top of page

Ara


Balkan'da Seyahat
YAHYA KEMAL BEYATLI * Doğum adıyla Ahmed Agâh, (2 Aralık 1884, Üsküp 'te doğdu - 1 Kasım 1958, İstanbul 'da öldü. ) Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en büyük temsilcilerinden biridir. Şiirleri Divan edebiyatı ile modern şiir arasında köprülük görevi üstlenmiştir. Türk edebiyat tarihi içinde Dört Aruzcu'dan biri olarak kabul edilir. Sağlığında Türk edebiyatının başaktörleri arasında kabul edilmiş ancak hiç kitap yayımlamamış tır. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde mille
YAHYA KEMAL BEYATLI
3 Ara2 dakikada okunur


Kendimle Baş Başa
Nurten B. AKSOY * Hani insan bazen kendiyle baş başa kalmak ister de başını alıp bir yerlere gider ya, işte bugün ben de "benimle" kalıp biraz dertleşmek istedim kendimle, alıp başımı düştüm yollara. İstanbul sonbaharın en güzel günlerinden birindeydi, iki üç gündür süren grimsi, puslu, sisli hava nihayet bugün yerini tamamen güneşe terk etti. Güneşi de yanıma alarak; ben, kendim ve güneş misafirliğe gittik deniz kıyısına. Karşıda bir prens edasıyla kurulmuş adaları seyrettim

Nurten B. AKSOY
3 Ara2 dakikada okunur


ÇOCUKSUN SEN
Ahmet TELLİ 2 ARALIK 1946 * * - I - Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen, Ömrümüzse karşılıksız sorulardı, hepsi bu. Şu samanyolu, hani avuçlarından dökülen Kum taneleri var ya, onlardan birindeyim. Yeni bir yolculuğa çıkıyorum, kar yağıyor, Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte. Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum, Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun, Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı. Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Birisi adres
Ahmet TELLİ
2 Ara3 dakikada okunur


NAMIK KEMAL ve HÜRRİYET KASİDESİ
Nurten B. AKSOY * Yurtseverlik, hürriyet, vatan, millet, şeref gibi kavramları Türk düşünce hayatına ve edebiyatına sokan ve yaşamı boyunca bu kavramlara bağlı kalan bir Tanzimat Devri aydını olan Namık Kemal’in, Aralık ayı hem doğduğu hem de hayata veda ettiği ay. Biz de bu vesileyle “Hürriyet Şairimizi” dilimiz döndüğünce anlatalım istedik. Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten Çekildik izzet ü ikbâl ile bâb-ı hükûmetten Çağın değer yargılarını doğruluktan ve samimi

Nurten B. AKSOY
2 Ara6 dakikada okunur


Orhan Şaik Gökyay
(16 Temmuz 1902, İnebolu - 2 Aralık 1994), Türk edebiyat tarihi ve dil araştırmacısı, şair, öğretmen. “Bu Vatan Kimin” şiiri ile hafızalarda yer etmiştir. Şiiri Mustafa Yıldızdoğan tarafından bestelenerek 1998 yılda aynı adla çıkardığı albümünde okumuştur. Edebiyat alanında şairliğinden çok eleştirmenliği ve araştırmacılığı ile öne çıktı. Dil konusunda yaptığı en önemli çalışma Dede Korkut hikâyeleri’ni sadeleştirmesidir. Yetmiş yıl boyunca öğretmenlik yaptı, binlerce öğrenci

maviADA
2 Ara4 dakikada okunur


YALNIZ ADAM
Niyazi UYAR * Hemen her gün, gidip geldiği yolları ezberlemişti. Evden çıktı mı, hiçbir yere bakmaz, yolun karşısına geçinceye kadar önüne bakar. Yoldan karşıya geçeceği zaman bir sağ yanına bir sol yanına özellikle de sağ yanından rap diye çıkıveren arabaları görünce, “yavaş gel yavrum, otoban mı burası,” der uyarına gelirse bir iki poşetlik bir şey söylerdi. Yolun trafiği hemen her daim yoğundur. Güç bela karşıya geçti mi, rahatlar, başlardı çevrenin fotokopisini çekmeye. S

Niyazi UYAR
2 Ara5 dakikada okunur


Tiyatro Gösterisi
TARİHİ DEĞİŞTİREN KADINLAR 4 Aralık 2025 , Saat 19:30 Karaman Dernekler Yerleşkesi NİLÜFER / BURSA 29 Ekim Kadınları Derneği ÜCRETSİZ Sunumu

maviADA
1 Ara1 dakikada okunur


Şapkamı Çıkarmam
Doğan SOYDAN * ÖYKÜ * (Halkın kıyafetini modern dünya ile uyumlu hale getirmek için 25 Kasım 1925'te "Şapka İktisası Hakkındaki Kanun" kabul edilmişti. 1934'te çıkarılan bir kanunla da din görevlilerinin ibadet yerleri dışında dini kıyafetlerle gezmeleri yasaklanmıştı. Cumhuriyet'in ilk yıllarında yapılan her yenilik gibi, TÜRKİYE'yi muasır medeniyetler seviyesine yükselmek içindi. Ne var ki aynı dönemde farklı bir kanunla resmi yerlerde şapka ve benzeri başlıklarla re
Doğan Soydan
1 Ara5 dakikada okunur


Bekle Bizi İstanbul'a 2025'ten Nazire
MEHMET ŞAMİLOF * Ne mavi patiska gördük bu devirde, ne salkım salkım tan yelleri… Uzak sanırdık seni bir vakitler İstanbul, meğer cebimizdeki borç kadar yakınmışsın... Bin bir direkli Haliç masaldı eskiden; şimdi yüz bin camlı plaza mavrası, asansörlerinde yalnızlık taşırız, Süleymaniye’de gölge bizimle gezer. Hey sen! Kavgamızın terli şehri! Tünellerinde insan kaynar, köprülerinde ömür sıkışır; sen de yoruldun, biz de. Kavganın rengi kırmızıydı bir zamanlar, şimdi griye ç
MEHMET ŞAMİLOF
1 Ara2 dakikada okunur

Hayat ve Sanat
DERGİSİ
Emek veren herkesin ADAsı
bottom of page







