top of page

Şiirleriyle Bir Unutulmaz Siyasetçi:

Karaoğlan Bülent ECEVİT

*

ree

Nurten B. AKSOY

*

O bir devlet adamı, O bir politikacı, O bir şair ve yazar, aynı zamanda beş kez Türkiye Cumhuriyeti’ne başbakanlık yapmış bir “dürüst siyasetçi”; ama her şeyden önce yüreği sevgi dolu, mütevazı bir insan…


Ölümünün yıl dönümünde Karaoğlan Bülent Ecevit‘i rahmetle anıyoruz…


ree

El Ele Büyüttük Sevgiyi


Birlikte öğrendik seninle

avcumuzda yüreği çarpan

kuşa sevgiyi


elele duyduk kumsalda denizin

milyon yılda yonttuğu

taşa sevgiyi


tırtılları tanıdık seninle baharda

tırtılken daha sevmeyi öğrendik

sevgiden üreyen kelebeği


toprağı evimiz gibi sevdik seninle

birlikte sevdik kuru toprakta

ev küren köstebeği


köstebeğinden toprağına taşına

tırtılından kelebeğine kuşuna

elele sevdik bu dünyayı


acısıyla sevinciyle sevdik

yazıyla kışıyla sevdik

köy-köy ülke-ülke


gökler gibi sardı dünyayı

yağmur gibi sızdı dünyaya

dünya kadar oldu sevgimiz


elele büyütüp elele derdik

elele derip insana verdik

verdikçe çoğalan sevgimizi


Bülent Ecevit, 28 Mayıs 1925 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası Kastamonu doğumlu Fahri Ecevit, Ankara Hukuk Fakültesi’nde adli tıp profesörüydü. İstanbul doğumlu olan annesi Fatma Nazlı Hanım ise ressamdı.




ree

Dere


ağacım ben dalları derinde

yaprağım ben paramparça

suyla ışığın ellerinde


ben yüzen bir kuş

uçan gölgeyim suda

gökte bir ışık


göğüm ben

toprak yatağında

suyla karışık


eğil bana bak bana

senim ben

sana aşık


Bülent Ecevit 1944 yılında Robert Koleji’nden mezun oldu ve aynı yıl içinde çalışma hayatına Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nde çevirmenlik yaparak başladı. Önce Ankara Hukuk Fakültesi sonra da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi İngiliz Filolojisi bölümüne kayıt yaptırmasına rağmen yüksek öğrenimine devam etmedi.




ree



Yapamadığımız


Rahşan’a


akşam kapı eşiğinde bir terli giysi gibi

soyunmak vardı derdinden evrenin

bir entari serinliğini giyinmek

kendi derdini tespih gibi çekmek elinde


yün örmen vardı akşamları koltuğa gömülü

karşında polisiye roman okumak vardı

sorgusuz bakışmak yoruldukça gözlerimiz

sevinçsiz gülmek üzüntüsüz ağlamak


oturmağa konuklar gelmesi bazen

çevresinde bir masanın kaygısız

sıcacık konularda bir demli çay gibi

bilmedik komşularla konuşmak


dünyamızla uyuşmak vardı

oyunda sonunu görmeden oynamak

sevinebilmek kazandığına

yitirdiğine yerinebilmek


düşünmeyebilmek yoruldukça düşünmekten

kamaştıkça örtebilmek gözlerini

düşlerde bile ışıktan sakınarak kendini

uyayabilmek vardı vaktinde rahat


1946 yılında okul arkadaşı Rahşan (Aral) Ecevit ile hayatını birleştirdi. 1950 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nin yayın organı olan Ulus Gazetesi’nde çalışmaya başladı. 1955 yılında ABD’nin Kuzey Karolina eyaletinin Winston-Salem kentinde, The Journal and Sentinel’de konuk gazeteci olarak çalıştı.



