Adettendir, yılbaşı gelmeden muhasebe yapılır. Belki sorunları bitirip temiz bir sayfa açmak istenir de ondan.
Biz de o dileklerle öyle yapalım.
Biliyoruz, bu günlerde farklı farklı sayfalardan, kimi Güneş Ülkesi , kimi maviADA, kimi de Mavi Işık... olarak ortaya çıkışımızdan siz de yoruldunuz, biz de...
Görüntüye bakarak mahkum etmeden , sabırla beklediğiniz için açıklama farz oldu. 12.000 kişilik sayfa üyelerimizden bu fetret devrinde sabırsızlanıp gidenlerin sayısı 500'ü bulmaz. Bu 500'ün içinde daha önce maviADA'nın dostluğunu görmüş, kitabını, etkinliğini tanıtmış, hatta onda yazarlık aşamasına gelmiş, ama bu gününde ortada gözükmeyen ya bize ilgisi azalmış ya da artık başka ilgileri oluşan, ama sonuçta beklediğimiz tavrı sergilemeyen bizim sildiğimiz kişiler de var. Yani kaybımız çok değil.
Aslında bizim seçimimiz ya da suçumuz değildi bu. Daha büyük ideal ve planlamayla başlamıştık. Bir WEB sayfası almış, daha üst hedefler koymuştuk.
Ne var ki tam uygulama hazırlığındayken Facebook maviADA adımızı değiştirmeye bizi mecbur etti, maviIŞIK olduk. Sayfa sahibinin bir kişi adı olması gerektiğinde ısrar eden Facebook'u, dergilerin imece ortaklıklar olduğuna hala ikna edemedik. Her ne kadar web sayfamızdan yayın yapacaksak da duyurular için sosyal ağlara gereksinme olduğunu elbette görüyoruz. Ne var ki, yine bizim seçimimiz olan maviIŞIK güzel bir ad olsa da hem bize dayatılmasından hoşlanmadık, hem de maviADA üstünde olmaz göründü. Onu öylece bir anıMÜZEye çevirip yeni bir yapılanmaya gitmek o günün bakışında doğru gözükmüştü.
Kabrini yapıp mezar taşını ondan koyduk. GÜNEŞ ÜLKESİni yapılandırdık. Radikal bir karardı, ama dediğimiz gibi FACEBOOK'un faşistçe bulduğumuz dayatmasını kabul edemezdik. Etmedik de ama bizim isyanımız güya da kaldı.
Şimdi facebookla görüşüp çözmeye uğraşıyoruz. Bizi taklit eden adı maviADA olan çok sayfa var, onlara dokunmadılar, bizim kişi sayımızın çokluğu dikkatlerini çekmiş görünüyor, büyük bir işletme sanıyorlar. Galiba reklam ya da benzeri bir beklenti var. Yakında bir yoluyla kimi açılardan paralıya dönerse şaşmamalı.
Ne var ki biz maviADA’yı terk etmişsek de o etmedi.
Edebiyat, sanat tıpkı hayat gibi, tıpkı ülkeler gibi bir gelenek sürdürücüsüdür… Ha dediğinizde başka bir şeye dönüşemez, inkar ederek yeniyi kurgulayamazsınız. Bir kere GÜNEŞ ÜLKESİni üreten maviADAydı, kopmaz bağları vardı. Değişen biçimseldi, anlayış değil; 2002'den bugüne değin ne yaptıysa aynını yapacaktı:
Yenilere okul olacak, yol gösterecekti. Arkasız, reklamsız olanlara olanaklarını sunacaktı. Çağdaş vizyonlu insandan başka bir taraf gütmeyecek, çok sesliliğe önem verecek, temel ilkelere uyan herkese ayrımsız açık olacaktı. Onun gözünde Nobel alanla hayatından bir resmi bir estetikle sunan aynı değerdeydi. Üstüne üstlük internet olanaklarıyla, sayfa para derdi gütmeden herkese göre bir yeri artık kolay bulabilirdi. Yani basılı maviADA'dan tek farkı biçimsel ve daha özgürlükçü tavrıydı. Ayrıca sizler, yani okurumuz, yazarımız yani 14 yılda kazanılan temel kitlemiz oradaydı.
Ama kolay, yormayan pratik çözüm yolunu da henüz üretemedik. Bu sebeple de buluncaya değin iletişimi koparmadan sürdürmeyi seçtik. Olan buydu.
Ümit ediyoruz, en kısa zamanda bulacağız. O zaman bizi aradığınızda tek bir sayfadan bulacaksınız.
Birazcık daha sabır ve anlayış bekliyoruz.
* Sorunlarımızın bir bölümünü şimdiden aştık. Üye olduğunuz sayfa Facebookça silinebilir, o durumda lütfen küsmeyin, kalabalık olan sayfalarımıza geçiniz.