1946 yılına kadar çalıştığı tercüme bürosundaki işinden, bakanlıktaki baskıcı havadan rahatsız olarak istifa eden Orhan Veli 1948 yılında 28 sayı çıkardığı YAPRAK Dergisinin parasızlık nedeniyle kapanmasından sonra İstanbul’a döner ve dillerden düşmeyen o güzel şiirlerini para kazanmak için yazdığını itiraf eder.
Bütün güzel kadınlar zannettiler ki;
Aşk üstüne yazdığım her şiir
Kendileri için yazılmıştır.
Bense daima üzüntüsünü çektim.
Onları iş olsun diye yazdığımı
Orhan Veli 36 yıllık kısa ömründe şiir dünyamıza damga vurmuş, yüreklerde iz bırakmış onlarca şiir yazar. İstanbul’dan kısa bir süreliğine Ankara’ya gelen şairimiz, Ankara’da belediyenin açtığı bir çukura düştüğünde henüz 36 yaşındadır, başından yaralanır. İstanbul’a gelir, bir arkadaşının evinde rahatsızlanır. Üzerinde ceketi vardır, son kez giydiği ceketi… Cebinde de bir diş fırçası ve o diş fırçasına sarılı bir kağıt parçası. Kağıdın üzerinde ise bitmemiş bir şiir… “Aşk Resmigeçidi”
Birincisi o incecik, o dal gibi kız.
Şimdi galiba bir tüccar karısı
Ne kadar şişmanlamıştır kim bilir.
Ama yine de görmeyi çok isterim,
Kolay mı, ilk göz ağrısı…
Sait Faik bir röportajında şair arkadaşını şöyle betimler; “İki incecik bacak, kısaca bir trençkot, kanarya sarısı bir kaşkol…” Orhan Veli’nin dizelerde anlattığı ilk göz ağrısı da sanki kendi gibi incecik bir kızmış
……………………dururduk mahallede
adlarımız yan yana yazılırdı duvarlara
…………………….yangın yerlerinde…
Garip Akımını yalnız yazdıklarıyla değil, hayata karşı duruşuyla da anlatan Orhan Veli, fiziğini bile bu uğurda kullanmaktan çekinmez. Bu yüzden şiirinin hayatının sonucu olduğuna değil, aksine hayatını şiirine göre yaşadığına inanılır.
Üçüncüsü Münevver Abla, benden büyük
Yazıp yazıp bahçesine attığım mektupları
Gülmekten katılırdı, okudukça.
Bense bugünmüş gibi utanırım
O mektupları hatırladıkça…
Dördüncüsü azgın bir kadın,
Açık saçık şeyler anlatırdı bana.
Bir gün de önümde soyunuverdi
Yıllar geçti aradan, unutamadım,
Beşinciyi geçip altıncıya geldim
Belki de şairin anlatmayıp atladığı beşinci kadın; sona bıraktığı, hiç bitmemiş aşkı “İnsanları sevmesini de bilen” kadındı.
Yedincisi Aliye, kibar bir kadın
Ama ben pek varamadım tadına
Bütün kibar kadınlar gibi,
Küpe fiyatına, kürk fiyatına…
Sekizinci de o bokun soyu:
Sen elin karısında namus ara,
Kendinde arandı mı, küplere bin.
Yalanın düzenin bini bir para.
Ayten’di dokuzuncunun adı,
İş başında şunun bunun esiri,
Kiminle isterse onunla yatar.
Ama haksız da değildi hani,
Sevişmek zenginlerin harcıymış
İşine bağlı bir kadındı on birinci
Hoş, olmasın da ne yapsın?
Bir zalimin yanında gündelikçi;
Sabahı da işbaşı yapardı şafakla…
Ne malda, mülkte gözü var.
İnsanları sevmesini de bilir,
Orhan Veli’nin sonuncu aşkı, Nahit Hanımdı. Kardeşi Adnan Veli de şairin ölene kadar Nahit Hanım’ı sevdiğini söylemiştir.