top of page

Ara


Albert Camus
d. 7 Kasım 1913 - ö. 4 Ocak 1960), Fransız yazar ve filozof. Varoluşçuluk ile ilgilenmiştir ve absürdizm akımının öncülerinden biri olarak tanınır; fakat Camus kendini herhangi bir akımın filozofu olarak görmediğinden, kendini bir "varoluşçu" ya da "absürdist" olarak tanımlamaz. 1957'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak, Rudyard Kipling'den sonra bu ödülü kazanan en genç yazar olmuştur. Ödülü aldıktan 3 yıl sonra bir trafik kazasında ÖLMÜŞTÜR. Hayatı Çocukluğu ve gençliği 20

maviADA
7 Kas6 dakikada okunur


KAYIP
Niyazi UYAR * Serap’la hemen her gün görüşen iki can arkadaşız. Ne ben Serap’tan ne o benden vazgeçer. Arkadaşlığımız dostluktan ötededir. Günün her saatinde görüşsek bile, araya koyduğumuz çizgi Ezidilerin dışına çıkamadıkları çember gibidir. O çizgi beni de onu da ağacın en yüksek dalındaki ulaşılamayan kutsal meyveye döndürmüştür. Kaybetme korkusu aramızda ince bir çizgi olarak hayat bulmuştur. Çalışma arkadaşlarımız arkamızdan: “Karı koca bile, bunlar kadar anlaşamaz!”

Niyazi UYAR
6 Kas5 dakikada okunur


Galata Kulesi
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN * 6 Haziran 1973 Pırıl pırıl bir yaz günüydü Aydınlıktı, güzeldi dünya Bir adam düştü o gün Galata Kulesi’nden Kendini bir anda bıraktı boşluğa Ömrünün baharında Bütün umutlarıyla birlikte Paramparça oldu Bir adam benim oğlumdu… Gencecikti Vedat Işıl ışıldı gözleri İçi bütün insanlar için sevgiyle doluydu Çıktı apansız o dönülmez yolculuğa Kendini bir anda bıraktı boşluğa Söndü güneş, karardı yeryüzü bütün Zaman durdu Bir adam düştü Galata Kul
Ümit Yaşar Oğuzcan
5 Kas1 dakikada okunur


C. K. WİLLİAMS ŞİİRİ
C. K. Williams (Charles Kenneth Williams, 1936–2015) çağdaş Amerikan şiirinin Pulitzer ödüllü önemli şairlerinden biridir. Uzun, soluklu dizeleriyle tanınır; çoğunlukla kent yaşamı, savaş, yoksulluk, aile ilişkileri ve insanın ahlaki sorumlulukları üzerine yazar. Şiirlerinde bireysel deneyimle toplumsal sorunlarını iç içe geçirir. Charles Kenneth Williams (d. 4 Kasım 1936, Newark, New Jersey ) Amerikalı şair. Maplewood, New Jersey 'deki Columbia High School 'dan mezun oldu
Aycan AYTORE
5 Kas3 dakikada okunur


Ümit Yaşar Oğuzcan
Nurten B. AKSOY * 1926 yılında Tarsus'ta doğan şair, 1946 yılında Eskişehir Ticaret Lisesi 'ni bitirdi. Ardından Türkiye İş Bankası 'na bankacı olarak girerek Adana , Ankara ve İstanbul 'da çalıştı. Halkla ilişkiler müdür yardımcısı görevinde iken hizmette otuz yılını doldurunca kendi isteğiyle Haziran 1977'de emekliye ayrıldı. İstanbul'da kendi adını taşıyan bir sanat galerisi kurdu. Şiir hayatına 1940'ta Yedigün şairleri arasında başlayan ardından 1975 yılında 33 şiir, 4 d

Nurten B. AKSOY
4 Kas3 dakikada okunur


Ezra Pound
Ezra POUND, 1913 Hugh Selwyn Mauberley V On binlercesi öldü orda Öldü içlerinde en iyileri Dişsiz bir orospu için öldüler Kaba bir uygarlık için baştan savma Güzel ağızlarda sevimli gülümseme Akılla ışıldayan gözler kaybolup gitti Toprağın gözkapaklarının altında İki düzine kırık heykel adına Birkaç bin eski püskü kitap adına Çeviri: HİLMİ YAVUZ Ezra Pound Ezra Weston Loomis Pound (30 Ekim 1885 - 1 Kasım 1972), ABD'li şair, çevirmen ve deneme yazarı, erken modernist şiir har

maviADA
2 Kas6 dakikada okunur


Yahya Kemal BEYATLI
Akıncılar * Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik, Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik! Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle! Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kaafilelerle… Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan, Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan. Bir gün doludizgin boşanan atlarımızla Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla… Cennette bugün gülleri açmış görürüz de Hâlâ o kızıl hâtıra titrer gözümüzde! Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik, Bin atlı o gün

maviADA
1 Kas7 dakikada okunur


Camların Gölgesinde
Foto: Yusuf Erbay camların gölgesinde bir kadın durdu / geceydi bakışları ömrünü salıp caddeye saçlarıyla savurdu gülüşü acı bir şeydi / gülüşü insanlara değil güneşeydi… yüreği gül yaprağı hüznü garipçe gurbetti sıradan ölümler yakışmaz ölümü kıyametti…
Yusuf Erbay
1 Kas1 dakikada okunur


