Tanrı Misafiri adlı hikaye kitabı Reşat Nuri Güntekin’in ilk baskısı 1956 yılında yapılmış olan birkaç hikayeden oluşan hikayelerini bir araya getirdiği bir eserdir. Bu hikaye kitabında esere adını veren Tanrı Misafiri adlı öykü yanında Yasemindi Yuva, Bir istifa adlarındaki hikayelerden oluşur.
Yazarın ustalık dönemi eseri olan Sönmüş Yıldızlar, Leyla İle Mecnun, Olağan İşler adlı hikâye kitapları ile birlikte dördüncü hikâye kitabıdır.
Yazar hikâyelerinde de romanlarındakilere benzer konular işlemiş hikâyelerinde geri kalmışlık, ideal cumhuriyet aydınlarının memleketi kalkındırmak için katlanmak zorunda kaldıkları yobazlıkla, bağnazlıklar savaşları, aşk, macera, devletin eskiyen kurumlarına yapılan kara mizah türü ince eleştiriler, toplumun aksayan yönlerini traji komik bir şekilde ortaya koymak gibi konuları işlemiştir.
Tanrı Misafiri adlı öyküde de yazar sosyal faydayı öne çıkarmış, medrese eğitimin köhneleşmesi üzerinden hareketle oluşturulan komedi unsuru öne çıkan trajik komik bir vakayı ele almıştır.
Yazarın bu öyküsü yazılış amacı, anlatımı vermek istediği mesajlar yönünden özellikle Yeşil Gece, Miskinler Tekkesi adlı romanları ile büyük bir amaç ve karakter benzerliği taşır. Ayrıca bu öyküsü
Hoca Ali Efendi’nin Bursa’daki konağına Muğla’dan bir misafir gelir. Gelen kişi arkadaşı Hacı Hafız’ın oğlu Hafız İlyas’tır. Hafız İlyas, buyur edilen sedire oturmayıp, bir şilte üstüne oturur. Bunun üzerine Hacı İlyas gelen misafirinin medresede okumuş terbiyeli bir adam olduğunu anlamış etrafındakilere “Bu adamın terbiyesi bakalım hanginizde var?” diye söylenmiştir.
Rahmetli Hacı Hafız’ın Hoca Ali Efendi’nin yanında çok değeri vardır. O yüzden oğlunu sevinerek misafir etmiştir. Üstelik rahmetli nefesini de oğluna vermiş postunu ona vermiştir.
Ertesi sabah, ezan vakti Hafız İlyas, bahçedeki çardağın altına oturup Kur’an okur. Gün boyunca yerinden kalkmamış dört öğün yemeğini de usulünce yemiştir. Ancak, Hafız Efendi günler boyunca evde kalmaya gün boyunca yiyip içmekte bahçede Kur’an okumaktan başka bir şey yapmamaya başlamıştır. Haftalar geçmiş olmasına rağmen evden gitmek istediğine dair hiçbir işaret vermemektedir.
Üstelik ziyaretçileri de çoğalmış arada sırada Hacı li Efendi ağzını yoklayarak evden ne zaman gideceğine dair cevaplar aramış am misafiri evden gideceği zaman dair hiçbir işaret vermemiştir. , Bir gün Hacı Ali Efendi bahçesini gezerken yetiştirdiği salataların hepsinin yenmiş ve bitmiş olduğunu görür. Üstelik bahçesindeki ağaçlarda dahi hiç meyve kalmamıştır. Hacı Ali Efendi’nin bahçedeki salatalıkları ve meyve ağaçlarını incelediğini gören Hafız İlyas Hafız İlyas, hemen namaza durmuş vaziyeti kurtarmıştır.
Lakin Hafız İlyas’ı evin içinde sessiz sessiz dolaşırken öteberiyi karıştırıp, kapı deliklerini de dikizlediğini de görenler olmaktadır. Bu da yetmez gibi, evin kızını da gözüne kestirmiş onunla evlenmenin çarelerini de aramaya başlamıştır. Evin kızını kandırmak için Arzu ile Kamber, Kerem İle Aslı hikâyelerinden beyitler okuması bardağı taşıran son damla haline gelir.
Comentários