Ölülerin Ardından

Hayrola!

*

İBRAHİM TIĞ

*

Halk arasında bir söz vardır, "Durup dururken eniştem beni niye öptü?" diye.

78 yaşındaki yazar Kemal Ateş, yıllar önce romancı, öykücü ve şair Burhan Günel ile romancı Adalet Ağaoğlu arasında yaşanan bir "intihal" kavgasını yeniden gündeme taşıdı. Odatv'den okudum ben de.

Burhan Günel Yazko Edebiyat Dergisinin Şubat 1981 tarihli sayısında, Adalet Ağaoğlu'nun "Bir Düğün Gecesi (1979)" romanını Aldous Huxley'in "Ses Sese Karşı (1928)" romanından "intihal" olduğunu bölüm bölüm, satır satır belgeleriyle ortaya koymuştu. Sonra da bu incelemesini "Benzer Romanlar" adlı eserine de almıştı.

Gerçekten de "Bir Düğün Gecesi", "Ses Sese Karşı" romanıyla birebir örtüşüyordu. Romanın karakterleri, karakter özellikleri, cinayet, aşk ve diğer olay örgüleriyle tıpatıp aynıydı. Bu bir esinlenme değil, intihaldi.

Burhan ağabey öleli 13 yıl, Adalet Ağaoğlu öleli de 5 yıl oldu. Durup dururken sırf kendi romanı "Toprak Kovgunları"nın 4. baskısını pazarlamak adına bu iki insanın kavgasını yeniden gündeme getiren Kemal Ateş'i kınıyorum.

Burhan Günel benim can ağabeyimdi, Şehir dergimizin de bir neferiydi. Bizi ve beni hiç yalnız bırakmadı. Çok yakından biliyorum, Kemal Ateş'e de çok büyük katkıları ve destekleri olmuştu. Karşı dergisinde ona sayfalarını açmıştı.

Şimdi neden Kemal Ateş, durup dururken Burhan Günel ile Adalet Ağaoğlu'nun 40 yıl önce yaptıkları "intihal" tartışmasını yeniden gündeme getirdi. Aklınca kin kusuyor Burhan Günel'e, Ağaoğlu'na da sahip çıkıyor. Bu aymazlıktır, yadsımaktır. Bunları söyleyip yazacaktın da Burhan Günel yaşarken neden yazmadın? O ölünce mi aklına geldi?, ölen birinin arkasından bunları söyleyen, yazan birisinde zerre miskal utanma aramak da beyhudedir!... Aklınca Burhan Günel'i küçük düşürüyor. Mert olan, o yaşarken bunları yazardı.

Ne yalan söyleyeyim, Kemal Ateş'i Türkçe ve dil konularındaki kitapları nedeniyle seviyordum, artık mümkün değil. Bende yok artık.

Bir kez daha hatırlatayım; Burhan ağabeyin eserlerinde aşk vardır, sevgi vardır, yaşanmışlık ve toplumsal gerçeklik vardır. Şiirsel bir dille yazdığı öyküleri insanın ruhunu okşar, ilmek ilmek sevgiyi, insanca yaşamayı öğütler...

Sevgiyle anıyorum Burhan ağabeyimi...