El Ele Buyuttuk Sevgiyi
top of page

El Ele Büyüttük Sevgiyi

Güncelleme tarihi: 6 Ara 2020


Doğum tarihi: 28 Mayıs 1925, İstanbul Ölüm tarihi ve yeri: 5 Kasım 2006, Ankara


O bir devlet adamı, O bir politikacı, O bir şair ve yazar, aynı zamanda beş kez Türkiye Cumhuriyeti’ne başbakanlık yapmış bir “dürüst siyasetçi”; ama her şeyden önce yüreği sevgi dolu, mütevazı bir insan…

Birlikte öğrendik seninle avucumuzda yüreği çarpan kuşa sevgiyi

El le duyduk kumsalda denizin milyon yılda yonttuğu taşa sevgiyi

Tırtılları tanıdık seninle baharda tırtılken daha sevmeyi öğrendik sevgiden üreyen kelebeği

toprağı evimiz gibi sevdik seninle

Birlikte sevdik kuru toprakta ev küren köstebeği

köstebeğinden toprağına taşına tırtılından kelebeğine kuşuna el ele sevdik bu dünyayı

Acısıyla sevinciyle sevdik yazıyla kışıyla sevdik köy köy, ülke ülke

Gökler gibi sardı dünyayı yağmur gibi sızdı dünyaya dünya kadar oldu sevgimiz

El ele büyütüp el ele derdik el ele derip insana verdik verdikçe çoğalan sevgimizi


Bülent Ecevit, 28 Mayıs 1925 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası Kastamonu doğumlu Fahri Ecevit, Ankara Hukuk Fakültesi’nde adli tıp profesörüydü. İstanbul doğumlu olan annesi Fatma Nazlı Hanım ise ressamdı. Bülent Ecevit 1944 yılında Robert Koleji’nden mezun oldu ve aynı yıl içinde çalışma hayatına Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nde çevirmenlik yaparak başladı. Önce Ankara Hukuk Fakültesi sonra da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi İngiliz Filolojisi bölümüne kayıt yaptırmasına rağmen yüksek öğrenimine devam etmedi.


1946 yılında okul arkadaşı Rahşan (Aral) Ecevit ile hayatını birleştirdi. 1950 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nin yayın organı olan Ulus Gazetesi’nde çalışmaya başladı. 1955 yılında ABD’nin Kuzey Karolina eyaletinin Winston-Salem kentinde, The Journal and Sentinel’de konuk gazeteci olarak çalıştı. 1957’de Rockefeller Foundation Fellowship Bursu ile yeniden ABD’ye gitti, Harvard Üniversitesi’nde sekiz ay sosyal psikoloji ve Orta Doğu tarihi üzerine incelemeler yaptı. Bu sırada Ecevit’in sürekli “hocam” diye bahsettiği Henry A. Kissinger Harvard Üniversitesi rektörü idi. Harvard’da 1957 yılında, 1950-1960 arasında verilen antikomünizm seminerlerine sürekli Olof Palme, Bertrand Russell gibi kişilerle katıldı.


1953 yılında CHP’ye kaydolan Ecevit, ilk olarak Gençlik Kolları Merkez Yönetim Kurulu’nda görev alarak siyasete başladı. 1957 seçimlerinde CHP’den milletvekili oldu. 8 Mayıs 1972’de istifa eden İsmet İnönü’nün yerine 14 Mayıs 1972 tarihinde CHP genel başkanlığına seçildi. 1953 yılında CHP’ye kaydolan Ecevit, ilk olarak Gençlik Kolları Merkez Yönetim Kurulu’nda görev alarak siyasete başladı. 1957 seçimlerinde CHP’den milletvekili oldu. 8 Mayıs 1972’de istifa eden İsmet İnönü’nün yerine 14 Mayıs 1972 tarihinde CHP genel başkanlığına seçildi.


