Behçet Aysan
- maviADA
- 2 Tem 2021
- 2 dakikada okunur
DAĞILAN GÜL
ne söylersen söyle bu aşk ikimizindi
ikimizindi bir zamanlar aynı gökyüzü
bir samanın tutuşması gibi olan şey
biraz erzurumdu biraz rize biraz mardin
geniş, dingin, sürekli bir yurt gibi
ne söylersen söyle rüzgardır duyan
düşleri çağıran iri siyah gözleriyle
ve yanıbaşımızda mutlu kalan ne var ki
belki bir kuş akşamın ölü ağzındaki
sadece güldür dağılmış ayaklanmaya
ne söylersen söyle ruhum bağırıyor
acı içinde bağırıyor giden her şeye
uzak kapıların ses verip çağırmadığı
mutsuzluk değil mi biraz da şarkıdır
üzgün, kırık, iri bir gül gibi kanayan
ne söylersen söyle bir gün yiteceğiz
çam seli halinde kalabalık bir orman
alıp götürecek bizi kuytu ölümlere
yaşamanın anlamını sorsam da söyleme
konuştukça bir gemi açılıyor kıyıdan.

Sefa Behçet Aysan...Şair Edip Aysan’ın oğlu, şair Eren Aysan’ın babası. Ortaöğrenimini Selimiye Askeri Ortaokulu ile Kuleli Askeri Lisesinde (1967) tamamlamıştır. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan şair Tıp Fakültesi öğrencisi iken 12 Mart döneminde (1972) tutuklanmış, birkaç yıl öğrenimine ara vermek zorunda kalmıştır.
Cezaevinden çıkınca Türk Haberler Ajansı ve Yankı dergisinde gece sekreterliği yapmış, çeşitli işlerde çalışmıştır. Fakülteyi bitirdikten sonra Ankara Numune Hastanesi Psikiyatri Bölümünde uzmanlık eğitimi görerek (1984) ruh ve sinir hastalıkları uzmanı olan Behçet Aysan, İzmit ve Ankara’da çalışmıştır.
BİR EFLATUN ÖLÜM
kırgınım, saçılmış
bir nar gibiyim
sessiz akan bir ırmağım
geceden
git dersen giderim
kal dersen kalırım
git
dersen
kuşlar da dönmez, güz kuşları
yanıma kiraz hevenkleri alırım
ve seninle yaşadığım
o iyi günleri,
kötü
günleri bırakırım.
aynı gökyüzü aynı keder
değişen bir şey yok ki
gidip
yağmurlara durayım.
söylenmemiş sahipsiz
bir şarkıyım
belki
sararmış
eski resimlerde kalırım
belki esmer bir çocuğun dilinde.
bütün derinlikler sığ
sözcüklerin hepsi iğreti
değişen bir şey yok hiç
ölüm hariç.
aynı gökyüzü aynı keder.
Behçet Aysan'ın ilk şiiri Türk Dili dergisinde 1979 yılında yayınlandı. Daha sonra, Varlık, Milliyet Sanat, Hürriyet Gösteri, Yazko, Yarın, Yeni Düşün, Sanat Rehberi'nde pek çok şiiri ile okurlarıyla buluşmuştur. Karşı Gece ilk kitabıydı ve 1983 yılında yayımlandı. Şiirlerinde aşk, keder, ayrılık, ölüm, karamsarlık, kaçış, tabiat gibi konuları bireyselden başlayıp toplumsala doğru işlemiştir. Aysan sırasıyla Sesler ve Küller (1984) ile Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü'nü; Eylül (1987) ile Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü'nü; Deniz Feneri (1987) ile de Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü'nü kazanmıştır.
DÜELLO
parçalanmış bir aynada
nakışları esmer bir yüz
yansısını görüyorum
perçemleri akdenizli
bakışları simli sündüs
parçalanmış bir aynada.
ah! benim bu deliliğim
ıssız bir ada arıyor
yanaşıp çıkınca, şaşkın
dolaşmış çok önceleri
yabanıl ayak izleri
ah! yazık orda binlerce.
titrek bir mum ışığında
yeniden sarsak yüreğim
asla anmayacak aşkı
bir kez daha yapmayacak
yine çarpıp kayalara
su almakta, su almakta
batmaktadır köhne kalyon
yıldızları sönmüş gece.
bir yaz günü oldu bunlar
gri yağmurlar yağıyordu
çekildi bütün kılıçlar
ben bir yanda rakip hayat
denizse köpürdüyordu
ve şarkılar söylüyordu
alabildiğince bir siren
ölmemi istemiyordu.
ne parçalanmış bir ayna
ne mum ışığı kalacak
birazdan gün ağaracak
her gece yeni bir düello
her sabah yeni bir ölüm
hepsi bu şiire sığacak.
2 Temmuz 1993'te konuşmacı olarak davet edildiği Sivas Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında katledildiğinde henüz 44 yaşındaydı.
Comments