Ömer Asım Aksoy; Türkçenin Yılmaz Savaşçısı
Ömer Asım Aksoy, (5 Nisan 1898, Gaziantep - 30 Ekim 1993, Ankara), Türk eğitimci, hukukçu, siyasetçi ve dilbilimci. Hayatı boyunca, öğretmenlik, avukatlık, savcılık, milletvekilliği gibi pek çok işi yapmış olmasına rağmen, gerek Türk Dil Kurumunda görev alması, gerekse yazdığı ve yazılmasına öncülük ettiği kitaplarla daha çok dilbilimci yönüyle tanınmaktadır. Hayatı ve eserleri 1922-1925 yılları arasında Gaziantep Lisesi'yle Amerikan Koleji'nde Türkçe, Darülhilafe Medresesi'n
Aycan AYTORE
31 Eki5 dakikada okunur


Bir Mektup
EZRA POUND * Alnımın üzerinde saçım dümdüz kesilirdi daha; Oynardım sokak kapısının önünde, çiçek derlerdim. Bambu sırıklarına binmiş gelirdin, atlılar gibi, Dört dönerdim yörende, mürdüm erikleriyle oynardın. Chokan köyünde yaşayıp gidiyorduk işte: İki küçük çocuktuk, sevgiden gayrisini bilmeyen. Ondördümde vardım sana, efendim benim. Gülemezdim karşında, sıkılgandım çünkü. Başımı eğer, duvara çevirirdim yüzümü. Kırk kere de çağırsan, gözüm yerden kalkmazdı. Onbeşimde yüzümü
Ezra Pound
31 Eki1 dakikada okunur


CİNCİ HOCA
Niyazi UYAR * Şükriye enine boyuna sınıfın en kuvvetli öğrencisiydi. Ablası ebeydi. “Ebe Hanım!” Yeni atanmıştı köye, bir de babaları vardı: Muhittin Hoca! Muhittin Hoca, az konuşan biriydi. Köy halkının yabancılara olan sempatisinden dolayı kafasına uygun, konuşup anlaşabileceği birilerini bulmuştu. Defineciliğe meraklıydı. Köye dair topladığı bilgilerden köye beş kilometre mesafede Lidyalılara ait tarihi bir mekânın olduğunu öğrenince, çok sevinmişti. Yağmurdan sonra köylü,

Niyazi UYAR
30 Eki6 dakikada okunur


Deniz Mezarlığı
PAUL VALERY * Üstünde güvercinler gezen şu rahat damın Kalbi atar ardında birkaç mezarla çamın Şaşmaz öğle zamanı ateşlerle yaratır Denizi, denizi, hep yeni baştan denizi Tanrıların sükunu çeker gözlerimizi Bir düşünceden sonra, ah o ne mükafattır İnce pırıltıların o ne saf hüneridir Bir seçilmez köpükte nice elmas eritir Nasıl bi sükun sanki peyda olur o demde Ve güneş uçurumun üstüne gelir durur Ebedi bir davanın saf marifeti budur Zaman kıvılcım, hülya bilmek olur âlemde B
Paul VALERY
30 Eki1 dakikada okunur


Cumhuriyet
MERAKLISINA Tarih içinde belli başlı yönetim biçimleri: 1. Mutlak Monarş i: Tek kişilik yönetim biçimidir. Devleti yönetme yetkisi tek bir kişinin elinde olup, kişi bu yetkisini ömrünün sonuna kadar kullanır ve yönetim soyuna geçer. Osmanlı Devleti’nde bu yönetim biçimi uygulanmıştır. 2. Aristokras i: İktidarın soylular sınıfının elinde olduğu bir yönetim biçimidir. Ortaçağda Avrupa devletleri, bugün sembolik biçimde İngiltere buna örnektir. 3 . Federasyon/ Konfederasyo

Şenol YAZICI
29 Eki10 dakikada okunur


Aşık Cahille Sohbeti Kesti
Zeliha AYDOĞMUŞ * Aşık cahille sohbeti kestiğinden beri Varmıyor dilim umut demeye Tekdüze bir kısır döngü Zincirleme dudaklar Dağ başlarına çökmüş pençe pençe Diller kara bulutlara sövgüde Aranıp durduğum Kollarım uzadıkça kaybolan Bir şeyler var Ölümüne Can siperhane dövüştüğüm yerde Ne kadar da uzak Bulamadığım şeyler Orman ormana sabahlar Ağaçlar ve kozalaklar Yıkanmış yüzler nerede

