VİCDAN GÜLÜ
- Yusuf AKSOY
- 5 Nis 2020
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 10 Oca 2022

Vicdan Gülü adı ona en çok yakışandı
gökyüzünün renginden süzülen türküleri
kimsesizlerin halaylara duran türküleriydi
kentlerin tek edilmiş sokaklarında
evlatları ellerinden alınmış
annelerin öz çocuğuydu o
hürriyeti tezgaha kelepçelenmiş
işçilerin pusulası
karanlıkta uyanıp
karanlıkta yol arayan cevahirlerin
mayıs soluğuydu Vicdan Gülü
dili kesilmiş, ocağı dağıtılmış
yalın ayak sürgünlerin çocuğuydu o
perişan hallerine düşmanlar dolduğunda
kervanın en önündeydi
sekmez bir kurşun gibiydi
halkının sesi sesinde
ve seher vakti, güpegündüz
sürüldü dikenli tellere
gelincik bahçesi oldu toprakta
kaçak oldu bir şafakta
vuruldu sırtından bir hançerle
ekmek bayrak oldu elinde
cebinde tütün
dilinde dağların asi ezgisi
sıkılı avucunda yarının resmi vardı
derin uykulardayken soluk yüzlüler
Vicdan Gülü adı ona en çok yakışandı
yalnızlık tuzağına düşürülmüş
yurtları elinden alınmış
aşı, ekmeği ağulanmış sokak canların
canındaydı titremeyen elleri titreyerek
karda, kışta kuşların yuvasıydı
parkasının sımsıcak cepleri
ve şarkı söylemeyi çok severdi
kendine en yakışan sesiyle Vicdan Gülü
nefesiydi, yerinde duramayan şarkılar
sarı sıcaklarda susuz patikalara
fabrika yollarına şarkılar haykırmak
denizlere yol olsun ırmak ırmak diye
bekleseydi diyenler çok olacak ardından
o çağlayan olduğuna inandı
kurak topraklara mayısı serpmekti acelesi
acelesi vardı, eğilmeden yaşasın herkes diye