ree

Göçmen


Sevdiklerimin başında bir bilmediğim

Görmediğim özlemediğim özlediklerimin başında


Yurdum olmadan sıladayım

Kimsem ölmeden yasta

Yollarda gözlediğim ne

Mektuplarda beklediğim ne


Nereden sürmüşler beni buralar nere

Buralar nere, buralar nere


Bir bildiğim olmalı, bilmez olmuşum

Bir derdim olmalı, gülmez olmuşum

Buralara konmuş göçmen olmuşum

Bir derdim olmalı, gülmez olmuşum


1957’de Rockefeller Foundation Fellowship Bursu ile yeniden ABD’ye gitti, Harvard Üniversitesi’nde sekiz ay sosyal psikoloji ve Orta Doğu tarihi üzerine incelemeler yaptı. Bu sırada Ecevit’in sürekli “hocam” diye bahsettiği Henry A. Kissinger Harvard Üniversitesi rektörü idi. Harvard’da 1957 yılında, 1950-1960 arasında verilen antikomünizm seminerlerine sürekli Olof Palme, Bertrand Russell gibi kişilerle katıldı.




ree

Mağara


mağaranın duvarına

hayvanları taştan oydum

kükrediler karanlıkta

türkülerle karşı koydum


karanlıktı mağara

ışığı taştan oydum

üşüyordum

bir de güneş koydum


aşk oydum mağaranın duvarına

aşk oydum

ağrıdı taşlar

yarıldı mağara


1953 yılında CHP’ye kaydolan Ecevit, ilk olarak Gençlik Kolları Merkez Yönetim Kurulu’nda görev alarak siyasete başladı. 1957 seçimlerinde CHP’den milletvekili oldu. 8 Mayıs 1972’de istifa eden İsmet İnönü’nün yerine 14 Mayıs 1972 tarihinde CHP genel başkanlığına seçildi.



ree


Promete Kentte


promete şimdi kentte

kayalara bağlı değil

beton duvarlarla çevrilidir

kartalların giremiyeceği bir semtte

kendi kendini kemirir


26 Ocak 1974 tarihinde Millî Selamet Partisi (MSP) ile kurduğu koalisyon hükümetinde ilk defa başbakanlık görevini aldı.



ree

Sınır


dur yolcu bura sınır

yabandır yasaktır ötesi

çiçeklerden seçemezsin

kokuları renkleri bir bir


kuşdan pasaport sorulmaz

gümrüksüz geçer yüküyle karınca

dur yolcu bura sınır

sen geçemezsin


dereye bakma durmaz akar

öteden de içer ceylan bu suyu

dur yolcu bura sınır

sen geçemezsin


dur yolcu bura sınır

ne çizili ne yazılı

geçemezsin yine de silemezsin

içinde kazılı


20 Temmuz 1974’te başlayan Kıbrıs Barış Harekatı’nı, 14 Ağustos’ta II. Barış Harekatı izledi. Kıbrıs Harekatı’ndan sonra Ecevit, “Kıbrıs Fatihi” olarak anılmaya başladı.



Av


ormanın kuytusunda vurulan geyik

hayvanlar acınla suskun

dallar yasınla eğik

boynuzlarında çizgilerinde gözlerinde

avcının söndüremediği iyilik


12 Eylül 1980 darbesinde eşi Rahşan Ecevit ile birlikte Hamzakoy’da (Gelibolu) yaklaşık bir ay gözetim altında tutulan Ecevit diğer parti başkanlarıyla beraber siyasetten uzaklaştırıldı.

ree

Ben misin


Dirilten misin beni gövdem

Öldüren misin bilmem


Gördüren misin beni gözüm

Körleten misin bilmem


Bildiren misin bana başım

Gizleyen misin bilmem


Bir ben varım benden öte

Ben misin bilmem


Ecevit, 7 Kasım 1982 halk oylamasında kabul edilen 1982 Anayasası’nın geçici 4. maddesi ile diğer bütün partilerin ileri gelenleriyle birlikte 10 yıl siyaset yasaklıları kapsamına alındı.


ree

Uyum


boşluğa bulut buluta yağmur

yağmura toprak ne güzel uymuş


gündüze güneş güneşe tarla

tarlaya başak ne güzel uymuş


başağa buğday buğdaya insan

insana emek ne güzel uymuş


emeğe eylem eyleme yürek

yüreğe sevgi ne güzel uymuş


2000 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde üniversite mezunu olmaması nedeniyle cumhurbaşkanlığına aday olamadı. Koalisyon partilerinin bu hükmü değiştirme teklifini ve kendisine cumhurbaşkanlığı teklifi getirmesini ise teşekkür ederek reddetti.


Köylü Kadınlar


köylü kadınlar

fistanları güllü kadınlar


topraktan doğup da toprağı yoğurandır onlar

veresiye canlarını doğurandır onlar


köylü kadınlar

fistanları güllü kadınlar


yüzleri güneştir onların yanık

ayakları topraktır onların yarık


doyulmadan güzelliğine

tarlalarda solandırlar


köylü kadınlar

fistanları güllü kadınlar


1973 seçimlerinde CHP’nin seçim kampanyasında, yaşlı bir kadının “Karaoğlan nirede ha evlatlar, Karaoğlan’ı görmek istiyom.” şeklindeki sorusundan sonra Karaoğlan adı CHP’liler tarafından benimsenmiş ve ilerleyen yıllarda da Türkiye’de Bülent Ecevit için kullanılmaya başlanmıştır. Seçim propagandalarında “Umudumuz Karaoğlan” sloganı söylenmeye başlamıştır.



ree

Bach Sonatı


ne ben sorayım seni

ne sen beni sor

soyunmuş seslerimiz tenden

boşlukta bir aşk örüyor


ses olmuş duygular

yaklaşır dalga dalga zamansız

kavuşsa da seslerimiz birbirine

biz kavuşamayız


ne kollarımız var saracak

ne öpecek dudaklar

ne görülecek yüzümüz var

ne görecek göz


biz aşk örüyoruz boşlukta

çizgiden soyut

zerreden öz


Dönemin Adalet Partisi lideri Süleyman Demirel, en büyük rakibi olan Bülent Ecevit’i, darbeyle devrilen Şilili sosyalist devlet adamı Salvador Allende’ye benzetip atıfta bulunmak için “Allende-Büllende” tabirini kullanmıştır.


Türk – Yunan Şiiri


sıla derdine düşünce anlarsın

yunanlıyla kardeş olduğunu

bir rum şarkısı duyunca gör

gurbet elde istanbul çocuğunu


türkçenin ferah gönlünce küfretmişiz

olmuşuz kanlı bıçaklı

yine de bir sevgidir içimizde

böyle barış günlerinde saklı


bir soyun kanı olmasın varsın

damarlarımızda akan kan

içimizde şu deli rüzgâr

bir havadan


Bu yağmurla cömert

bu güneşle sıcak

gönlümüzden bahar dolusu kopan

iyilikler kucak kucak


bu sudan bu tattandır ikimizde de günah

bütün içkiler gibi zararı kadar leziz

bir iklimin meyvasından sızdırılmış

bir içkidir kötülüklerimiz


aramızda bir mavi büyü

bir sıcak deniz

kıyılarında birbirinden güzel

iki milletiz


bizimle dirilecek bir gün

Ege’nin altın çağı

yanıp yarının ateşinden

eskinin ocağı


önce bir kahkaha çalınır kulağına

sonra rum şiveli türkçeler

o Boğaz’dan söz eder

sen rakıyı hatırlarsın


Yunanlıyla kardeş olduğunu

sıla derdine düşünce anlarsın


Ecevit, başbakanlık dönemlerinde yapılan Kıbrıs Harekatı sonrasında “Kıbrıs Fatihi”, Abdullah Öcalan’ın yakalanışı sonrasında da “Kenya Fatihi” olarak anılmıştır. Kamuoyunda mütevazı kişiliğiyle de tanınmaktadır.



