Susmak Zamanı / Yazmak Zamanı / Şimdi Gitmek Zamanı
top of page

Susmak Zamanı / Yazmak Zamanı / Şimdi Gitmek Zamanı

Güncelleme tarihi: 6 Oca 2022


En güzel anlarda bitiveren hikâyeler vardır. Alıştım zamanla. İlki çok acıtmıştı muhtemelen; anımsayamıyorum şimdi. Duygusu kayboluyor gün geçtikçe içinden yaşanılan her şeyin; bir olay, bir vaka gibi kalıyor insanın aklında. Başka hikâyeler yazılıyor üzerine, başka sonlar, başka hisler alıyor yerini. İnsan yaşadıkça en çok alışmaya alışıyor. Yine de alıp başımı gitmek istiyorum en güzel yerinde hikâyenin, o daha bitmeden. Geride kalmaları sevmiyorum çünkü. Gitmeler daha kolay geliyor, kaçıp gitmeler daha doğru aslında.


Yaşamak zamana karşı yarışmak bir nevi. Ancak zaman adaletsiz. Yaşam süresi hiç kimse için eşit değil. Elde kalanı kestirmeye çalışmak, mutlak bir yarından ya da biraz sonradan emin olmak imkânsız. Hatta belki de, onu değerli kılan da her an yitirebilecek duygusuyla yüz yüze olmak. Yine de hayal kuruyoruz, bizim olmayan yarınlar üzerine. Programlıyoruz, erteliyoruz, beklentiler içine giriyoruz…


Ve yarın, yaşamakta olduğumuz hikâye en güzel yerinde bitebiliyor. Hayaller önümüzden süpürülüp usulca sağ cebe koyuluyor. Yüzümüze çöken hayal kırıklıklarının izleri belli olmasın diye sol cepten bir maske çıkarılıyor. Çok şey varken hiçbir şey yokmuş gibi davranmanın; konuşmak isterken susmanın, ağlamak isterken gülmenin kural sayıldığı bu oyunu hepimiz biliyoruz. Bundan mütevellit diplomatik bağlar kuruyoruz hayatla. Velhasıl ne kadar organik yaşamak istesek o kadar hormonlu oluyor ilişkilerimiz.


Ne vakitti, sabahın akşama vardığı saatler hüzün çökerdi içime. Sanki devamı yokmuşçasına hayatın, acırdım bitmekte olan güne. Ne vakitti her anın, bir mücevherat kıymeti vardı. Umutsuzluk; kışlıkları kaldırıp yazlıkları çıkarmak gibi her defasında yeniden başlamayı gerektirmiyordu. Bulandırmadan yaşıyordum hayatı; yalansız, riyasız… Üzerime yıkılmış gibi gelmiyordu yeni başlayan her gün.


Oysa şimdi hayat; ayağıma dar gelen bir ayakkabı gibi sıkıyor, canımı acıtıyor… Kalabalıklar içinde oynanan bu oyunda sahanın dışına atmak istiyorum kendimi arada sırada. Derin bir nefes almak, zamanı durdurmak, mola vermek istiyorum yaşamaya. Kıyıdan konuşmalardan, köşe başı arkadaşlıklarından sıyrılmak, itiş kakışın hükmünü sürdüğü, esir eden bu düzenden çıkmak istiyorum.


Hikâyenin en güzel yerinde çekip gidiyorum sonra. Zaman hızla geçiyor; yeni hikâyeler yazılıyor. Ben her defasında giden oluyorum. Ardımda kalan sessizlikte susarak konuşuyorum içimdekileri. Kâğıda düşüyor kaçarken yüreğimden dökülen tüm sözcükler. Susmak zamanı bitip yazmak zamanı geldiğinde bir başka hikâyenin içinde gitmek için beklerken varlığından emin olamadığım yarına üzülüyorum daha bugünden…


Ben her zaman giden oluyorum hikâyelerimin en güzel yerinden…

Etiketler:

28 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

GELECEĞİM

KARANFİLSİZ

1/3
bottom of page