Yapıcı Eleştiri Kutsaldır
- Şenol YAZICI

- 20 Ağu
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 21 Ağu

Şenol YAZICI
*
MERAKLISINA NOTLAR
*Attila İlnan'ın andacıdır, altını çizdiğini meraklısına notlar diye sunardı.
Mimar Sinan'a mal edilen o fıkrayı anımsar mısınız, bilmiyorum: Hani adamın biri, yaptığı bir caminin minaresinin eğri olduğunu iddia edince, Sinan emretmiş, dört beş işçiyle doladıkları halatlarla çekerek minareyi düzeltmeye çalışmışlar. Bir yandan da izleyen adama "oldu mu," diye soruyorlarmış. Adam da bir gözünü kapatıp minareye bakıyor, onlara ayar vermeye çalışıyormuş. Sonunda "oldu ," deyince bırakmışlar.
Adam gidince Sinan'a anlayanlar sormuş; " Taş ve horasanla yapılan bir minare iple çekerek düzelir mi?"
Halinden mennun giden adamı işaret ederek gülmüş Sinan: "Demek düzeliyormuş,."
Terlikten Korkun
Yaptığınızı bilmem ama siz siz olun yazdığınızla, ürettiğinizle, yapıtınızla ilgili olumsuz yargıların oluşmasına izin vermeyin, tabi elinizdeyse.
Bunun için nasıl yaparsanız yapın; mutlaka kendinizi sınayın. Hem de bir kez değil, her koşul ve ortamda... Herkesin sesi bazen hamamda güzel çıkabilir, her ortamda güzel çıktığı yargısına ulaşmadan herkese şarkı dinletmeye kalkmayın, umduğunuzun aksi olabilir, terliği yiyebilirsiniz.

