- videoya tıklayarak müzik eşliğinde okumanız önerilir-
İktidar güzel şeydir, güç ya da dünyalık ondadır, doğru, ama evrensel ve kalıcı değildir. Sanatçınınsa derdi o olmalıdır; EVRENSELLİK. Diğer türlü olsaydı dünyalıklarını karşıladıkları dönem kilisesinden başka kim tanırdı Rafael'i, Da Vinci'yi?
Öteki halde iyi şiirine karşın dünyalığını doğrulttuğu iktidara silahşör olarak onlarla beraber tarih olan Necip Fazıl olursunuz, iktidarın sürgün edip vatansız yaptığı ama insanlığın evrensel şairliğe yükselttiği Nazım Hikmet değil.
Sanat keseye, iktidara değil, zevk ve beğeniye hizmet eder, dersek yanlış olmayacaktır.
Buna bakıp hani o beylik sözü gözlük alırsan; "zevkler ve renkler tartışılmaz..."ı yani, görecedir başarısı ve değeri denilebilir değil mi? Sen beğenmiyorsun ama öteki beğenir... dersen olur mu? Öyle san, komik olursun. Konu yumurtaysa yaptığın önce yumurta olmalı; gezen tavuk, çift sarılı ayrıntısı ayrı... Belli ölçütleri karşılayamayan, alanında çıtayı aşamayan bir yapıt çok kişi tarafından bilinip beğenilse de belki moda olabilir ama sanat yapıtı olamaz. Hele klasik hiç…
Klasik, sıradan sanat yapıtından daha ötesi aşkın eser demektir, tartışılmaz, yani çift sarılı yumurta... Yapıtın sanat eseri olduğunu kanıtlamasının yanında çağlar boyunca nitelikli olarak tanımlanmış, sanatçısı ve ismi yaygın olarak bilinen yapıtlardan biri olduğu gelir akla. Picasso’nun Guernica ya da Boticelli’nin “Venüs” tablosu ya da Montaigne’nin Denemeler kitabı.. gibi.
Konu müzikse Rodrigo’nun Gitar Konçertosu, Beethoven’in Ay Işığı Sonatı, Ravel’in Bolerosu… örneklenebilir. Hele Vivaldi’nin “Dört Mevsim”’i denilince akan sular durur. Adından da anlaşıldığı gibi dört mevsimi, mevsimlerin tipik özellerini, KIŞ bölümünde üşürsünüz, sarılacak bir şey ya da bir kişi ararsınız, BAHARda o hercai coşku, SONBAHARda ne giyeceğini bilemeyen insan hali, YAZ da ise rehavet... yansıtacak dende başarılı olmasının yanında insan ruhundaki o ana bağlı dalgalanmaları da çok güzel hissettirir. YAZ da rehavet hali dedik ya "4 MEVSİM"in YAZı fırtınalıdır, hele sonları. Bunda temel etken de sanatçının yapıtına insanı yani direk kendini de katmış olmasıdır. VİVALDİ , sara hastasıdır ve YAZ mevsiminde sıkıntıları artar
Sayısız reklam ve filmde kullanılmış, birçok farklı tür ve anlayıştaki müzisyende farklı enstrümanlarla “Dört Mevsim”i yorumlanmıştır.
Dört Mevsim'e değinmeden ilginiz yoksa bilmediğiniz bazı müzik terimlerine değinmeli. Konçerto bir çalgının teknik özelliklerini ön plana çıkartmak amacıyla yazılmış, orkestra eşliğinde seslendirilen, genellikle üç bölümden oluşan müzik eseridir. Vivaldi ve ardılı da sayılabilecek Bach bu şekle esas karakterini vermişlerdir.
İnsanı ruhunu lodos yemiş deniz gibi altüst eden bu uzun soluklu yapıt "4 MEVSİM", İtalyan besteci Antonio Vivaldi tarafından keman için bestelenmiş 4 konçertodan oluşan bir eserdir.
