Yayla Hatırlamaları...
- Yusuf Erbay
- 3 saat önce
- 1 dakikada okunur

Yusuf ERBAY
*
1.Kuş
(Doru sağdıç kuşumun, mora çalardı tüyü
Faniydi bencileyin, vakti gelince göçerdi)
Çekilirken perdesi kara perçemli sisin
O kuş beni seçerdi / yarenlik etmek için…
(Düşünce bulut çaya, susunca kanlı poyraz
Gurbet gelince başa, parlayan ocak söndü)
Kuşun sihri çözüldü / değince tüyü yere
Uçup gitti dalından / son rüyamı görmeye…
(Suya dağılan gölge, ıslatır dolunayı
Şafağı taşır ulak, ürkütmeden yuvayı…)
2. Gül
Sitem yağarken bulut
Sis perdesi değer
İkindi sularına…
Akşamla yanar takvim
Külü düşer gönlüme
Teraziler tartamaz…
-Uçuruma attığım gül
Çarpar kına taşına
Odam çınlar adınla…
3.Sis
Kanatsız fırtınayı
Dinler uçan kayalar
Hâlâ koşar çocukluk
Ürperen çayırlarda
Hâlâ gizlenir hayat
Yayla sisi altında-
4.Kül
Heyecan vermiyor
Yolcunun anlattığı
Çoban ateşleri
Isıtmıyor dağları
Bin yıldır titriyoruz
Sıtma dinmiyor.
-Devran dönüyor yine de
Ateşi demliyor sabır.
Taze nefeslerin harladığı
Küllerden yükseleceğiz….
5.Işık
Kuşluğun sert kırbacı
Uykulu sisi böldü
Işık vurdu sofraya…
Çimende kızıl tayın
İpini çeken çocuk
Değirmen çayını geçti …
(özgürlük yontuyor rüzgâr /
Güneş aldı yaylaya)
6. Çiçekler
Henüz ezilmeyen çayırlar buldum
Beyaz zambak gölgesinde altın başaklar
Ballıbaba gergefinde Hüsnü Yusuf deseni…
Zil çiçeği çalıyor akşam vaktini
Uçuruma eğilmiş civan perçemi
Mor üstünde kızıl alev haresi…
7.Şiir
Gerçek şiir dostlar
Karşı kayanın üstünden
Bulut denizine batan
Güneşi seyretmektir…
-Uzun bir gün sonunda
Yayla yorgunluğunda…
Yorumlar