Bugün Pazar….. erken uyandım;
Gökyüzü gümüş renginde, ağaçlar çiçek açmış,
Gözlerim isyancıl bakışların kuşatmasında.
Derinden bir sevdanın rüzğarında kaybolan düşler
Kıskaç kuşkularla birleşiyor.
Sonsuzluğun acıları düşüyor yüreğime…
Ve ben sonsuzluğun acılarını değil,
Umutların derinliğini arıyorum.
Sonsuzluğun acıları içinde kaybolan düşlerim,
Gecenin mahmurluğunu bitirip,
Sabahının meltemiyle buluşunca,
Filizlenmiş umutların ve özlemlerin kapısını çalıyor.
Şehrin yalnızlığında Sarayönü hapishane gecelerini anımsıyorum.
Nihat Behramın dizelerinde Deniz Gezmiş in gülüşünü arıyorum.
Anlamını arayan binlerce sözcük geçiyor aklımdan.
Karşıt binleri toplayan sabahın ufkunda sürgün veren alacakanlıkta,
Ekmeğe, özgürlüğe, insanlığı saran salgına dair
İçimi kamçılıyan düşünceleri çoğaltıyor.
Hep sonsuz bölünmüşlüğün acısıyla
Dikenli tellere yakalanan bedenleri cansız yere serme yerine,
Sevdalanmanın alevlerinde kaybolan,
Seven, sevilen özgürlüğün sonsuz sınırlarını aşarak yaşayan,
Mavi denizlerin derinliklerinde umudunu çoğaltan
Kıbrıslıları düşünüyorum.
Bedenimden adaçayı, şinya, lazmari,
Yasemin, güldamlası, festikan, yusufçuk,
Ekşi, ve turuncun binbir renk kokusu fışkırıyor.
Bugün Pazar….. erken uyandım.
Kıbrısın dört bir yanı asker !!!! ….
Anlamını anlamakta zorlanıyorum,
Sonsuz çaresizliklere hapsedilmiş rızası bahçelerden
Çığlık çığlığa koparılmış güllerin kıymetini.
Ufuktaki denizin derinliklerinde çocuklarımın gözlerini,
Sabahın melteminde kadınımın ışık saçan gamzeli gülüşünü arıyorum.
Mücahitlik yıllarımın geçtiği,
Tarih boyunca acılar ve sevdalarlar yoğrulmuş,
Yasemin kokan eski Lefkoşayı özlüyorum.
Bugün Pazar… erken uyandım.
Benliğim zaman akvaryumunda dostluğu,
Kardeşliği, barışı ve özgürlüğü arıyor.
Hayat Hüseyin- 19 Mart 2020 Mağusa