1725 yılında bestelenmiş Dört Mevsim, Vivaldi'nin en ünlü eseri olmakla beraber, aynı zamanda Barok ve klasik müzik repertuarının en ünlü örneklerindendir. Özgün içeriğe sahip konçertoların her biri, adını aldığı mevsimin özelliklerini yansıtır. Örneğin "Bahar" coşkulu ve tempoludur, "Kış", yüksek perdeden notalarla çalındığı halde, "Yaz" kendisinin "Fırtına" olarak da adlandırılan son bölümünde adeta bir fırtınayı çağrıştırır. Sara hastası olan Vivaldi, artan rahatsızlıkları nedeniyle yazdan nefret eder ve siz bunu o muhteşem müzikte derinden hissedersiniz. Sonbaharsa uyku zamanıdır.
Belki de sanat yapıtlarının ortak gizemi burdan anlaşılır. Bir yapıt ne kadar çok bir insanı payda alırsa o kadar çok insanı kucaklayacak ya da evrenselleşecek demektir.
Konçerto değindiğimiz gibi her bölümün başında açıklayan bir soneyle resmedilir. Bunlara göre;
"İlk konçerto olan “İlkbahar”ın birinci bölümünde, kemanlardan kuş sesleri yükselir. Bahara özgü ne varsa sökün eder; bir derenin şırıltısı, meltem esintisi ve rüzgârın sesi... Bu tempolu ve coşkulu açılış o hercai bahar coşkusuna dinleyeni de taşır. İkinci bölümde yaylılar eşliğinde solo keman, bir çobanla köpeğinin ağaçların altında uyuklamasını seslendirir. Üçüncü bölümde ise sakin bir pastoral dans çalınır.
İkinci konçertoda “Yaz”, zaman zaman fırtına ve yağmurların görüldüğü, boğucu sıcaklıkta bir mevsimdir. İlk bölümde güneşin merhametsiz sıcağıyla adeta yanıp kavrulan insanlar, hayvanlar ve ağaçlar anlatılır. Ardından orkestra; kuşların şarkılarını, rüzgârın sesini ve yaklaşan bir fırtınanın uğultusunu seslendirir. İkinci bölümde, uykulu bir küçük çobanın, çakan şimşekler ve sinekler nedeniyle uyuyamaması canlandırılır. Son bölümde ise fırtınanın kükreyişi, bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun ekinleri yerlere yatırması duyulur.
“Sonbahar”, hasadın toplanmasını kutlayan köylülerin dansı ile başlar. Dansa, “Baküs’ün kadehi özgürce akar ve pek çoğu derin uykuda huzurlarını bulurlar,” sözleri eşlik eder. İkinci bölümde köylülerin içkinin etkisiyle birer birer uykuya dalışı canlandırılır. Son bölüm ise bir av anlatımıdır. Solo keman korkmuş av hayvanlarının çığlıklarını seslendirir.
“Kış”ın ilk bölümünde; rüzgârlı, karlı ve buz gibi bir hava resmedilir. Solo keman ısıran ve iğneleyen rüzgârı, yaylı çalgılar ise titreyen ve ısınmak için ayaklarını yere vuran insanları anlatır. İkinci bölümde ise bir ateşin başında toplanmış köylülerin rahatlaması, huzur ve dinginliğe kavuşmaları canlandırılır. Konçerto, karda yuvarlanmanın ve buzda kaymanın heyecan ve keyfini yansıtan canlı bir allegroyla son bulur."
Vivaldi yakın zamana değin pek bilinmedi. Ancak 1920'den sonra yapılan araştırmalar sonucunda kendi notları ve yüzlerce eseri gün ışığına çıktı. DÖRT MEVSİMe açıklayıcı olarak Bahar, Yaz, Sonbahar ve Kış başlıklı iki dörtlük ve üç dörtlükten oluşan 14 dizelik bir nazım şekli olan dört sone, yani şiirler de eklediği de çok bilinen değildir. Oysa müzik tarihinde ilk kez açıklamalı, şiirli eser yaratan da o olmuştur. Kullandığı temaların hepsinin bir adı vardır; “avcıların kovaladığı ceylan”, “buzda kayan adam”, “saka kuşu”, “pınarların fışkırması” gibi isimler kullandı. Konçerto hakkında bir diğer az bilinen bilgi ise, dört mevsimi ayrı ayrı başarıyla yansıtan bu yapıt genelde bahar temalıdır. Vivaldi’nin sara hastası olması nedeniyle en çok zorlandığı mevsim olan yaz ayının ve bitmesini hiç istemediği kış aylarının temalarını hüzünlü bir ezgi olan Minör ezgiyle yazmış olması da bir diğer bilinmeyendir.
“Kızıl Papaz” diyorlardı VİVALDİ'ye. Henüz kominizim icat edilmediğinden siyasi değildi kuşkusuz bu adlandırma. Kıpkırmızı saçları vardı ve gerçekten de rahipti.
Antonio Vivaldi 1678’de Venedik’te doğdu. Terzi kızı bir annenin ve berber bir babanın oğluydu. Berber baba zamanla başarılı bir kemancı olacaktı. Kemancı babanın oğlu ne olur ki? O da ilk müzik eğitimini babasından alacaktı.
Sonra papaz okuluna gitti. Vivaldi, 1703 yılında resmen papazlık görevine atandı. Bu arada kızlar yetimhanesinde keman öğretmeni oldu. Yetim ya da sakat kızlara keman çalmayı öğretiyor ve konserlerde seslendirmeleri için her ay iki konçerto yazıyordu. Bu dönemde Vivaldi besteci olarak dikkat çekmeye başladı. Op.1 sonat seti 1705 yılında yayımlandı.
1709 yılında yetim kızlara keman öğretmenliğinden ayrılmak zorunda kaldı.
1709'da Op.2 keman sonatını Danimarka Kralı IV. Frederik'e ithaf eden Vivaldi, konçerto yazımını sürdürüyordu. Hollandalı yayıncı Estienne Roger, Vivaldi'nin 12 konçertodan oluşan L'estro Harmonico adlı eserini yayımladı. Bu, dönemin en etkili müziksel yayını oldu. Almanya dışına hiç çıkmayan Bach'ın müziğinin İtalyan yanının oluşmasında önemli bir yeri olacaktı 1714'te Vivaldi'nin konçertolarını duyan Quantz, Albinoni ile birlikte Vivaldi'ye konçertoda reform yapmaları için ödenek bağladı.
Ne güzel dönemmiş, ne güzel de ülke… Yeter ki sanatla uğraş diyorlar bir de maaş bağlıyorlar. Biz de ise bir partiye asker olursan dünyan garanti...
1723 ile 1724'te Roma'daki karnaval mevsimi için üç opera yazdı. Yine 1723'de Vivaldi, Pieta'nın yöneticileriyle ayda iki konçerto besteleme konusunda anlaştı. 1725'te yazdığı eseri Op. 8, Il cimento dell'armonico e dell'inventione ile ünü daha da yayıldı. Bu yıllarda opera sanatçısı Anna Giraud ile aşkı başladı.
1737'de görev yaptığı Ferrara'nın yöneticileriyle arasında sergilenecek operaların seçimi konusunda çıkan anlaşmazlık sonucu işinden ayrılacak, ardından Amsterdam'a yerleşecekti. 1741'de Graz'da sevgilisi Anna'yı dinlemek için Avusturya'ya yaptığı yolculuğu sırasında Viyana'da konakladığı bir dulun evinde ölecek, aynı gün de kimsesizler mezarlığına gömülecekti.
Vivaldi'nin 500'den fazla konçertosu vardır. 94 tane opera yazdığı söylenmesine karşın, bunların ancak 50'si günümüze ulaştı. Farklı enstrümanlardan yararlandı. Viyolonselden solo enstrüman olarak onun yararlandığı kadar kimse yararlanmadı. Barok müziğinde nefesli çalgılar ağırlıktayken, onun müziğinde yaylı çalgılar öne çıktı. Yine de klasik estrümanları da başarıyla kullandığı yapıtları az değil, 230 keman konçertosunun yanında, flüt, obua, çello, viyola, mandolin konçertoları vardır. Klasik müzikle ilgisi olmayanların bile bildiği Dört Mevsim Konçertoları en sevilen eseridir. Bir müzik dehası olan Vivaldi'nin hırslı ve güçlü kişiliği, müziğine de yansıyacaktır.
Huzurla uyu VİVALDİ, yerin aydınlık olsun.