top of page

40 YIL Dayanan Meslek Dergisi ÖĞRETMEN DÜNYASI

Güncelleme tarihi: 20 Oca 2021



Korona salgını nedeniyle kitapçıların kapanması, özellikle buralarda satılan süreli yayınları da zora soktu. Büyük bir nüfus kitlesine, azımsanamayacak bir kültür birikimine sahip Türkiye’de amatör dergicilik, sanat ve edebiyat dergiciliği batmak üzere. Bazı dergiler Mart ve Nisan sayılarının kâğıt baskısını yapmadılar. Sayısı bini aşan kitabın yayımından vazgeçildiği, basılmış binlerce kitabın ise dağıtılamadan depolarda beklediği bildiriliyor. Bu durum Korona salgınının can kaybı ve ekonomik kayıplar yanında önemli bir kültür kaybına da neden olduğunu gösteriyor. Umudumuz yaşamın çok geçmeden normale dönmesi olsa da kayıpları yerine koymak mümkün olmayacak.

Bu yazıda, özellikle öğretmen ve eğitim hayatının bir kaybından söz edeceğim. Öğretmen Dünyası dergisi yılın başından beri yayımlanmıyor. Onun kapanmasının salgınla ilgisi yoktur. Yayın hayatının daralmasıyla, öğretmenlerin ilgisizliği ile ilgisi vardır.

Öğretmen Dünyası Türkiye’de yayımlanmış olan meslek dergileri içinde en uzun ömürlü olanıdır. Öğretmenler tarafından amatör bir ruhla, karşılaşılan bütün olumsuzlukların üstünden gelinerek tek bir sayı ara vermeden 40 yıl yayın hayatında kalmıştır. Derginin Aralık 2019 tarihi 480. Sayısında yer alan okur ve yazarlarının değerlendirmelerinde de anlatıldığı gibi, bunun kültür hayatımızın, halka hizmet ruhunun büyük bir kaybı olarak değerlendirmek gerekir.


KURULUŞ

Ben bu derginin 1980 yılında kurucularındanım. Yazı Kurulu üyelerindenim. Uzun yıllar başyazılarını kaleme aldım, onda eğitim-öğretmen evreniyle ilgili araştırmalarım yayımlandı. 1988’de yazı işleri müdürlüğünü resmen üstlendim. Bu görevlerim, onu 2011 yılı sonunda daha genç arkadaşlara devredinceye kadar 31 yıl sürdü. Bu nedenle derginin sorunlarını iliğimde kemiğimde hissetmiş biriyim.

Meşrutiyet devirlerinden beri gerek Maarif Nezaretinde de görev almış, gerek meslektaşlarının meslekî bilgilerini geliştirmek isteyen öğretmenler meslek dergiciliği alanını hiç boş bırakmadılar. Bu dergilerde gerek Batıdan öğrenilen yeni eğitim usulleri, gerekse eğitimcilerin kendi özgün görüşleri yer aldı. Öğretmen Dünyası’nın 15. Yılına girişi vesilesiyle yayımlanan bir yazıda bu dergileri “Altın zinciri halkaları” olarak nitelemiştim. (Ocak 1994) O tarihte Öğretmen Dünyası, 1928’den sonra çıkan meslek dergileri içinde yayında kalma süresi bakımından 8. sırada geliyordu. 2019 yılı sonunda, 40 yılla açık ara, birinciliğe yükselmiştir. Bu rekor, kolay kolay kırılacak gibi görünmüyor. Bunun için 2020’de yayımlanmaya başlayacak bir aylık derginin 2060 yılına kadar yayın hayatında kalması gerekiyor!


Niçin Kuruldu?

Öğretmen Dünyası, Milliyetçi Cephe’nin iktidarda bunduğu, Türkiye’nin sağ-sol çatışmalarının yaşandığı, içindeki parçalanma nedeniyle TÖB-DER’in de işlevsiz hale geldiği 1979 yılında o zaman TÖB-DER içinde Yurtsever Öğretmen adıyla faaliyet gösteren bir öğretmen grubu tarafından hazırlandı. Öğretmenler arasında yapılan anketlerde grup çatışmalarına girmeyecek, eğitim konusunda öğretmenlerin özlemlerini ve özlük haklarını savunacak bir derginin coşkuyla karşılanacağı anlaşıldı. Dergi 1 Ocak 1980 tarihinde eski Millî Eğitim bakanlarından Mustafa Necati’yi kapağa koyarak çıktı. (1 Ocak Necati’nin de ölüm günüdür.)

