Çok derinden, en derinlerden bir iç çekiştir Ayvalık!!!
Cunda adası ile, Şeytan Sofrası ve Cennet Tepesi... Ah ya o eşsiz manzarası yok mu! Bir yere vurulacaksa ille de insan, bu yer mutlaka Ayvalık olmalı...
Beş yıl önceki bir gezi sırasında çekmiştim bu fotoğrafları... Hep büyülü bir yer gibi gelmiştir Ayvalık ve civarı bana. Nedense soluk alıp verişi, insanı, hatta bir başkadır havası, suyu ve toprağı. Hep istemişimdir o eski Rum evlerinden birini satın alıp o tarihi binada, dar sokaklarında geçmişi soluyarak yaşamayı. Düşünsenize bitmeyen bir masalın içinde ömrü yaşamak, mucizevi bir şey olmaz mıydı?
Bunca güzelliğinin yanında gelip geçenlerin pek bilmediği bir yerden söz edeceğim; ÇINARLI CAMİ. Aslına bakılacak olursa bu cami 19. yüzyılın ikinci yarısında Rumlar tarafından kilise olarak inşa edilen, Cumhuriyetin ilanından sonra camiye çevrilen eşsiz bir yapı... İtiraf etmeliyim ki bu yüzyılı aşkın yapının önünden çarşıya gitmek üzere geçerken, hatta fark edip de fotoğraflayabilmek için içine girerken bile bu bilgilerden, tarihi bir yapı oluşundan ben de bihaberdim doğrusu...
Anlayacağınız sizinle çektiğim fotoğrafları ve mimari yapı bilgilerini paylaşmak istediğim bu cami öylesine cazibeli öylesine efsunlu bir yapı özelliği taşıyor ki bunu ancak bir gün oraya yolunuz düştüğünde anlayacağınızı düşünüyorum. ÇINARLI CAMİNİN iç ve dış yapısı ile ilgili detayları kısaca sizlere aktarmak istiyorum.
Mimari yapısının detaylarına indiğimizde Aya Yanni Kilisesi ile uyumlu, kubbeli haç planıyla yapılmış olduğunu, Ayvalık'ın merkezinde bulunduğunu ve kaynaklara bakıldığında ilçenin en görkemli tarihi yapısı olarak tanımlandığını görüyoruz. Göz dolduran mimarisini detayları ile incelemek gerekirse, kilise olarak inşa edilen caminin planı dikdörtgendir, moloz ve kesme taş malzemeyle yapılmıştır. Sarımsak taşından yapılan dış cephesi ve ikiz pencerelerinin cazibesiyle beni çektiğini ve içindeki görkemli sütunları ile kendine tam anlamı ile hayran bıraktığı da gözden kaçmayan önemli detayları arasındadır.
Orjinali nasıldır bilmiyorum ama,-civitin geçen yüzyılın da yaygın boyası olduğunu düşünürsek herhalde odur, cicilerindeki o mavi muhteşem...Dantelalı etekleri Ayvalık'ın o meşhur rüzgarına denk gelip dalgalanınca görünüyor. Tavanı da öyle...
Uzmanların verdiği bilgiler ışığında cephe duvarının ortasında bulunan merdivenlerin ve giriş mekanlarının Antik Dönem mimarisinin izlerini taşıdığı, iç mimarisinde yer alan süslemelerinse Barok tarzının eseri olduğu Çınarlı Caminin bilinen önemli özellikleri arasında.
Başta da söylediğim gibi Ayvalık'a gidip görmemek, o dar sokaklarında dolaşırken tarihin tozlu sayfalarını karıştırmamak insan yaşamında büyük bir talihsizlik diyebilirim. Tabi bu arada gitmişken Sarımsaklı'nın o canım sularında yüzüp, acıktıktan sonra Ayvalık tostu yemeyi hatta yerken beni yadetmeyi
Akşamları mı! Onun adı belli; eşsiz deniz manzarası, gecenin ışıkları ve iyot kokusu eşliğinde rakı balık diye düşündüm...
Ya o mis kokulu kavunlara ne demeli!
Bazı insanlara olduğu gibi bazı yerlere de sebepsiz çekilirsiniz...