20 Temmuz 1974’te başlayan Kıbrıs Barış Harekatı’nı, 14 Ağustos’ta II. Barış Harekatı izledi. Kıbrıs Harekatı’ndan sonra Ecevit, “Kıbrıs Fatihi” olarak anılmaya başladı. 12 Eylül 1980 darbesinde eşi Rahşan Ecevit ile birlikte Hamzakoy’da (Gelibolu) yaklaşık bir ay gözetim altında tutulan Ecevit diğer parti başkanlarıyla beraber siyasetten uzaklaştırıldı. Ecevit, 7 Kasım 1982 halk oylamasında kabul edilen 1982 Anayasası’nın geçici 4. maddesi ile diğer bütün partilerin ileri gelenleriyle birlikte 10 yıl siyaset yasaklıları kapsamına alındı. 2000 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde üniversite mezunu olmaması nedeniyle cumhurbaşkanlığına aday olamadı. Koalisyon partilerinin bu hükmü değiştirme teklifini ve kendisine cumhurbaşkanlığı teklifi getirmesini ise teşekkür ederek reddetti.


1973 seçimlerinde CHP’nin seçim kampanyasında, yaşlı bir kadının “Karaoğlan nirede ha evlatlar, Karaoğlan’ı görmek istiyom.” şeklindeki sorusundan sonra Karaoğlan adı CHP’liler tarafından benimsenmiş ve ilerleyen yıllarda da Türkiye’de Bülent Ecevit için kullanılmaya başlanmıştır. Seçim propagandalarında “Umudumuz Karaoğlan” sloganı söylenmeye başlamıştır. Dönemin Adalet Partisi lideri Süleyman Demirel, en büyük rakibi olan Bülent Ecevit’i, darbeyle devrilen Şilili sosyalist devlet adamı Salvador Allende’ye benzetip atıfta bulunmak için “Allende-Büllende” tabirini kullanmıştır.


Ecevit, başbakanlık dönemlerinde yapılan Kıbrıs Harekatı sonrasında “Kıbrıs Fatihi”, Abdullah Öcalan’ın yakalanışı sonrasında da “Kenya Fatihi” olarak anılmıştır. Kamuoyunda mütevazı kişiliğiyle de tanınmaktadır. Mavi gömleği ve kasketi ile marka haline gelen liderlerden biri olan Ecevit, Bitlis sigarası, Meclis sigarası içer, eniştesi İsmail Hakkı Okday’ın hediyesi Erika marka daktilosuyla yazardı. Bu 70 yıllık daktiloyu, ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi’ne armağan etmiştir.


Biri ABD’de Rumlar tarafından olmak üzere siyasi hayatında 6-7 kere suikast girişimine maruz kaldı. Bülent Ecevit, siyasi yaşamının yanı sıra yazarlık ve şairliği de birlikte yürütmüş ender siyasetçilerden birisidir. Sanskrit, Bengal ve İngilizce dillerinde çalışmalar yapmış olan Ecevit, Rabindranath Tagore, Ezra Pound, T. S. Eliot, ve Bernard Lewis’in yapıtlarını Türkçeye çevirmiş, kendi şiirlerini de kitap halinde yayımlamıştır.

İlerleyen yaşı, bozulan sağlığı ve doktorlarının karşı çıkmasına rağmen Danıştay Saldırısı’nda yaşamını kaybeden Yücel Özbilgin’in 19 Mayıs 2006’daki cenazesine katıldı. Törenin ardından beyin kanaması geçiren Ecevit, uzun süre Gülhane Askerî Tıp Akademisi’nde yoğun bakımda kaldı. Bülent Ecevit, bitkisel hayata girdikten 172 gün sonra 5 Kasım 2006 Pazar günü dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu vefat etti.


Hep bir kır evinde yaşayıp şiir yazmak isteyen, hiçbir zaman gösterişi sevmeyen, “seçkin” olmamış, dengeli, ciddi, dürüst bir halk adamı ve inatçı, uzlaşmacı bir siyasetçiydi. Saygı ve minnetle anıyoruz.


40 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

ÇANAKKALE

1/3
bottom of page