada münasip evler alıp, bizim kırık ile keyfime bakacağım. Gerçi o biraz masraflı olacak. Kürk, mücevher araba… Ama olsun. Zevkin pahalı olanı makbuldür anam. Şu iki satırlık ömrümüzde, biz de gün görelim değil mi birader.


*


-Selamün aleyküm beybaba. Yılbaşı hakkında ne düşünürsünüz.

-Ne düşüneceğiz oğul, eskiden Sultan-i Nevruz vardı. Bütün bayramların sultanı demekti. Bu sebeple günler öncesinden hazırlık yapılırdı. Bağ bahçe temizlenirdi. Böylece yalnızca etrafımız değil, ruhlarımızda temizlenirdi. Şimdi o güzel yılbaşını terk ettik. Bir acaip icatlar çıkardılar. Başımıza gökten taş yağsa yeridir


*

-İyi yıllar. Ne yapacaksınız yılbaşında.

-Ne yapmayacağız ki. Saat 21 den sonra bizim güruh ile Taksim’e çıkacağız. Hem biramızı yudumlayacağız hem de eğleneceğiz. Bir insanın ömründe kaç kez yılbaşı olur ki. En fazla 40-50 defa değil mi. Bunu da ıskalamamak gerek. Belki manita bile yaparız.


*

-Sayın Başkan yılbaşı kutlama çalışmaları nasıl gidiyor?

-Yılbaşı bizim ananelerimize, harsımıza tamamen mugayirdir. Ama biz asri ve çağdaş bir idareci olarak, elbette ki her görüşten vatandaşlarımızın taleplerine cevap vermek için çalışacağız. Bizim için demokrasi, insan hakları ve hoş görü esastır. Bu nedenle yılbaşı için her türlü hazırlıklarımızı tamamladık. Bu sebepledir ki …


*

-Selamün aleyküm Teyze, Yılbaşı için ne düşünüyorsunuz.

Ne diyem bey oğlum. Ben dul bir kadınım. Torunum ile birlikte yaşamaya çalışıyoruz. Evin ekmeğini bulduğumuzda bizim için yılbaşıdır, bayramdır o gün.


Hepinize iyi yıllar.



23 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
1/3
bottom of page