
volkanlar patlarken
şenliğin arka mahallerinde
su sessizce sıyrılılır
ve
toprağa sarılmış ne varsa
alıp götürür en derinden
kimse bilmez yarına büyüyen
sırdan sıyrılan günü
gün mazlum rollerde istemese de
saklar sözde görünür çağlayan
sessizce suya yoldaşlık eder kalp
gözleri yorgun bir çocuk çıkagelir
sabah vakti gün karanlıkken
kapılar üstüne kilitlidir
ama o bilmez yürür sokakta
sıcak bir nefes arar camlarda
yaralarına serince üflenecek
su sessizce derinden ilerler
durmaz herkes durmuşken
derinden ne varsa alır götürür
sınırları erite erite
iyiye damıtılmış hayata yürür
bir anne sesi duyulur
herkes yokken yollarda
bağırır en derinden sesiyle
hiçliğin tuzağına düşmesin
suyun izindeki çocuğu diye
aç bir kedi belirdi öğle sıcağında
ürkek bakışlarla dikildi karşıma
avucumla su taşıdım ona
önce bir adım geri gitti
sonra bir damla suyu içti yerde kalan
tek başımıza suyun izini sürdük sonra
herkese yeterdi
ekmek gibi
aş gibi
herkesi seven aşk gibi
anne haykırışı
dolanıp durdu
dopdolu hayatın içinde
derinden alıp götürüyordu su
ne varsa iyiden yana uzak diyarlara
anne sesi ve kedinin patileri
suya iz oldular
ben de
koşar adımlarla izi sürdüm
çağırarak tüm candaşlarımı
yepyeni bir deniz yurduna