Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya
Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar
Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya
Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı
Bakıp kapatıyorlar
Geceye giriyor türküler ve ince şeyler
"Memelerinde biraz irin, biraz balık ve biraz gözyaşı
Bir dev oluyorsun deniz deniz deniz
sisin dere ağızlarından sokulup akşamları
Fındıklarımızı basıyor
Neyleriz kararan tomurcukları
Çocuklarımıza yalvarıyoruz: Aç durun biraz
Tecimenlere yalvarıyoruz:
Bir "Hotel" bir gizli evlenme az çiziniz
Bir banka az çiziniz bir yalvarma
Bizden size ve sizden dışardakilere
Karılarımızı yolluyoruz tırnaklarını kesmeye ve demeye
-Evet efendim-
Çocuklarımızı yolluyoruz dilenmeye
Bizler gidiyoruz yatağımız tanrıya emanet
Yazların motorlu çingeneleri
Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya
Baba evleri, ilk kez girilen ırmağa dönüş
Toprağa tutku, kendinden dolayı
Kulaklarımızı tıkıyoruz: Para para para
Kulaklarımızı açıyoruz: Kavga kavga kavga
Sorar belki biri: Kavga ama neden kavga
Komşumuza sonsuz balta, karımıza yumruklar içinde
-Bilmiyoruz neden kavga.
Sonra kasabanın cezaevinde
Silgimizi göz önüne yerleştiriyoruz
Günlerimiz iterek genişletiyoruz
Yer açıyoruz karılarımızı düşünmeye
Bizsiz geçen menevşeyi düşünmeye
Durup ince şeyleri anlatmaya
Kimselerin vakti olmasa da
Okulların kadın öğretmencikleri
Tatil günlerini çoğaltsalar da
Kutsal nemiz varsa onun adına
Gözlerimiz için bağlar dokusalar da
Birikimler ve çizgiler gitgide gitgide
Açmaya ilkyaz çiçekleri
Bir gün birileri öte geçelerden
Islık çalar yanıt veririz
Gülten Akın, 1933 yılında Yozgat’ta dünyaya geldi, 4 Kasım 2015’te hayatını kaybetti. Liseyi İstanbul’da, hukuk fakültesini ise Ankara’da okudu. Kaymakam eşiyle birlikte Anadolu’nun birçok kentini gezdi ve Anadolu’yu yakından tanıdı.
Avukatlık ve öğretmenlik yaptı. Bir dönem Türk Dil Kurumunda çalıştı. İnsan Hakları Derneğinde yöneticilik yaptı.
Avukatlık yaptığı dönemde mağdur insanların davalarına ücretsiz girdiği için “kötü örnek teşkil ettiği gerekçesiyle” baro tarafından uyarıldı. Ayrıca ezilen toplum kesimlerini desteklediği için sert eleştiriler aldı. Dönemin siyasal ortamından ötürü ailesi ile birlikte çeşitli sıkıntılar yaşadı.
Sağlam karakteri ve vicdanlı tavrı ile geniş kitlelerin takdirini kazandı. Uzun yaşamı boyunca fikirlerinden hiç taviz vermedi ve sanat dünyasına aralıksız olarak katkı sunmaya çalıştı.
Sanatçı 4 Kasım 2015’te hayatını kaybetti.
Gülten Akın’ın edebiyat serüveni çok genç yaşta başlasa da onun özgünlüğü yakalayıp başarılı bir şair olarak ortaya çıkışı 30’lu yaşlardan sonra olur.
Bireysel temaların işlendiği lirik şiirlerle sanat yaşamına adım atan sanatçı daha sonra toplumsal içerikli şiirler yazmıştır. Sanat yaşamının son dönemlerinde ise İkinci Yeni akımının imgeli sanat anlayışını benimsedi.
Toplumcu gerçekçi edebiyat anlayışını sürdürdüğü dönemde Nazım Hikmet’in etkisinde kaldı. Bu dönemde aynı zamanda halk kültüründen faydalandı. Ancak folklorik eserler vermek yerine modern şiirin imkanları ile halk edebiyatı tarzını birleştirmeye çalıştı.
Gülten Akın’ın birçok şiiri bestelendi ve halk tarafından büyük ilgi gördü. Sözlerini yazdığı pek şarkı günümüzde halen yaygın olarak seslendirilmektedir. Bu şarkılardan en meşhuru Deli Kızın Türküsü adlı eserdir.