Pülümürün Yaşsız Kadını


Pülümürün bir dağ köyünde gördüm onu

yaşını sordum bir giz gibi güldü

kimi seksen dedi köylülerden kimi yüz

yüzüne baktım bir giz gibi güldü


bir asa vardı elinde

bir solmuş kırallığın

kadifeden harmanisi üzerinde

bir hititliydi o bir selçukluydu

bir ermeniydi bir kürttü

bir türk


yaşını sordum bir giz gibi güldü

koluma girdi bir soylu kadınca

tozlu köy yolunda sürüyerek eteğini

beni tek gözlü sarayına götürdü

köy yapısı kulübesinin


zamanı onda yitirdim ben

yitik zamanlara onda eriştim

en soylu yoksulluğun toprak döşeli sarayında

bir taç gibi kondu başıma Türkiyeliliğim


Mavi gömleği ve kasketi ile marka haline gelen liderlerden biri olan Ecevit, Bitlis sigarası, Meclis sigarası içer, eniştesi İsmail Hakkı Okday’ın hediyesi Erika marka daktilosuyla yazardı. Bu 70 yıllık daktiloyu, ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi’ne armağan etmiştir.


Yarın


bir şeyler olacak yarın

duruşundan belli

kırdaki atların

bulutların koşuşundan belli

kazışından köstebeklerin toprağı


karıncaların telâşından belli

bir şeyler olacak yarın

belki bir tomurcuk

belki bir ağacın düşen yaprağı

belki de bir çocuk


pek o kadar göremesek de uzağı

kuşların uçuşundan belli

bir şeyler olacak yarın

öbürgünden önemsiz

yarından önemli


Biri ABD’de Rumlar tarafından olmak üzere siyasi hayatında 6-7 kere suikast girişimine maruz kaldı.


İnsan


elbette senden güzel olacaktı

çizdiğin resim

yaptığın heykel

senden büyük olacaktı

senden yakışıklı


elbette senden doğru söyliyecekti

yazdığın şiir


elbette senden çok duyacaktı

söylediğin türkü


sen olduğundan büyüksün

sen olduğundan iyisin

sen olduğundan güzel


Bülent Ecevit, siyasi yaşamının yanı sıra yazarlık ve şairliği de birlikte yürütmüş ender siyasetçilerden birisidir. Sanskrit, Bengal ve İngilizce dillerinde çalışmalar yapmış olan Ecevit, Rabindranath Tagore, Ezra Pound, T. S. Eliot, ve Bernard Lewis’in yapıtlarını Türkçeye çevirmiş, kendi şiirlerini de kitap halinde yayımlamıştır.


Yargı


öldürenle katiliz çalanla hırsız

tümümüz sanığız tümümüz savcı

tümümüz suçlu tümümüz yargıç


kimi aklar kimi suçlarız

kimi bağışlar kimi asarız

kendimizi başkasında


hergün bıçak saplı

birinin arkasında

vurulan da biziz vuran da


İlerleyen yaşı, bozulan sağlığı ve doktorlarının karşı çıkmasına rağmen Danıştay Saldırısı’nda yaşamını kaybeden Yücel Özbilgin’in 19 Mayıs 2006’daki cenazesine katıldı. Törenin ardından beyin kanaması geçiren Ecevit, uzun süre Gülhane Askerî Tıp Akademisi’nde yoğun bakımda kaldı. Bülent Ecevit, bitkisel hayata girdikten 172 gün sonra 5 Kasım 2006 Pazar günü dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu vefat etti.


Hep bir kır evinde yaşayıp şiir yazmak isteyen, hiçbir zaman gösterişi sevmeyen, “seçkin” olmamış, dengeli, ciddi, dürüst bir halk adamı ve inatçı, uzlaşmacı bir siyasetçiydi. Saygı ve minnetle anıyoruz.



 
 
 

Yorumlar


bottom of page