Öğretmen Dünyası’nın sahibi, o zaman “Yazı Kurulu” olarak adlandırılan kuruldu. Bu kurul hem dergiyi yönetiyor, hem de dergiye girecek yazıları seçiyordu.


Nasıl Çalıştı?

Öğretmenlerin dernek ve sendika kurmaları yasaktı. Ancak basın yasası memurların, bu arada öğretmenlerin meslekleriyle ilgili yayın yapmalarına izin veriyordu. Yazı Kurulu, içlerinden bir sahip, bir de yazıişleri müdürü seçiyor, öğretmenlerin dergi çıkaramayacağını, yazı yazamayacağını zanneden meslektaşlarına cesaret vermek için kendi adlarını da dergiye koyuyordu. Yazı Kurulu üyeleri her yıl gizli oyla yenileniyor, yazı kurulu toplantıları ise isteyen herkese açık tutuluyordu.

Öğretmen Dünyası, nasıl çalışacağını bir yönetmelikle belirledi. Onun diğer meslek ve sanat dergilerinden ayıran önemli özelliklerinden biri, bu yönetmeliğe sıkı sıkıya ve sonuna kadar bağlı kalınmasıdır. Yazı kurulunda görev almış olan hemen herkes, derginin kendileri için bir demokrasi ve disiplin okulu olduğunu belirtmişlerdir.

Dergide grupçuluk yapmak yasaktı. Bu nedenle Yurtsever Öğretmen kendini fesh etti ve başka gruplarda yer almış öğretmenleri de bünyesine almaya başladı. Türk Dil Kurumu kapatıldığı için örgütsüz kalan bazı aydınlar da dergide görev aldılar. Öğretmen Dünyası’nın sosyalist-Kemalist işbirliği ile varlığını sürdürdüğünü söylemek yanlış olmaz.


Geçirdiği Sarsıntılar

12 Eylül rejimi, dergi üzerinde Demokles’in kılıcı gibiydi. 1982’de Emniyet, yazı işleri müdürü olan benim bu görevden ayrılmazsam başına kötü işler geleceğini bildirdi. Bu zoraki ve kanunsuz emre uymak zorunda kadım. 1983’te bu kurulda kardeşim Ayhan’la ikimiz 1402 sayılı yasa ile görevden uzaklaştırdık. Bunlarla dergiyi çökertemeyince Milli Eğitim Bakanlığı 1985’te bir genelge ile derginin okullara sokulmasını yasakladı. Dergi yazıişleri müdürlüğünü kabul etmeleri için Ankara’da birçok eğitimci aydının kapısını çaldıysak da kimseyi buna razı edemedik. Bu görevi kabul eden Satı Erişen de hayattan ayrılınca aynı sorun yeniden baş gösterdi. O dönemde dergiyi sahipsiz bırakmamak için bütün sıkıntılara katlanan Edebiyat öğretmeni Ayhan Sarıhan ve emekli Fransızca Öğretmeni Kifayet Özaydın’ın emeklerini anmak gerekir.

Birkaç kez kapanmanın eşiğine gelen dergi, sıkıntıya düştüğü anlarda abone kampanyaları düzenleyerek, bağış toplayarak bu badireyi atlattı. İki yıl CHP Genel Merkezi tarafından il başkanlıkları adına toplu abone yapıldı. Ciltleri satın alındı. Dergi, Cumhuriyet gazetesiyle ve bazı dergilerle karşılıklı ilan anlaşması yaptı.

1980’lerin ikinci yarısında, sistemde liberalleşmenin araladığı kapı nedeniyle Öğretmen Dünyası daha da canlandı. 1986’da Abece dergisi kurularak ikinci bir meslek mücadelesi kapısı açıldı. Abece, 1988’de Eğitimciler Derneğinin kuruluşuna öncülük etti. 1990’da, yasanın boşluğundan yararlanılarak TÖS’ten sonra ilk Öğretmen Sendikası kuruldu. 1990’lar derginin de araştırma ve sormacalarla canlandığı bir dönemdir. Araştırmaları, birçok kez basın tarafından kullanıldı.


Kampanyalar

Öğretmen Dünyasının sayfalarında yansımayan hemen hiçbir öğretmen ve eğitim sorunu yoktur. Dergi, Türkiye’nin geçmiş eğitim ve öğretmen mücadelesinin deneyimlerinden de yararlanarak eğitimde aşınmaya karşı koydu ve geleceğin eğitim sistemi için önerilerini sıraladı. Sendikal bölünmenin öğretmenlerin demokratik ve özlük hakları için vereceği mücadeleyi zayıflatacağı kaygısıyla bütün öğretmenlerin tek bir çatı altında toplanmasını savundu. Siyasi partiler karşısında olduğu gibi öğretmen sendikaları karşısında da bağımsız bir tutum aldı.