Zeliha AYDOĞMUŞ
27 Eki1 dakikada okunur


Roman, İnsan ve İdeoloji
Şenol YAZICI * AYNA, AMA ASLINDAN DAHA MÜKEMMEL Roman yol boyunca gezdirilen aynadır, der Stendhal. Yolumuz neyse romanımız da, encamın da ancak odur. Ama... Asla gerçek değildir. Kitaba göre roman, töre ya da karakter incelemesi yapan bireyin iç ve dış çatışmalarını ele alan, tutku ve duygularını çözümleyen, hem nesnel hem öznel bir dünya kuran, gerçekle bağlantısı ne olursa olsun özünde kurgusal bir türdür... diye tanımlanabilir. Gerçeğe çok benzeyen, ona paralel, ama asla
Şenol YAZICI
26 Eki13 dakikada okunur


Sokak Fenerleri
Ali Canip YÖNTEM * Ölü bir camdan ağlayan korku İnliyor serserî ve boş geceye; Kaldırımlar bütün sükût, uyku... Her duvar, her kovukta şimdi niye? Bir büyük göz niyâz eder, ağlar "Bitsin artık bu gizli şüphe! " diye... Korkarım... Saklanır heyulâlar... Bana der: İşte bir sahîfe oku, Sarı gölgemde hasta kalbin var! Ölü bir camdan ağlayan korku... * Ali Canip Yöntem (1887 İstanbul - 26 Ekim 1967), Türk şair, yazar, edebiyat tarihi araştırmacısı ve siyasetçi. Selanik Hukuk Mekt
Ali Canip Yöntem
26 Eki1 dakikada okunur


Yaralı
YAŞAR MİRAÇ * Bir yaralı sevdalıyım Göğsümün gürgün pınarı Gonca güller karanfiller Moran gelincikler kanar Bir kırık badem dalıyım Yurdumun yorgun kuşları Ala şahinler turnalar Yuvaları dağıtılan Toy kanatları kırılan Emekcen gurbet kuşları Sürgün kuşlar bana koşar Bir çamlıbel maralıyım Ayçe sudan içmedeyken Gökten bala geçmedeyken Avcılar ağına düştüm Yarıldı göğsümün narı Yaralıyım yaralı Defne Dalım Sarın Beni Yaralıyım yaralıyım Güvercinim örtün beni Irmaklarım yunun be
Yaşar MİRAÇ
23 Eki1 dakikada okunur


İSLAMOĞLU ZEYBEĞİ
Niyazi UYAR* “Hanım hanım, hazır mı, geleyim mi?” diye seslendi ikinci katın balkonunda sağa sola, ara sıra da onlara bakan eşine. Apartmanın önünde komşusu Serpil Hanım’a rastlamış, ülke gündemine dair konuşup ederlerken, cam balkondan acaba ne konuşurlar, diye kulaklarını dört açmış çevreye göz gezdiren eşi, bir yandan da onları duymaya çalışır! “Hazır hazır, bekliyorum, hadi yemekler soğuyacak! Tam da isteğine uygun mükellef bir sofra. Hadi ama sofra beklemez, siz de buyur

Niyazi UYAR
23 Eki3 dakikada okunur


Burası Türkiye Sultanım
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN * Burası Türkiye Sultanım Rahat vermezler sevişenlere Burada kadınların koynuna Bıçak tehdidiyle girilir Burada Aşıklara kelepçe vurulur İnsanlarımız yoksun yaşarlar aşktan Ve şaşarlar sevişenlere Kadına değer verene erkek demezler Burada Sevenleri ve sevişenleri Sevmezler sultanım sevmezler Köylerde daha çok kadınlarımız çalışır bizim Sabah ezanıyla kalkarlar Doyururlar insanları ve hayvanları Sonra vururlar çocuklarını sırtlarına Tarlaya koşarlar yalın a
Ümit Yaşar OĞUZCAN
22 Eki2 dakikada okunur


Bir Ceylan Gibi Mahzun Bakışın
İVAN BUNİN * Senin bir ceylan gibi o mahzun bakışını Ve ne varsa, öylesine yürekten sevdiğim o bakışta Unutmadım, üst üste yığılan hüzünlü yıllarda Fakat görüntün, zihnimde gitgide dumanlandı Gün gelir, yürekte hüzün de söner artık Ne mutluluğun, ne acıların olduğu bir yerde Düşler de, anımsayışlar da silinir gitgide Kalır sadece, her şeyi bağışlatan bir uzaklık... Türkçesi: Ataol BEHRAMOĞLU İvan Bunin İvan Alekseyeviç Bunin (Rusça: Иван Алексеевич Бунин; d. 10 Ekim / 22 Ekim
İVAN BUNİN
22 Eki1 dakikada okunur

Hayat ve Sanat
DERGİSİ
Emek veren herkesin ADAsı
bottom of page







