top of page

Yayla Hatırlamaları...

ree



Yusuf ERBAY

*

1.Kuş

(Doru sağdıç kuşumun, mora çalardı tüyü

Faniydi bencileyin, vakti gelince göçerdi)

 

Çekilirken perdesi kara perçemli sisin

O kuş beni seçerdi / yarenlik etmek için…

 

(Düşünce bulut çaya, susunca kanlı poyraz

Gurbet gelince başa, parlayan ocak söndü)

 

Kuşun sihri çözüldü / değince tüyü yere

Uçup gitti dalından / son rüyamı görmeye…

 

(Suya dağılan gölge, ıslatır dolunayı

Şafağı taşır ulak, ürkütmeden yuvayı…)

 

2. Gül

Sitem yağarken bulut

Sis perdesi değer

İkindi sularına…

 

Akşamla yanar takvim

Külü düşer gönlüme

Teraziler tartamaz…

 

-Uçuruma attığım gül

Çarpar kına taşına

Odam çınlar adınla…

 

3.Sis

Kanatsız fırtınayı

Dinler uçan kayalar

 

Hâlâ koşar çocukluk

Ürperen çayırlarda

 

Hâlâ gizlenir hayat

Yayla sisi altında-

 

4.Kül

Heyecan vermiyor

Yolcunun anlattığı

Çoban ateşleri

Isıtmıyor dağları

Bin yıldır titriyoruz

Sıtma dinmiyor.

 

-Devran dönüyor yine de

Ateşi demliyor sabır.

Taze nefeslerin harladığı

Küllerden yükseleceğiz….

 

5.Işık

Kuşluğun sert kırbacı

Uykulu sisi böldü

Işık vurdu sofraya…

 

Çimende kızıl tayın

İpini çeken çocuk

Değirmen çayını geçti …

 

(özgürlük yontuyor rüzgâr /

Güneş aldı yaylaya)

 

6. Çiçekler

Henüz ezilmeyen çayırlar buldum

Beyaz zambak gölgesinde altın başaklar

Ballıbaba gergefinde Hüsnü Yusuf deseni…

 

Zil çiçeği çalıyor akşam vaktini

Uçuruma eğilmiş civan perçemi

Mor üstünde kızıl alev haresi…

 

7.Şiir

Gerçek şiir dostlar

Karşı kayanın üstünden

Bulut denizine batan

Güneşi seyretmektir…

 

-Uzun bir gün sonunda

Yayla yorgunluğunda…

 


Yorumlar


bottom of page