Kırık dökük anıları topluyorum gökyüzüne bakarak.

Yıl 1968
Ankara otobüs garındayım,
Ulusoy otobüsüne biniyorum
Giresun-Trabzon- Rize seferini yapacak.
Son kez kucaklıyorum Babamı orada.
Giresun şehrinde gece
karanlığın içinde
Yıldızlara küsmüş.
Ankara dan telgraf geldi,
Babamın durumu çok kötü.
Kendimi hiç böyle
Gidecek hiç bir yeri,
yazacak tek bir cümlesi
sığınacak kimsesi
kalmamış gibi hissettiğimi
Hatırlamıyorum.
Dışarda kar yağıyor,
Üşüyorum.
Durdukça içime doğru açılan
koridorlara başımı uzatıp
uğultulu kar sessizliğini dinliyorum.
Yer yatağında uyku bir türlü tutmuyor,
Ne kadar sürdüğünü bilmediğim
suskunluğumun derinliğinde
Babamı görüyorum.
Kalkıp pencereden dışarıya bakıyorum,
Siyah gölgelerin arasında insanlar çoğalıyor birden…
Korkuyorum,
Dönüp sedirin üzerine oturuyorum.
Odanın içi soğuk,
Tül perdeyi çekip dışarıya bakıyorum.
Yüreğim çarpıyor, başım dönüyor…
Ağlıyorum.