Her Şeyi Eleştirmek Mümkün
-Yukardaki resme bakıp da "belli ki bir modern resim sergisi , iyi de kadim mısır firavununun orda ne işi var demez misiniz?" Demeyin, belki ressamın amacı odur; Size göstermek. -
Elalem Ne Der?
Ben kendi adıma hiçbir gerçekten korkmadığımı düşünürüm. Ne var ki ÖNYARGILARDAN çok korkarım. Bir başlamasın, kısa sürede bir din haline gelir; aşamazsınız, kılına dokunamaz, hiç bir şeyini değiştiremezsiniz ve yanlış bile olsa ebedi bir doğruya döner.
Bunu da eleştiri tetikler...
Yılmayın
Bu sizi yıldırmasın. Bazı şeyleri değiştiremezsiniz.
Bazen bir şey kaçan gözünüz o anlık görmeyebilir, biraz bakımla düzelecektir, ama bir gözünüz körse yapacak bir şey kalmamıştır, elinizden ne gelir ki? İnsan her alanda başarılı da olamaz, siz yüz metre rekortmeni olabilirsiniz ama mukavemet yarışı olan maratonda nal toplayabilirsiniz. O zaman yarışacaksanız iyi yaptığınız bir alanda yarışacaksınız ya da aynı koşullarda yarışanlarla... Başka türlü yarışmaya kalkmazsanız kimse de sizin kusurunuzu yüzünüze çarpmaz
Bunu anlamak da sınamadan geçer; yani eleştiriden.
Eleştiri Öğrenilen Bir Davranıştır
Zevk, tercih ve beğeni herkesin kendi çapında sahip olduğu özelliklerken, eleştiri öğrenilen bir davranış biçimidir. Kabul edilebilir yapıcı bir eleştiri herkesin işi değildir. Düzgün eleştiri yapanı ararsanız çok arayabilirsiniz, iyisi mi siz onların hangisini seçip alacağınızı bilin.
*Beden eğitimi öğretmenlerinden idareci yapılmadığını duymuştum, yapılsa da çok başarılı olamadıklarını da... Gazinin Beden Eğitimi bölümünü kazanıp bir süre okuduğum halde bırakmamın birkaç nedeni olsa da belki de en temel nedenidir o önyargı. Sanki idareci olacağım vardı.
Meslek hayatımda ilk başladığım yıllar hariç, çünkü o bir emrivakiydi, bir kez bile idareci olmadım oysa. Hiç heves de duymadım.
*Şairlerin edebiyatın en sorunlu insanları olduğunu duymuştum.
maviADA'da dergisinde de bu yargıyı haklı çıkaran bir kaç örnek yaşayınca kafamdaki önyargı perçinleşmişti; şairlerin duygudurum eşikleri çok düşüktü.
O nedenle şiiri daha çok şiirsel metinlerde kullandım, düzyazı önceliğim oldu.
maviADA'ya başladığımda dergide şair sıkıntısı çekince mahlas olduğu çok belli bir adla şiirler de yazmaya başladım, 2000'li yıllarda .
Kaç Kıratlık İş
*Ben de öyle bir merak vardır; körlemesine yaptığımın iyi olduğunu düşünemem, ürettiğimin kaç kırat olduğunu anlamak isterim. Kendime güvenimle ilgili değil bu, özgüvenimle sorunum yok, ama ürettiğimi iyi bilemem, bu kuşkulu bakış yapıtımla ilgili. ..ve kuşkusuz ben herşeyi aynı güzellikte ve en birinci yapamam.
Kişiye, zevke ve beğeniye bağlı görece bir tercih değil midir sanat eseri? Herkesin seveceğini üretmek ideal olsa da onun mümkün olmadığını tahmin etmek zor değil, o zaman emsallerinin içinde yeğlenen olmalı iyi yapıt.
Bunların hepsi bir araya gelince, yazdığım yaptığım her yapıtta özellikle şiirdir, öyküdür ilk denediğim alanlarda, genelin önyargılarını ve beğenilerini bir ölçüde toplayıp arşivleyecek hale gelinceye değin bana büyük bir alçakgönüllülük çöker, hırslı bir eleştiri açlığı yaşarım.
Ayırt Etmeyi Bilmeli
İlk okuyucularım, öykülerimi, romanlarımı, denemelerimi eleştirenler yakın çevrem olur. Ordan geçiş alabilirsem kasap ,bakkal, günlük arkadaşlarım... belki ömürlerinde ilk ve son okumalarıdır bir öyküyü, denemeyi, kitabı, olsun, onların hepsinden evrensel insanı üretiyorum; evrensel insanın beğenisi ve zevkleri ne olurdu bulmaya çalışıyorum.
Hiç kitapla işi yok, sanatla ilgisi ne alaka diyeceğiniz, ilkel, eğitimsiz, yaşadığı hayatla da kendini olduramamış, kara cahil biriyse moralinizi bozmaz mı diyorsunuz? Derdim onunla evlenmek değil sadece yapıtıma tepkisini ölçmekse neden bozsun ki?
Aklımızdan çıkmamalı, edebiyatın herkesin olurunu almak isteyen bir yani vardır ve hırsı hiç doymaz.
Adamın biri çıkmış, size zaman ayırmış, kitabınızı satın almış, öykünüzü, şiirinizi, romanınızı okumuş, bir de eleştiri biriktirmiş ve size aktarmak istiyor. Para verseniz yaptıramazsınız. Siz de beğenmiyorsunuz.
Alay ediyor olmalısınız.
Samimi eleştiri kolay bulunan bir şey değildir, o nedenle bulmuşsanız şanslısınız, değerini bilin.
Elbette çevrenizde kötü niyetli, yıkıcı, sizi demoralize edecek insanlar da vardır; o durumda yapacak bir şeyiniz yok, doğruları alır, ötekileri çöpe atarsınız.
Ayırt etmeyi bilmeli.
ŞANSLI BİR ŞİİR
Aşağıdaki şiirim öylesi şanslı yapıtlarımdan biri oldu. 2000'li yıllarda maviADA'da takma adla yazdığım şiirlerim nedeniyle bir SİMAV'dan bir şiir etkinliğine bir davet aldım, oysa o güne değin ikisi iki baskı yapan üç düzyazı türü kitap yazmıştım ama kimse beni bir yere davet etmemişti.
Bu bana şiir konusunda cesaret verdi. Birkaç şiiri ANTOLOJİ.COM'a gönderdim. Sonra bir arkadaşım haber verdi; "Şiirin ANTOLOJİ com 'da iki kez ayın şiiri seçildi, " dedi. Arkadaşımla her gün görüşürdük, bugüne değin dikkatini yazdıklarıma çekememiştim, ama başkalarının takdiri onu da takdire mecbur bırakmıştı.
Bak bu yönlü de işe yarar yar hiç kimse kendi memleketinde peygamber olamamış derler ya, türlü nedenlerle ürettiğinize çok yakın çevrenizden bir yanıt alamayabilirsiniz, kabul edilebilir birinin eleştirileri dikkatini çekebilir.
AŞAĞIDA O ŞİİR ve ONLA İLGİLİ ELEŞTİRİLERİN YERALDIĞI SAYFANIN LİNKİ VAR.
Besbelli ki çoğunun şiirle ilgisi var, bazıları dinleyici düzeyinde, ama aralarında alıp başınızda çelenk gibi taşıyacağınız değme eleştirmenleri de aşan yetkinlikte kalemler de var.
İYİ OKUMALAR

AY ZAMANI
*
Şenol YAZICI
*
Bir küstüm çiçeğidir, ergenliği aşmış yalnızlıklar;
Hem herkes, hem her şey olmaya hazır, hem hiçbir şey olmamaya kararlı...
öyle kırılgan dururlar... Savrulan sarışın yapraklar gibiyken hayat her ay büyür, her ay tutulur onlar. Ay vurur, gece büyür, bir Kaş mavisi kadar korkunç ve güzel gökyüzü, dünyanın çatısına gerili delik deşik bir örtü,
uzar, uzar, uzar…
Belki şimdi, sıyrılır yatağından çıplak bir mavi kadın,
ki gün görmemiş karanlığıdır, ağır bir zamanında ömrün, hiç sevilmemiş
portakal çiçeklerinden yalnızlık toplar.
şimdi en hazanından bir güz ağlar tenimde,
ölür gece,
sevdam kanar... Biterse ses, ay boşalır yuvasından dökülür suya,
söner söner aydınlık, tek bir keman çalmaz,
dağılır dört bir yana iç kanatıcı bir kırılganlık; Ay yanar, su yaralar.
/
*
2023, EYLÜL
























































Yorumlar