Her Hafta Bir Dergi
top of page

Her Hafta Bir Dergi









maviADA

11.SAYI

2007 BAHAR


(DERGİYİ OKUMAK İÇİN RESME TIKLAYIN)


Zor bir kıştı, hep üşüdük.


Zaten gündemimiz doluydu. Birbirinin gözünü oymakta dünya sıralamasında sanki birinci ülkeydik.

Yetmedi, güneyimizdeki savaş, firavun ateşi gibi büyüyor. Saddam’ı da astık ama dünya barışı santim yol almadı. Küreselleşen dünyanın bizi ham edeceğinden tutun da, ısınan yerkürenin kıyameti kapıya getirdiğine dair söylemlere bir de yaklaşan seçim gerginliği… eklenince böyle oldu, demek isterdim, ama…

Kötü insanlar çok mu diyorsunuz?

En kara günlerde umudu yeşerten de insandı ama.

Ya şimdi? Şimdi bahar. Edebiyat güzel bir yalandır demezler mi? Yalan da olsa umuda ve güzelliğe ihtiyacımız var. Güzel konuşursak, güzel olur her şey… Ama sorunlar orda… Ama hep onlar kazanıyor, demeyin gene. Belki söylenen doğrudur, bakarsın görmezsek kaybolur olumsuzluklar, bakarsın onlar utanır. Bakarsın kırmızı kar da yağar…


***

Sanatta, hele lafın ebesi olan edebiyat dünyasında bir alanın piri yoktur, birkaç kişiyi saymazsak kimse kimseye elvermez, kimse kimsenin dostu da değildir. Yukarıdakilerin havuzu asla dolmaz, aşağıdan gelenlerden kimse hoşlanmaz, biri ortaya çıkar da sırça sarayını elinden alır, diye olsa gerek, yenilere vurmak adettendir.

Olsun, kim korkar hain kurttan.

Hiç aldırmayın. Orhan Pamuk’u düşünün… Döverken, sizi Nobel ödülü sahibi de yapabilirler.

Biz öyle düşünmedik, arada düşünmediğimize pişman olmadık değil, ama inat ettik. Yanılmadığıma seviniyorum.

Dost mu edindik, daha neler?..

Edebiyatın ilahi bir güç olmadığını savunuyorduk ya, az bir şey yeteneği olan, eğitimli, ama çok çalışan herkes yapardı, onu kanıtladık. Bize paylaştıkça büyüdüğümüz, güzelleştiğimiz öğretildi. Zaman zaman bu romantik kahramanlık bizi elverdiklerimize yem yapsa da, sevdik duruşumuzu. Bu da normal değil mi? Kanamadan kahraman mı olunurmuş? İlk dergi kimse-SİZ’i çıkardığımızda o güne değin edebiyatı tanrısal bir iş gören, deneyimsiz birçok arkadaşımı yazmaya yönlendirmiş, tartışmalara girerek yazılarına şiirlerine biçim vermiştim. Bir bölümü şimdi kitaplı yazar, bir kaçı ulusal çapta ödüllü… Onların da ilk işleri bizden birkaç santim büyük olduklarını savlamak olsa da, edebiyatın aristokrasisini bozduk(!). Gerek bu arkadaşlarımızın, gerekse başkalarının deneyim ve düşüncelerini bu sayımızdaki “Güneşe Dokunmak” dosyamızda bulabilirsiniz.


Sanat, hele edebiyat yetenek, eğitim, en önemlisi çokça çalışma istiyor. Çok satan yazar olmaksa başka bir şey. Profesyonel pazarlama, reklam, dağıtım gerekli. Dergiler bir ölçüde bunu yapar, popüler olandan daha çok, nitelikli olanı öne çıkarmaya çalışır. İşlevimizin, var olan değerleri açığa çıkarmak, yenilere okul olmak olduğunu, medyanın, oku diye dayattığının reklamını yapmak olmadığını, düşünüyoruz. Diğer dergileri bilmeyiz, ama maviADA bunu yapacak, asla karşı olduğu edebiyat dukalığının bir parçası, çarkın dişlilerinden biri olmayacak.


YARIŞMA AÇIYORUZ.

Siz de mi demeyin şimdi, Eksik mi kalsaydık? İlki güz 2007’de sonuçlanacak, ayrıntıyı kapakta ve Web sayfamızda bulacağınız yarışmanın amacı, yeni değerleri açığa çıkarmak, onlara destek vermek, bir farkındalık yaratmak. Bakarsınız umut oluruz...

Siz de ödül aramayın başka,

yok öyle bir şey çünkü.


Yorucu, ama bir o kadar zevkli altı dosyadan sonra yenisine geçiyoruz. Gelecek sayıda diğer yazıların yanında yeni bir dosyamız var. Dünyanın en gizemli, sihirli, vurucu, ama bir o kadar da yorgun bir anlatı türü konumuz; yani ŞİİR… Salt şiirlerinizi değil, Türk ve Dünya şiiri üzerine düşüncelerinizi, yorumlarınızı, şiirimizin durumunu, sorunlarını, seçkin şiirleri ve şairleri … inceleyen, irdeleyen yazılarınızı bekliyoruz.


1 Nisan 2007


Şenol Yazıcı


(DERGİYİ OKUMAK İÇİN RESME TIKLAYIN)


43 görüntüleme2 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

YAŞAR KEMAL

DENEME

1/3
bottom of page