Eğitim sorunları konusunda ses getiren kampanyalar düzenledi. Eğitim ve öğretmen alanında araştırmalar yaparak birçok yanlış kanıyı düzeltti. Bu araştırmaların ve dosyaların başlıcaları şunlardır: Türkçeden beden eğitimine, müziğe ve felsefeye kadar her dersin öğretim sorunları ve yöntemleri, Köy Enstitüleri, okul kitaplıklarının durumu, okullarda tek tip giysi, öğretmenlerin ek işleri, öğretmenlerin siyasi eğilimleri, eğitim yöneticilerin siyasi kimliği, eğitimin kan kaybı, din eğitimi, okullarda beslenme, sınavlar, izcilik, en çok sevilen öğretmenler, eğitime emek verenler, hükümet ve parti programlarında eğitim, okullarda rüşvet, öğretmenevleri, ders kitapları, hastane okulları, 8 ve 12 yıllık kesintisiz eğitim, okullarda beslenme, ölçme ve değerlendirme, dersaneler, yaratıcı drama, eğitimde verimlilik, öğretmen-öğrenci ilişkileri, öğretmen-öğrenci aşkları, eğitimde şiddet, öğretmenler ve seçimler, köy okullarında eğitim, anadilinde eğitim, OHAL bölgesinde eğitim, yöneticilerini öğretmenlerin seçmesi, özürlülerin eğitimi, okul kantinleri, ders kitaplarının eleştirisi,

Dergide düzenli olarak yer bulan konu başlıklarının belli başlıları ise, başyazı, ayın eğitim olayları (Ayın aynası), öğretmenin kitaplığı, nerede ne yapıyorlar, sendikalardan, bize gelen yayınlar, okuyucu mektupları, öğretmen kamuoyu, öğretmenlerden anılar, başka ülkelerde eğitim, makaleler…

Dergi her sayısına öğretmen ve öğrencilerden şiir, öykü gibi sanat ürünlerini de koydu. 1994 cildini ölçü tutarsak bu ciltte irili ufaklı 450 yazı yer aldığına göre 40 ciltte yayımladığı yazı sayısı 18.000’i bulur. Yayımlanan toplam sayfa sayısı yaklaşık 23.000’dir.



Derginin öncülük ettiği oluşumlar

Yazı kurulunun iki üyesi meslekten atılınca, 1983’te onlara katılan 9 öğretmenle birlikte 11 kişilik bir yayın şirketi kuruldu. Kısa adı ANAŞ olan bu şirket ortak sayısını daha sonra 72’ye çıkardı ve 20 kadar kitap yayımladı. Öğretmen Dünyası da 1982’den başlayarak zaman zaman kitaplar yayımladı. Bunların sayısı 100’dür. 2016’dan sonra “Eğitim Mimarlarımız”ı anlatan 21 kitapçık yayımlanmıştır.

1995’te paralı eğitimi ve eğitimde özelleştirmeyi öngören 15. Millî Eğitim Şurası için bir “İzleme komitesi” oluşturdu. Bu oluşum daha sonra “Eğitim Hakkını Savunma Komitesi” adıyla genişletilip kalıcı hale getirildi. Kampanyaların bir kısmı bu komite eliyle yürütüldü. Hükümet yasal olmadığı gerekçesiyle komiteyi oluşturan dernek ve vakıfların yöneticilerini sorguya çekti ve cezalar verdi. Örgütleri zor durumda bırakmamak için bu oluşum dağıtılarak Ankara’daki kitle örgütlerini temsil eden 43 kişiyle 17 Nisan 2003’te Ulusal Eğitim Derneği kuruldu. İçişleri Bakanlığı dernek adındaki “Ulusal” sözcüğüne karşı çıkınca derneğin adı “Bağımsızlıkçı Aydınlanmacı Halkçı Eğitim Derneği”ne dönüştürüldü. “Ulusal” adı mahkeme kararıyla kazanılınca bu ada geri dönüldü. 1980’den 2010’a kadar 30 yıl bağımsız bir yayın kuruluşu olan Öğretmen Dünyası, 2010’da Ulusal Eğitim Derneği’nin iktisadi işletmesi haline getirildi. Dergi, Dernek ile aynı mekânda ve aynı kişiler tarafından yönetildi.

