Bir Kış Işını Üstüne
- Zeliha AYDOĞMUŞ
- 1 Haz 2022
- 1 dakikada okunur
Yorgo SEFERİS
*

1
Paslı tenekeden yapraklar
sonun ne olacağını gören
zavallı beyin için
şu bir-iki parıltı.
Kışın çıldırttığı martılarla savrulan yapraklar.
Birden açılıveren göğüs gibi
ağaca döndü el ele oynayanlar
çıplak ağaçlarla dolu koca bir orman oldu.
2
Beyaz yosunlar yanıyor
su yüzüne çıkıyor
göz kapakları olmayan deniz kızları
bir zamanlar dans eden şekiller
taşlaşmış alevler.
Her yer karlar altında.
3
Çıldırtmıştı beni yoldaşlarım
pusulalar, sekstantlar, teodolitler
ve her şeyi büyüten teleskoplarla
- keşke hiç yaklaşmasalardı.
Nereye götürür bizi böylesi yollar?
Belkide dönmemiştir daha
gül gibi bir alevle yanmaya başlayan gün
kayalıkların derinliğinde
ve Tanrının ayaklarına şahlanırken deniz.
4
''Sonunda bir ışık sorunuyum ben,''
demiştin yıllarca önce.
Şimdi bile yaslanırken
uykunun geniş omuzlarına
denizin uyuşturulmuş göğsüne
fırlatıldığın şu anda bile
karanlığın silinip açıldığı
köşelerde gözlerin
yüreğini delecek kargıyı arıyorsun
el yordamıyla
ışığa çıkarmak için.
5
Hangi bulanık ırmak sürükleyip götürdü bizi?
Biz derinlerde kaldık.
Sular akıp gidiyor başlarımızın üstünden
dilsiz kalmışları eğerek
çocukların fırlatıp attıkları
çakıllara dönüştü
kestane ağacının altındaki sesler.
6
Hafif bir nefes, sonra bir nefes daha,
sonra bir öfke kasırgası kitabı bırakıp
yırtarken geçmişin eski kâğıtlarını
ya da çömelip otlara seyrederken
dörtnala kalkan çalımlı binicileri
ve gövdelerinin her çiziğinden
ter boşanan genç amazonları
sıçrayıp boğuştukları oyunlarında.
Cana can katan rüzgarlar, güneşin
doğduğunu sandığın bir şafakta.
7
Alev alevi diriltir
zamanın damla damla akışı gibi değil,
bir şimşek gibi birdenbire,
birleşmesi gibi bir özlemin başka bir özlemle
birbirine kenetli,
ya da
ortada bir yontu gibi kalan
vuruşu gibi bir ezginin
kımıldamadan.
Rastgele bir sağanak değil,
bizim kılavuzumuz olan yıldırım bu soluk.
*
Yorgo SEFERİS' in Üç Kırmızı Güvercin Kitabından
sf. 135-138
/
ความคิดเห็น