top of page
Yazarın fotoğrafımaviADA

Bir Kara Ütopya

Güncelleme tarihi: 29 Ara 2020


Güzel Yeni Dünya ya da Cesur Yeni Dünya...


Hangisi olursa olsun ne güzel ad bir kitap için... Hiç bundan dünyanın zindan gibi en kara hikayesinin çıkacağı aklınıza gelir mi?


Cesur Yeni Dünya, Aldous Huxley'in 1932'de basılan romanı. Brave New World romanın özgün adı. Sözcüklerdeki anlam kaymasına da güzel bir örnektir kitabın adı. Sheakespeare'in zamanında "brave" kelimesi "güzel" anlamına geliyordu, yani kitap'ın asıl manası "Güzel Yeni Dünya" dır.


Romanın kurgusu Londra'da 26. yüzyılda distopik bir atmosferde geçiyor. Bilim ve teknolojideki büyük gelişme insana uygulanmış, üreme teknolojisiyle, uykuda öğretimle toplum değiştirilmiştir. İnsanlık sağlıklı, teknolojik açıdan gelişmiş, savaşlar ve yoksulluk yok edilmiştir; tüm ırkların eşit olduğu ve herkesin mutlak olarak mutlu olduğu bir dünya vardır. Yani hayal edilen her şey gerçekleşmiştir. Böyle bakınca tanımlanan dünya bir ütopya olarak da gözükebilir, fakat ironik bir ütopyadır bu. Tüm bu gelişmeler birey için önemli olan birçok değerin yok edilmesi, kaldırılmasını da beraberinde getirmiştir. Aile, kültürel çeşitlilik, sanat, edebiyat ve felsefe artık yoktur.

Yeni Dünya'da tanrı Ford'dur. Zevki önüne gelenle seks yapmada ve vücutta yan etkileri en aza indirilmiş bir uyuşturucu olan soma kullanmada bulan toplum hazcı (hedonistik) bir topluma dönüşmüştür.

Distopyalar da bir ütopyadır, o da hayatla ilgili önermeler de bulunur, ne var ki bunu ters eğitimle umutsuz öngörülerle yapar... Bak böyle giderseniz böyle olursunzu gibi...


Romanın ismi, Shakespeare'in Fırtına isimli eserinden, perde V, sahne I'deki Miranda'nın konuşmasından alınmıştır:

*

“O wonder!

How many goodly creatures are there here!

How beauteous mankind is!

O brave new world,

That has such people in't!”


“Bu kadar bunca yakışıklı varlık varıp gelmiş buraya Ne güzel şeymiş meğer insanlık Böyle dünyalıları olan Yaşasın bu yaman, bu cesur yeni dünya”


Çeviri : Can Yücel

Romandaki karakterlerin adları ilginçtir, tarihi gerçek kişiliklerden izler taşır. Bir karakterin de adını Atatürk'ten aldığı ileri sürülür.


Kitaptaki karakterlerin isim kökenleri

  1. Bernard Marx, George Bernard Shaw ve Karl Marx

  2. Lenina Crowne, Vladimir Lenin

  3. Fanny Crowne, Fanya Kaplan, Lenin'i öldürmek için başarısız bir suikast girişimi düzenleyen kişi.

  4. Polly Trotsky, Lev Troçki

  5. Benito Hoover, Benito Mussolini, Herbert Hoover

  6. Helmholtz Watson, Hermann von Helmholtz, John B. Watson

  7. Darwin Bonaparte, Napoleon Bonaparte, Charles Darwin

  8. Herbert Bakunin, Herbert Spencer, Mikhail Bakunin

  9. Mustapha Mond, Mustafa Kemal Atatürk, Sir Alfred Mond

  10. Primo Mellon, Miguel Primo de Rivera, Andrew Mellon

  11. Sarojini Engels, Friedrich Engels, Sarojini Naidu

  12. Fifi Bradlaugh, Charles Bradlaugh

  13. Joanna Diesel, Rudolf Diesel

  14. Jean-Jacques Habibullah, Jean-Jacques Rousseau, Habibullah Han

Aldous Huxley romanı 1931'de İngiltere'de yaşarken kaleme aldı. Bu dönemde zaten başarılı bir yazar ve sosyal hicivci olarak tanınmaktaydı. Cesur Yeni Dünya, Huxley'in beşinci romanı ve ilk ütopya (veya distopya) denemesidir. Kitap, Yevgeni İvanoviç Zamyatin'in Mıy (Biz) isimli kara ütopyası'ndan oldukça etkilenmiştir (bu kara ütopya George Orwell'in 1984 isimli eserini de etkilemiştir).