40 yıl boyunca dört adres değiştiren Öğretmen Dünyası’nın kurumsallaştırdığı faaliyetlerden biri de her hafta dergi merkezinde düzenlenen Cumartesi Söyleşileri (Konferansları)’dır. Kuruluş yıllarında zaman zaman yapılan çeşitli panel ve konferanslar 1987’de düzenli hale geldi. Bazen konferans, bazen panel biçiminde düzenlenen bu etkinliklerde şimdiye kadar yüzlerce aydın konuştu ve izleyiciler onlarla tartıştı. Bunların sayısı yalnız 2010’da 41 kişi idi. Düzeli konferansların başladığı 1987’den beri 32 yılda bu konuşmacıların sayısı 1200’den az değildir.


Satış rakamları

Öğretmen Dünyası, ilk sayısını 5 bin sayı basmıştı. Birkaç ay sonra bu rakam 3 binde istikrar kazandı. Fakat 12 Eylül’ün baskıcı koşullarında sayı 600’e kadar düştü. Dergiyi yaşatmak için okur ve yazarları arasında düzenli bağış düzenine geçildi. 1988’den sonra baskı sayısı tedrici olarak artmaya başladı ve 2 bin-3 bin’e çıktı. Emre Kongar’ın Kültür Bakanlığı müsteşarlığı döneminde bütün halk kütüphaneleri abone yapıldığından baskı sayısı da 4.100’ü buldu. Kültür Bakanı Ahmet Kahraman döneminde Bakanlığın aldığı sayı sıfıra indi. Dergi, gene aboneleriyle yaşamayı başardı. Son bir yıldır Kültür Bakanlığı son yıllarda aldığı 100 dergiyi almaya son verdi. Abone sayısı gene birkaç yüze indi ve gelirleri giderlerine yetmez oldu.


Kimler Geldi, kimler geçti?

40 yılın kabataslak bir dökümünü yapmak bile zordur. Yazı Kurulu üyelerinden Aydın Karataş’ın derginin son sayısında yayımlanan araştırmasına göre, 40 yıl içinde 7 kişi hem sahip hem yazıişleri müdürlüğü yaptı. 9 kişi Yazı İşleri sorumlusu oldu, 34 kişi danışma kurulunda görev aldı. 88 kişi Yazı (Yayın) Kurulu üyesi oldu. Bunların görev yaptıkları süreler 1 aydan 313 aya kadar değişmektedir. 9 kişi dergi sekreteri olarak çalıştı. Taşrada dergi temsilcisi olarak görev alan emekli ve çalışan öğretmenlerin sayısı ise yüzlerle ifade edilebilir. 1998’den sonra bunların 27’si “Örnek temsilci” seçilerek onurlandırıldı. Derginin öncülüğünde bir araya gelen eğitim kuruluşları, 1993’ten başlayarak her yıl eğitime önemli hizmetlerde bulunmuş kişilerden birini “Eğitim Onur Ödülü”ne değer gördü. Bunu Eğitim Hakkını Savunma Komitesi, daha sonra da Ulusal Eğitim Derneği sürdürdü.

Dergi, her yılın sonunda o yılki sayılarını ciltletti ve her birine o ciltte yer alan yazı ve yazarlarının listesini koydu. Geçtiğimiz yıllarda bir şirket derginin bütün sayılarını dijital ortama aktardı ise de şirketin kapanmasından ötürü araştırıcıların dijital ortamda dergiye ulaşmaları mümkün değil. Dergi adına açılan internet sitesi ise istenilen işlerliğe kavuşamadı.


Öğretmen İmecesi

Dergi 1984’ten başlayarak kuruluş yıldönümlerinde kokteyl, yemek gibi etkinlikler düzenledi. Bunlardan ikisine bakan Avni Akyol ve Hasan Celal Güzel de katıldı. Bazı kutlamalarda katılımcıların sayısı 700’ü buldu ve bunlar salonlara sığmadı. Usul, gelenlerin kokteyl malzemelerini yanında getirmesi idi. Dergi için yapılan diğer çabalar gibi, kokteyller de bir öğretmen imecesi idi.

1980’de halkçı eğitim mücadelesine gönül vermiş bir grup öğretmen, çeşitli zorluklar karşında direnerek, kendilerini ve kadrolarını yenileyerek, eğitimci aydınlardan destek alarak, geçmiş öğretmen mücadelelerinden aldıkları mirası 40 yıl sürdürdüler ve onu yeni kuşaklara emanet ettiler…

9 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör