Yalnız Bir Çınar
top of page

Yalnız Bir Çınar

Güncelleme tarihi: 9 Şub 2021

/

Anadolu Edebiyatı ve Nadir GEZER

/

etkinlik


maviADA BURSA TÜYAPtakı 2. Programında Nadir Gezer'in onuruna Köy Enstitülü yazarlarında katıldığı "...Yalnız Bir Çınar: Anadolu Edebiyatı" nı sundu. Programı maviADA adına Şenol YAZICI yönetti.

4 Mart 2010, Bursa TÜYAP


* 4 Mart'ta Uludağ salonunda gerçekleşen programda salonu dolduran izleyiciler duyarlı birkaç genç insanın yanısıra, çoğu sekseninde köy enstitü öğretmenlerdi. Program, başta Nadir Gezer olmak üzere çoktandır karşılaşmayan, birbirinden haber alamayan 1950'lerin enstitüden okul arkadaşlarını bir araya getirirken, konuşmacı ve dinleyicilerin coşkulu tavırlarıyla edebiyat, sanat, siyaset dahil her yönüyle ülkenin ağır konularının konuşulduğu bir aile toplantısına döndü. Program yöneticisi Şenol YAZICI'nın konukların her tür akışı bölen beklentisine sabırla uyum sağladığı, enstitülerin duygulu söz ve eylemleriyle, bilinen edebiyat programlarından hiçbirine benzemeyen, ama hepsinden daha bir insani özellik kazanan maviADAnın bu seferki programı, İzmir'den gelen konuk köy enstitülü yazar Mehmet CİMİ'nin maviADAya armağan getirdiği incirler ortaya çıkınca ayrı bir renk ve tabi ki doyulmaz bir tat da kazandı. kim demiş edebiyatcı büyüdükçe insan sıcaklığı azalırmış diye...

maviADA DERGİSİ

*

Sevgili Konuklar,


Anadolu Edebiyatı ve Nadir GEZER onuruna toplandığımız bu günde, çok uzaklardan gelenlere önceliği vererek, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu denli kalabalık etkinlik fazla yapmadık, hele yaş ortalaması bu denli yüksek ve bilge bir kitleye ilk kez sesleniyoruz, ne mutlu bize...


Tekrar hoş geldiniz.


Dün, bizi anlamasa da, okumuşunu hiç sevemese de kulağımız halkımızdaydı, başkasını bilmiyorduk.


Sözünün bir yerine toplumunu, insanını yerleştirmeyen yazı bizden değildi. Turgut Uyar, Bilge Karasu şaşkınlıkla izlediğimiz yeni türedi zencilerimiz gibi gözüküyordu. Hele Orhan Pamuk, Cezmi Ersöz? Ne yazardı ki bunlar, anlamaz ancak kızardık. Ama yeniye şans vermeli kalenderliğiyle yer de açardık, otursun diye. Fakir Baykurt’un, Mahmut Makal’ın, Talip Apaydın’ın, Mehmet Başaran’'ın, Nadir Gezer’in… olduğu yerde özenen, ama başaramayan olarak gördüğümüz bu anlatı yoksulları da barınsın artık ne vardı, sanki hazinemizden ne eksilirdi, diyorduk!?


Sonra devran değişti, dil değişti, insan değişti…

Küreselleşme şaka maka derken bir silindir gibi ezdi geçti, ülkemi, dilimi, edebiyatımı. Benim sevgili okurum, yazarım, uluslararası tekelden beratını alan yerli yayınevim, tek ağıt yakmadan toplumcu edebiyatı, artık onun için gurbete dönen kendi ülkesinde namahrem ellere boynu vurulsun diye terk etti.

Yalnızlayan o büyük dev, Anadolu’nun bozkırlarında yeşermiş orman, ağıtsız, feryatsız figansız, halkımdır ne yapsa yeridir, diyerek ormanlardan önce küçük korulara, sonra yalnız ağaçlara dönüştü.

Tıpkı 700 yıl unutulan Türkçe gibi...


Balık gibiyiz, unutmamız meşhurdur.


Gözlerimiz küreselleşmenin işaret ettiği ufuklarda yıldız arıyorduk, ayağımız uçurumlara giderken. Sonsuz unuttuk.


Arada bir bir yerlerde denk gelsek, ince ince sızlasa da sol yanımız, bu köylü edebiyatının hükmü tamamdı, hala böyle yazan mı var, diye şaşırarak gülüp geçtik. Dönüp baktığımızda, halkının unuttuğu, Tanrının bile yağmuru esirgediği o yalnız ve bakımsız ağaçların birer dev çınar gibi hala yükselmesine hayret ederdik.

Doğasını Anadolu’nun en büyük aydınlanması, köy enstitülerinden gelenlerin oluşturduğu bu yazının, insanının, ülkesinin sevdalıları, hamurlarındaki erdemle asla rotadan şaşmadan direndiler.

En büyük özellikleri yazdıkları gibi adam olmaya çalışmaları, bencil olmayan ötekini de gören bir ideal uğruna yapılanmalarıydı. Ezberletilmiş her şey sanatı öldürür, onda da bu öğreti sanatı zorluyordu elbette, ama aklı ve kalbiyle ortak bir dünya özlemiyle bir şey öğretmeye çırpınıyordu.


Nadir Gezer onlardan biri. Tanımaktan onur duyduğum, asla küçük insanlara minnet etmeyen, porselen dişleriyle değil, yüreğiyle tüm bedeniyle gülümseyen insan sevdalısı, ilerleyen yaşına karşın bir çalışkan arı… En önemlisi, o güzel bir insan…adam gibi adam.

maviADA olarak elimizden ancak bu kadarı geldi. Bir şey yapabilmişsek ne mutlu…


Teselli olsa da yol henüz bitmedi…


Şenol Yazıcı


-Tuyap Sunuş Konuşmasından-


Mart 2010


*


DOSYA:

Bir Ormandan Yalnız Bir Çınara; ANADOLU EDEBİYATI ve Nadir GEZER

*

KATILIMCILAR

/ Şenol Yazıcı, Öner Yağcı,Nadir Gezer, Mahmut Makal M.BAŞARAN , Ahmet Özer, Yusuf Yağdıran,


*


8 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
1/3
bottom of page