top of page

Benim KİMSEM Olsana!

Güncelleme tarihi: 17 Haz



ree
  • Hülya Tozlu, yazma serüvenimin ilk yıllarından tanıdığım değerli bir yazın arkadaşım...


    Sanıyorum TYS, 2000' li yılların başında, o zamanlar ikisi de yaşayan Bedrettin Aykın ve Zuhal Tekkanat'ın koordinatörlüğünde bir etkinlik düzenlemişti Caddebostan'da. Ben de davetli yazarlardan biriydim. Orada tanışmış, yeni ikinci baskısı yapılan BENİM KİMSEM OLSANA kitabımı da vermiştim.


    O da sağ olsun kitaba bir değerlendirme yazısı yazmış Cumhuriyet Kitap ekinde yayınlanan yazıyı rastlantıyla denk gelip okumuştum da.


Çok zamandır TOZLU'yla ne bir etkinlikte ne de internette de karşılaşmaz olmuştuk.


Geçenlerde güzel bir sürpriz yaptı.

Kitap için yazdığı  yazıyı, zamanın CUMHURİYET Kitap ekinin yayın yönetmeni Turhan GÜNAY'a yazdığı küçük bir notla gönderdi.


Yazarlar için ilk ürettikleri eserlerin okurlar gözünde yansıması en merak ettikleridir. Çünkü o değerlendirmeler sizi yapılandırır, yani kaç kırat olduğunuzu belirler. İşte bundan dolayı, bunca zaman sonra kimi ilgilendirir ya da ne anlamı var diyebilirsiniz belki ama benim için çok anlamlı.

O güne değin ilk kez, eş dost arkadaş değil, hiç tanımadığım biri, hem de anlayan, bir yazar bir kitabımı ayrıntılı okumuş ve onla ilgili hiç de hafife alınmayacak övgü dolu bir değerlendirme yazmıştı.


BENİM KİMSEM OLSANA kitap olarak rüştünü ispat etmişti.

Ben de kendi tarihimi yazıyordum ...

Yazın müzemin değerli bir parçası da böylece yerini buldu.


Sizden gizli saklı neyim olur ki; paylaşıyorum.


Teşekkürler Hülya Tozlu!

*

Şenol YAZICI




Hülya TOZLU

*

Şenol Yazıcı’nın üç öyküsünü içeren bu kitabı, 2000 mayısında ikinci baskı yapmış. Öyküler; yaşadığı topraklar olan Karadeniz’i soluyor. Anlatımından ormanın, yağışın, nemin kucağındaki insanın teri fışkırıyor. Sisin gölgesinde kalmış insanımızın sevgi tüten ruhu yansıyor. Sevgi adına -bedensel dokunmanın hasretiyle- yaşanmış çarpıklıklar sergileniyor. Bu kitap Şenol Yazıcının üçüncü kitabı. İlkokul öğretmenliğinden edebiyat öğretmenliğine, sporculuktan tiyatroculuğa, inşaat işçiliğinden basın emekçiliğine değin –daha bir çok- işlerde ter dökmüş Şenol Yazıcı. Kitaplarında, insanı; kültürüyle içiçe anlatmayı seçmiş. İronik aktarımıyla da aslımızı yansıtmış.


Benim Kimsem Olsana


“Benim Kimsem Olsana” kitabın üçüncü (son) öyküsü. Eski solcu, yeni Liberal Yankı’nın, yoksul öğrenci bugünkü karısı Su (Yıldız) ‘nun hikâyesi. Günümüzün patronu. Dış uçuşlarla yapılan iş ilişkileri, cep telefonlu bürokrat yakınlaşmaları… Politize kişilerin yoz yaşamları içinde peşlerini bırakmayan yaşanmışlıkları anlatılıyor. Şartlar insanları değiştirmiş. Ama sevdalar hep aynı. Öğrencilik yıllarının değişmeyen rüzgârı sizi de geçmişinize sürüklüyor. Okumuş yoksul kızın görkemli yaşamı. Toplum hâlâ erkek egemen bir toplum mu? Her halde de insanların bitmeyen sevgiye, sevgiliye özlemleri…

Su’nun unutamadığı sevgilisi -hapis yaşadığı yılların onursuzluğuna bakarak- terk ettiği sevdalara koşma özlemi… Sermaye için kazanmış görünen, halk için yitirmişe üstün çıksa da sevgiler ortak paydadır. Ve hep böyle olacaktır.


Sana Sevdiğimi Söylemiş miydim?


Genç olup da sevdalanmamak olur mu? Kırsalın eşiğinde kaçamak aşk yaşayıp da yüreğin bir başka türlü çırpıntısıyla yasakları taşımak nasıldır? Fındıklığın ortasında yaşayan Gülbeyaz’la Hüseyin’in “Ha böyle ağır ağır / Gideyuduk yan yana / Dirseğimin ucini / Aldırdım koltuğuna” dizeleriyle “Vurduk dağdan yukarı / Çıktık bir oyuncağa / Dedi nenem güvenme / Yanındaki gancuğa” diyerek türküledikleri sevdaları ürperten bir dokunuş, okşayıcı birkaç sözden uzak kalınca aşkı yaşaması olası mıdır?

Muhtarın gücü sevdalıları ayırmak için varsa da, şalvardan memeye giden yol olarak betimlenen yolun gerçek sevda olmadığını anlamıştır Gülbeyaz. Ve sevdası için öldürmekten kaçınmayacaktır...


Hoş Geldin Ses:


Kadının yazgısı hep aynıdır Anadolu’da. Köyden kente, erkeğin yumruğu altında yok olmak … Erkin belirlediği kaderi; tüm çırpınışlarına rağmen ölümüne bir yol çizmektedir. Yaşama hakkı tanınmamaktadır. Azınlıkların kaderi de böyle değil midir? Toplumun hor gördüğü insanların dolup taşmayı bekleyen sevgi(sizlik)leri dağları aşıp öfkeye dönüşebilir mi? Bedensel aşk, sevdayı yenebilir mi?

“Benim Kimsem Olsana” bir Karadeniz öyküsü. Düşle gerçeğin kucaklaştığı bir kitap. Çok daha geniş bir okur kitlesine ulaşması gerektiğini düşünüyorum.


Benim Kimsem Olsana / Şenol Yazıcı / Öyküler / 2. Baskı / İzmir 2000 Mayıs / 112 s.

*

2003 Mayıs Cumhuriyet Kitap Eki


Hülya Tozlu


ree

*




Yorumlar


bottom of page