top of page

FERMUAR

Yazarın fotoğrafı: Metin ALTIOKMetin ALTIOK

Leylâklar açtığında

O zaman ne zamandır

Elbet işleridir açmak

Leylâkça bir zamanda

Peki ne zamandır

Yüreğinin testi gibi

Kolayca tutulacak

Kulp taktığı boynuna

Ve biri el atsın diye

Sabırla beklediği

Karnında uğuldayan

Mahzun rüzgârlarıyla

Ne zamandır o zaman

Kolay geçmesin diye

Düğüm atan kendine

Belirli aralıklarla

Seferberlikten önce

Cumhuriyetten sonra

Leylâğın derdi ne ki

Yaralı bir geçmişle


Kedileri besledim

Su verdim çiçeklere

Ortalığı toparladım

Ve okudum bir ara

Sonra aynaya baktım

Aynadaki giz yüzüme

İşte tam sırasıdır

Saklama söyleyiver

Sahi ne oldu senin

Dün gibi gençliğine


Çekiver kuyruğunu da

Dönüp ısırsın isterse

At gözlükleriyle geçen

Bu sümsük zamana

Duyurabilirsen sesini

De ki geride bıraktım

Menevişli bir süreci

Bir hüsrana başladım

Büyüyor içimde şimdi

Küf tutan ezikliği

Sonra şöyle devam et

Ne güzel bir ilkyazdı

Ilık leylâk kokuları

Dolardı göğsümüze

Ben yüzüne bakardım

Evcimen bir deniz

Gözlerinde durmadan

Kıyıları yalardı

Sevdanın gölgesinde

Ne güzel bir ilkyazdı


Şunu sakın unutma

Eğer benimseyip de

Kullanmayı bilirsen

Ayrılıklardır bazen

Bir öznel buluşmanın

Tek gerçek odağı

Düşün yol ayrımında

Seni sana gösteren

Açılmış bir göz gibi

Şaşkın bakan budağı


Ve tartarak kendini

Yol ver sözlerine

Benim de bir zamanlar

Ahbaplarım vardı de

Soframda bet bereket

Şarabım tek durmaz

Oynaşırdı küpünde

Ben de gençtim elbet

Benim de bir zaman

Çiy düşerdi tenime

Diyelim beğenmedin

Hayıflanan bu girişi

De ki gözümle gördüm

Naylon çuval lifinden

Örüyorlar yuvalarını

Kuşlar bile günümüzde

Bak insanla birlikte

Yaşam da kirlendi

Neyleyim bu ömrün

Yaprak döken gerisini


Bir kapı tıklaması

Duyar gibi olursan

Sözün tam burasında

Önce git kapıya bak

İzin ver yüreğinin

Biraz soluklanmasına

Biri gelmişse eğer

Savmanın yolunu bul

Duyar gibi olmaktır

Gereken çünkü sana


Sonra şöyle devam et

Körükleyip ateşini

Köylü kurnazlığından

Kentli bilgiçliğine

Ben bu coğrafyada

Dolaştım hayli zaman

Bir ortak yan buldum

Benzeşmezler içinde

Sevmiyordu birbirini

Nedense hiç kimse

Ve de ki ben şimdi

Bir paslı fermuarı

Çekiyorum geçmişime

Açılmamak üzere

Sıkarak dişlerimi

Mayhoş bir hüzünle

Ben de genç oldum

Bir yerinde zamanın

Benim de gerinerek

Ay doğardı döşeğime


Şunu sakın unutma

Yakınmamak gerekir

Durmadan esip yağan

Kimsesizlik içinde

Ağlamadan sızlamadan

Her neyse bedeli

Doğruyu ve güzeli

Batarak hatırlatan

Bir kimse olmayı

İnsan hep giyinmeli


Şimdi bir daha şöyle

Bir daha ve şevkle

Ne güzel bir ilkyazdı

Leylâk kokan nefesiyle

Gündüzümüz gecemizle

Gizliden bakışırdı

Hamiyetli bir rüzgâr

Dolaşırdı köşe bucak

Dara düşüp bunalmışsa

Biraz sevinç taşırdı

Ama boşunadır hepsi

Geçmiştir geçer gider

Bakmaz ardındaki

Savrulan güneşlere

Gel hele beni dinle

Hiç olmazsa hıncını al

Geçip giderken günler

Son kez şöyle keyifle

Çekiver kuyruğunu da

Dönüp ısırsın isterse


Kedileri besledim

Su verdim çiçeklere

Ortalığı toparladım

Ve okudum bir ara

Sonra aynaya baktım

Aynadaki giz yüzüme

Çarpıtıp dudağımı

Şöyle bir gülümsedim

Akşama karar verdim

Gidip Dinçer’i bulmaya


Zamanı sorgulamak Aslına bakılırsa İnsanı sorgulamaktır Bütün yaptıklarıyla İşte bunun içindir Dilimizden düşmeyen Hani şu gündelik Saat kaç sorusunda Duyulunca ürperten İtici bir yan bulunur Kaçı kaç geçiyordur Kaç vardır ya da Alnında bir damar Birdenbire burulur Sanki sana değil de Yüreğinden sorulan Olabildiğince arsız Ve aç bir sorudur Leylâklar açtığında Kaçı kaç geçiyordur.



Metin Altıok -Alaturka Şiirler-

47 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Hatırlamalar 2

Cadı Avı

Comments