Bernard-Marx : Alfa-Artı psikoloğu. Uygarlığın önceden belirlenmiş rollerine seve seve razı olmaları için yetiştirilmiş ve şartlandırılmış modern insanları arasında duygu kavramının farkında olan istisnalardandır. Fakat Marx Londra Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi'nde mutsuzdur. Çünkü fiziksel olarak diğer Alfa-Artılardan farklıdır (neredeyse bir Delta kadar kısadır), bu nedenle de dışlanmaktadır. Hatta yapay kanına fazla alkol konulduğundan bu hale geldiği iddia edilmektedir. Yalnızlık için duyduğu özlem, zorunlu cinsel özgürlüğün bitmek bilmeyen hazlarından duyduğu hoşnutsuzluk, Bernard'ın kaçma duygusunu güçlendirir. Bu yüzden eski, ilkel yaşama biçiminin hala sürdürüldüğü az sayıdaki vahşi ayrı bölgelerinden birine (New Mexico) yapacağı ziyaret derdine çare olmasa da dönerken beraberinde Londra’ya getirdiği ‘Vahşi', teknik uygarlığı farklı bir gözle değerlendirir, onlara neleri kaybettirdiklerini hatırlatır.


John the Savage (Vahşi): Linda ve Thomas’ın oğludur. Yeni Dünya'lı olan Linda, bir gezide New Mexico'da John'a kazara hamile kalmıştır. Vahşi, bulup okuyabildiği tek kitap olan Shakespeare derlemesiyle yaşamını biçimlendirmekte, Dünya'ya ozanca bir algılamayla bakıp, adeta bir sirk maymunu yapılması niyetiyle getirildiği Yeni Dünya’daki saçmalıklara soneler ve oyunlarla karşı durmaya çalışmaktadır. Ama Eski Dünya’da “yabancı veya ten rengi farklı” olduğu için dışlanan, Yeni Dünya’da ise yaşam alanı bulamayan Vahşi'nin dünyası bu ağırlığı taşıyamaz.


Henry Foster: Hatchery’nin yöneticisi ve Lenina’nın partneri.


Lenina Crowne: Beta-Artı Embriyo çalışanı, sarışın ve etine dolgun, John’ın sevdiği kız.


Mustapha Mond: Batı Avrupa Dünya Denetçisi. Diğer insanların mutluluğu uğruna çok sevdiği gerçek bilimden vazgeçmiş insan.


Fanny Crowne: Beta Embriyo çalışanı, Lenina’nın arkadaşı.


Benito Hoover: Lenina’nın Alfa-Artı arkadaşıdır. Bernard’dan hiç hoşlanmaz.


Helmholtz Watson: Alfa-Artı insanı. Duygusal Mühendislik Koleji'nde doçent, Bernard-Marx ve John'ın (Vahşi) güvenip, sırlarını paylaştıkları insan. Bernard gibi o da üretim hatasıdır. Hissetmesi veya cinsellikten kendini soyutlaması antisosyal ve hoşgörülemez aykırı davranışlardır.


Linda: John'un annesidir. Ayrı bölgede mahsur kalmadan önce Londra'da Beta-Eksi bir embriyo işçisidir... Uygar dünyada normal olan davranışları (istediğiyle cinsel ilişkiye girmek vs. - Çünkü "Herkes herkese aittir") nedeniyle vahşi ayrı bölgesinde dışlanmıştır.


Yaşlı Mitsima: John’a Indian’ı ve kilden çömlek yapmayı öğreten kişi.


Popé: Linda'nın ayrı bölgedeki sevgilisi.


Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi: Seri insan üretimi ve eğitiminin yapıldığı merkez. Bokanovski yöntemiyle tek yumurtadan yüze yakın ikiz embriyo oluşturulmakta, bu yüzden dünya nüfusu 2 milyardan fazla olmasına rağmen 10.000 soyadını paylaşmaktadır. Bu merkezde sosyal sınıfları ve görevleri önceden belirlenmiş, neredeyse her türlü hastalığa (yaşlanmaya bile) karşı bağışık insanlar üretilir. Zihinsel hiyerarşik bir sosyal kast sistemi vardır. İnsanlar, Alfa-Artı entelektüellerden Epsilon-Eksi yarı moronlara kadar sıralanır. Yine aynı merkezde Pavlov tarzı şartlandırmayla herkes kasttaki yerini, ait olduğu sınıfı ve yapmak zorunda olduğu işi sevmeye, bireyselliğe değil topluma önem vermeye ve sürekli tüketmeye şartlandırılır. Cesur Yeni Dünya'nın mutlu ve istikrarlı insanları oluşturulur.

*


Kaynak:İnternet




17 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör