top of page

KİRACI

Güncelleme tarihi: 17 Ara 2020


"Bahçesi çok büyük, çocuklar için ideal, herhalde verecekler evi bize, umutluyum" dedi eşim telefonda. "Bir evvelki kiracı çok gürültü yapıp komşuları çok taciz etmiş, bu sefer aile olsun da ne olursa olsun diyorlarmış."

"Kirası çok mu?" ilk sorduğum soruydu. Bahçesi filan iyiydi de, kirası da çok önemliydi tabii. Her zamanki gibi işin aslına el attım, evin tescilli kötümseri olarak. "Bir önceki kiracı evi biraz hırpalamış, boyamışlar filan ama, çok da iyi değil aslında, onun için apartman kirasına kapabiliriz herhalde" dedi eşim...


Sesi umutluydu, çocuklar için çok istediği bahçeyi bulmuştu, ama sorunlar vardı daha çözülecek, umut etmek istemeden bekledim. "Kiraladım, sizi almaya geliyorum, yarın oradayım" diye bir telefon geldi, ertesi günü. işte Metallicanın meşhur olmaya başladığı zaman boşalttığı eve kiracı olarak girmemiz böyle oldu.


Metallica'nın tek sşarkısını bile duymamış bizler için hiçbir şey ifade etmeyen bu durum, etrafımızdakilerden değişik tepkiler almamıza neden oluyordu. Komşular "gürültü patırtı" yapan bu guruptan kurtuldukları için cok memnundular. "sabahlara kadar parti, içki, kim bilir başka neler, bıkmıştık", "garajda müzik yapıyorlardı, canımızı burnumuza getirmişlerdi" gibi şikayetler çoğunluktaydı.


Araba garajını yirmi santim kalınlıkta yumurta kartonlarıyla kaplamışlar üstünü de sentetik halı parçalarıyla örtmüşlerdi. ev sahibi bu tuhaf oluşumu değiştirmemiş, garajın duvarlarını temizlememişti. Bizim gibi insanlar için Metalica'nın ne olduğunu anlamadan bu durumu anlamak biraz zordu, sadece biz değildik bu durumda olan, bizim gibi yaşayacağı ülkenin pop kültürünü almadan gelen arkadaşlarımız da bizim evin garajına bakıp, "bunu ne diye böyle yapmışlar" diye şaşırdıklarında bizden duydukları şey "Metallica diye bir gurup burada calışmış" oluyordu. Sonra hemen herkes aynı şeyi soruyordu. "kim onlar?" Daha Google filan yok ki ne olduklarını bulayım, "işte bir heavy metal grupmuş, şimdi meşhur olmuşlar buradan gitmişler" deyip geçiyordum. Hemen herkes bizim gibi bu yeni bilgiyi hazmetmeye çalışırken, "yaaa, heavy metal haaa" diye başını sallayıp duvarların tuhaf şekline bakmaya, karton kutuların altını üstünü kurcalamaya devam ediyorlardı.


İş bununla da kalmadı, evin popülaritesinin nerelere uzandığını ve ev sahibinin neden evi o kadar isteyen olmasına rağmen bize verdiğini gece yarısı çalınan kapı zilleriyle anladık. Hemen her seferinde genç kadınlar oluyordu kapıyı çalan, genelde de kafaları bayağı iyi oluyordu bunların. Her seferinde guruptan birisini soruyorlar, orada olup olmadığına bakmak için kafalarını da eve sokmak istiyorlardı, evi ucuza kaptığımızı düşündüğümüz için sesimizi çıkarmıyorduk, ev sahibine şikayet etmiyorduk, hem bizim hem ev sahibinin istediği olmuştu, bu olay böyle birkaç sene sürdü.


Bir gün işten arkadaşım "evinizi gördüm dün mtv de" dedi, şaşırdım, mtv'yle bizim ne işimiz olur? Hiç istifimi bozmadım, "yaaa öyle mi, niyeymiş?" diye sordum, çok da meraklı görünmek istemeden. "Metallica hakkında bir programdaydı, Lars evi gösteriyordu, "burada yaşadık, burada meşhur olduk diyordu" Çok meşhur bir eviniz varmış da söylemiyorsun, gelip bir havasını koklayayım bari" dedi, gülüştük.

"Nasıl oldu da orayı kiralayabildiniz, eminim çok isteyeni vardi" dedi iş arkadaşım. Bilmiş bilmiş başımı salladım "you don't even want to know" dedim. "you don't even want to know"*


* Bilmek bile istemezsin

11 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör