top of page

SEREZ



ŞEYH BEDRETTİN-
ŞEYH BEDRETTİN-


YUSUF ERBAY

-


Serez’in esnaf çarşısından bir selam geldi,

Aleykümselam…


Bütün kiraz ağaçları ve sarı şahinler yol gözlermiş..

Bütün demirciler örse vururmuş / sabah akşam

Uçuşan kızıl korlar yüzyıllardır

İsyankâr silüetler çizermiş / isli duvarlara.


Bin demir eritip, bin şekle soksa da ocağın ateşi

Şeyhi yıkayan suların ıslağı giderilemezmiş.


-Yapraklara yürüyen mazlum canlar renk verir kirazlara,

Solan güneşlerin rengini almıştır sarı şahinler-


Kaç kere yaprak döktü kiraz, kaç kere tüy değiştirdi şahin.

Kaç yıl geçse de geçmez darların ve ilmiklerin utancı.

Silinmez yüzünden eski şehrin karası,

Bin yıldır yıkasa da yağmurlar.


Serez, sen benim dilimde zulümsün,

Hatıramda bütün ölümlerin bittiği ölümsün…


Serez, ey benim çaresiz yanım..

Ben senin kaç yıldır görmediğin

Yüzünün karasını tanıyanım..


Serez, şehirlerin en kahırlısı..


O geceyi bin yıldır

Her gece rüyasında sayıklayan şehir

Yüce Ruhu bağrında saklayan şehir..


Serez, zamansız parlayan umutların kefeni

Önce Şeyh ve sonra Mecnun

Terk ettiğinden beri seni..

Senin kadar ıssız bir şehir tanımadım.

Çatılarında kiremitler hep mahzun

Pencerelerin hep tedirgin

Kaldırımların çıplaktır.


Minarelerinde ezan duyan olmadı

Hep aynı selâ okunur bin yıldır.


Serez, İnsan’a mezar olan şehir

Sende suların güldüğünü,

Ağaçların sevindiğini kimse görmedi.


Serez,

Bir günahkâr sabah vakti

Cümle mazlumun ahını aldın.

Çarşının tam ortasında,

Bütün evreni dolduran bir yükle,

Bomboş ve mahcup kaldın.

*


ŞEYH BEDRETTİN

Comments


1/386
1/5
bottom of page