CEHALET
top of page

CEHALET


"CEHALET “

İLE

” BİLGİ İSHALİ”

ARASINDAKİ PARADOKSA

ANALİTİK BAKIŞ



Başlasam, başlasam nereden nasıl başlasam ?


Buldum !

Önce kelimelerden başlayalım!


TDK'yı açıp baktığımda ‘’CEHALET ‘’için: bilgisizlik, bilmemek yazıyor.

‘’DUDEN“i açıp CEHALETin için ALMANCASINA baktığımda „Unwissenheit“ ve „ Ignoranz „ kelimelerini bulabiliyorum karşılık olarak...

Anlaşıldı, her iki dilde de -bilgisizlik - ana tema ve gramatiksel açıdan bazen isim, bazen de sıfat, yani bilgi var ama -siz eki ile olumsuzluk yapılmış, aynı şekersiz çay, sütsüz kahvedeki -siz, -süz ekleri gibi gibi ...

Almancada ise durum birazcık daha farklı bana göre: Nedir o fark?

Unwissenheit dediğimizde bilmemek, bilgisizlik olarak karşımıza çıkan CEHALET , Ignoranz olarak baktığımızda ise YOK SAYMA, ALDIRMAMA , GÖRMEZDEN GELME, GÖZ ARDI ETME olarak anlam kazanıyor!

İşte, ben bunu sevdim: BİLGİ VAR AMA YOK SAYMA !!!! ya da BİLGİYİ YOK SAYMA, REDDETME DURUMU

O zaman düz mantık şöyle der:

Cehaletin iki sebebi var:

Bilgisizlik

Var olan bilgiyi kabul etmeme, görmezlikten gelme durumu

İçinde bulunduğumuz yüzyılda tüm sözlükler, tüm kavramlar YENİDEN TANIMLANMAK ZORUNDA, istesek de istemesek de .

Eskiden bilgi eksikliği , CEHALET gerçekten YOKLUKTAN kaynaklı idi.

Okul yok, okumuş, üniversite mezunu insan yok, okul var, öğretmen yok, sonuçta YOK, YOK YOK.

Günümüzde ise – genelde – okul var, üniversite mezunu var, öğretmen var, internet var, sonuçta VAR, VAR , VAR.

Bu kadar VARLARA RAĞMEN ARTAN DA BİR CEHALET HATTA BAZI DURUMLARDA ‘’ZIR CEHALET“ VAR!


21.yüzyıl tipi cehaletin ana sebebi yukarıdaki ikinci madde!, inandığına yanlış olsa da sıkı sıkı bağlanıp kalma, yeni ve doğru bilgi akışını kabul etmeme ...

ve bu madde birinci maddeden de daha tehlikeli.


Diğer bir üçüncü bir madde ise : BİLGİ İSHALİ olma durumu. Artan teknolojik iletişim hızı aslında bir ölçüde bilginin kalitesinde ve güvenirliğinde ciddi güvensizlik yarattı. Eğer bu bilgileri süzecek kaliteli bir ‘’beyinsel filtre sisteminiz’’ yoksa sistematik olarak dünya “ Marketing“ sektörünün yarattığı ‘’ ALGI OPERASYONUN KURBANI „olursunuz. ÇÜNKÜ GÜNÜMÜZDE SATIN ALINAN PARAMIZ, ZAMANIMIZDAN ZİYADE ALGILARIMIZ!

Seminerlerimde hep dile getiriyorum bu noktayı: FARE ÖRNEĞİMİ BURADA DA PAYLAŞMAK İSTERİM SİZLERLE

Kadınların % 90 ı fareden korkar veya tiksinir, fare görseler o küçücük farecikten 10 metre uzağa fırlarlar. Ama Walt Disney’in Mickey Mouslu tişörtlerinin üzerindeki ‘’AYNI HAYVANA“ onlarca para verip, sokakta onu üzerinde taşırlar.

Buradaki sorum şu:

HANİ SEN FAREDEN KORKUYORDUN VE KAÇIYORDUN? NEDEN BU FARE RESİMLİ TİŞÖRTÜ GİYİYORSUN ?

CEVAP: AMA O MİCKEY MOUSE!!

HAYIR! Yaratılan algı pazarlamasının başarısı olarak sana satılan fareli tişörtü giyiyorsun ve o şirketin ücretsiz reklamını yapıyorsun! Çok ekstrem bir şekilde burada anlatmaya çalıştığım konu bu.



Bilgi ishali olan bir insan gelen her türlüyü sorgulamadan alır, insan bilgiyi değil, bilgi insanı kullanır ve insana faydalı hiç bir bilgi emilmez, atılır veya birikir, insanda sadece “taşıyıcı bir sistem “ olur. Fark etmez taşımanın beyinde ya da sırtında olması, sonuçta HAMALSIN !

Sağlıkçılar bilir; bir maddenin vücuda girdikten sonra, vücuda faydalı olabilmesi için o maddenin vücut tarafından emilmesi yani absorbe edilmesi ve kana geçip, taşınması gerekir. Vücut için faydalı olmayan hatta toksik / zararlı olan maddeler emilmez, ya dışkı ile ya da kusarak vücuttan uzaklaştırılır veya çok az “ eser miktarda “bir kısmı emilir. Vücudun yaptığı bu KORUMA MEKANİZMASININ İNSAN BEYNİ İÇİN DE DEVREYE GİRMESİ ŞART! Aksi halde üniversite mezunu olmuş ama okuduğunu (öğrendiğini diyemeyeceğim ne yazık ki) kullanamayan, pratiğe uyarlamayan TEORİSYENLERLE yaşamak ve muhatap olmak zorunda kalıyoruz.


Teşhisi koyduk, belli ve biliyoruz

ÇÖZÜM NE PEKİ?

ÇÖZÜM: Değişmek ZORUNDAYIZ!

Bu değişimi başaramayanlar ve bu değişimi başarmak istemeyenler ve bu değişimi kabul etmeyenlerle yaşayanlar için yaşam aslında daha BOĞUCU maalesef. Yani yeniyi, değişimi, yeni bilgiyi red edenler: CEHALETLE YAŞAMAK ZORUNDA BIRAKILAN BEYİNLERİN DURUMU.

Ne yazık ki CAHİL bunun farkında değil, kendini boğduğunu bilmediği gibi yanındaki komşusunu, çocuğunu, karısını özetle SEVDİKLERİNİ, GELECEĞİNİ YILLARCA BOĞUYOR kendi elleriyle ...

Konu umutsuzlukla, depresyonla, günlük anlık metotlarla halledilmez. Gerekli neşter gerektiği yere atılmadan olmaz!

En zor değişim beyindeki değişim, fakat başlamadan değişim başlamaz.

İnsanlar genelde KENDİ YARATTIKLARI ALIŞKANLIKLARININ MORFİNMANLARIDIR.

Bunun çeşitli içsel, şartsal, çevresel, ailesel, genetik, eğitimsel bir sürü sebebi olabilir. Hatta bir kaç sebep bir arada bulunur genelde. Sebep veya sebepler ne olursa olsun İLK BASAMAK: bahaneleri bırakın!


Elalem ne der ?

Elalem yok, o elalem sizin kafanızda yarattığınız öcü!


Hayatınızı daima tek başınıza kalarak yaşayacakmış gibi dizayn ederken, bunu sonsuz egonuz için değil, ayakta kalma mücadelesinin acı gerçeği olarak görün ve kabul edin ama velakin ikinci bir insan ile çarpışan yollarınız olursa da bölüşün ve paylaşın , bunu yaparken fareli tişört gibi hemen alıp giymeyin , bir sorgulayın. Zaten beyinsel filtreniz tıkalı değilse, zaman içinde tablo netleşecektir. Kafanızda, tamam mı, yoksa devam mı diye kararınızı verirsiniz sonrasında.

Bütün insanlar kötü değil, kötü insanlar var!

Bütün insanlar iyi değil, iyi insanlar var !

Ben harika değilim, fakat kendimi optime edebilirim!

Eğer her şey bir defada temizlenip, mis gibi günahsız olsaydı o zaman insanların ömürlerinde sadece bir kez abdest alıp, bir kez ibadet etmeleri gerekirdi.

Allah bile yarattığı kullarının unutmayı tercih edeceğini bildiği için duaları 3 defa tekrar ettiriyor, namaza çağırıyor, kandilleri hayatımıza sokuyor da , yarattığı kulları nasıl olup bu kadar mesajı doğru okuyamıyor, inanın ben hayretler içindeyim.


DÜŞÜNMEYE ZAMAN AYIRIN, O ZAMAN İNANIN TÜM BU NOKTALARI KENDİNİZ KEŞFETMEYE BAŞLAYACAKSINIZ!

YOL ÇOK UZUN, YÜRÜMEKLE BİTMEYECEK AMA YOLA ÇIKMAZSANIZ HİÇBİR ŞEY OLMAYACAK. ZATEN "HİÇ BİR ŞEYLERİN " VERDİĞİ RAHATSIZLIKTAN RAHATSIZ DEĞİL Mİ BU DÜNYA ?

AYRICA BU DÜNYAYI BU HALE GETİREN BİZİZ!

NASIL PİSLETTİYSEK TEMİZLEMEK DE BİZE DÜŞER.

HAFTADA BİR KEZ TEMİZLİKÇİ KADIN GETİRMEKLE EV TEMİZLENMEZ!

120 görüntüleme2 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

MESUT KARA

1/3
bottom of page