top of page

ÖYLESİNE İŞTE...ÖNEMSİZ..

Güncelleme tarihi: 5 Oca 2022


Gecenin sessizliğini caddede ağır ağır ilerleyen arabanın uğultulu motoru ve teybinde inleyen şarkının zifir avazı bozdu. Oturduğum koltuktan kalktım.Pencereyi açtım.Nisan serinliği doldu içeri.Cadde boyu uzayan bahçeye zeytin ağaçlarının koyu yeşil karanlığından sıyrılmış bir erguvanın pembe ışığı düşüyor.

Koltuğa uzandım.Uykum yok.Kaldığım yerden devam ettim Cronın'ın Şahika isimli romanına. Dr Andrew Manson daha çok kazanma uğruna mesleğinin ilk yıllarındaki ideallerinden hızla uzaklaşırken, onun sınıf atlama çabalarını dehşet ve üzüntüyle izleyen karısı Chiristine ile aralarındaki çatlak giderek büyüyor. Kadının söze dökülmemiş, mutsuzluğu, protestosu Manson'u öfkelendiriyor. Her şeyi var kadının güzel bir evi, arabası, parası.. Öyleyse ne ola ki derdi.. Anlayamıyor. Demlenmiş çayın kokusu geliyor mutfaktan. Kitaba küçük bir mola.. Kalkıp çayımı dolduruyorum. Bardağı sehpanın üzerine bırakıp bir sigara yakacakken üst kattan gelen bir çığlıkla irkiliyorum. Bir süre sessizlik.Sonra yine uzayan başka çığlıklar. Kapılar açılıyor.Göz deliğinden bakıyorum. Apartman koridorunun ışıkları yanıyor. Yan taraftaki daireden o kısa boylu kadın çıkıyor, ardından kocası ve oğlu. Kadın hızlı adımlarla üst kata yürüyor. Kapıyı açıyorum. -Ne olmuş. Adam yanıtlıyor.Işığın altında parlayan saçsız başını kaşıyarak. -Bilmiyoruz. Hanım bakmaya gitti. Kadın iniyor bir süre sonra. Soluğumu akşamdan içtiğim bir kadeh rakının kokusunu gizlemek için tedirgince tutup ''ne olmuş?''diye soruyorum. Kadın alnına düşmüş birkaç saç tutamını baş örtüsünün altına sıkıştırdıktan sonra konuşuyor. -X dairesinde oturan kadın sinir krizi geçiriyor. Zavallı. Gocasıyla arası bozuk.Adam eve gelmiyor.Büyük kızı da gocaya gaştı ya..Allah günah yazmasın ama.. Kocası kaşlarını çatıp işaret parmağını bıyıklarının örttüğü dudağına götürüyor. -Sus ! Dedikodu yapma.Günaha gireceksin. Eve dönüyorum.Odamın duvarına bir ambulansın yanıp sönen ışıkları vuruyor.Sonra susuyor bütün sesler. Koltuğa oturuyorum yeniden. Nedense Behçet Necatigil'in dizeleri geliveriyor aklıma. Evlerde nice nice cinayetler işlendi Ruhu bile duymadı insanların. Niye duysunlar ki,bu görünme ve göstermenin her şeyin önüne geçtiği ,insanın eviyle,arabasıyla,yaptığı tatiliyle, mutluluk pozları vererek iç kanamasını gizlediği kabuk dünyada. Kitaba bakmıyorum bir daha..Hissediyorum ki Chiristine ölecek. Sanki onunla birlikte bütün güzellikler ölecekmiş gibi geliyor bana. Bilgisayarı açıyorum. Face book sayfasında insanlar yeşil noktacık. Ekrandan parlak sözler,mutluluk fotoğrafları, restauranlarda yenilen yemekler;ölümü ve öldürümü kutsayan sloganlar,küfürler akıyor. Kapatıyorum. Caddeden yine o araba geçiyor feryat eden şarkısıyla. Zeytinlerin yeşil karanlığına ışık düşüren erguvan sönmüş. Mavi kapaklı kitap* fısıldıyor duvardaki raftan sözünü kahramanı Mürşit'e vererek. İnsan,insanlık hasta.. Şahika'yı okumayı ertesi güne bırakıyorum..Biliyorum Chiristine ölecek. Dünyadan bir güzellik daha eksilecek. Işığı söndürüp yatağa uzanıyorum.Akif Kurtuluş'un Heyhat'ından bir bölümü dua gibi mırıldanırken uykuya varıyorum . ''heyhat hayatla medet arasındasın yarayla kabuk dertle deva

dindi sandığın her sancı peşin sıra gelecek geçti dediğin her acıyı ömrünle sınayacaksın

SEN BAŞKASININ YASI OLDUĞUNDA ANCAK , SUSACAK YASIN DA

*Ayfer Tunç'un Dünya Ağrısı isimli romanı


KİTAP:

ŞAHİKA, A.J.CRONİN

"Acı olan mutlu olmamak değil, mutlu olabilecekken olamamaktır."

diye özetlenebilir kitap.

A. J. Cronin " İnsanların gayesi yükselmektir, en yükseklere varabilmektir. Ve işte bu sebepledir ki, her insan Şahika'ya ulaşmak için çırpınır. " der, eserin önsözünde.

Kitap da bunu anlatır. İnsanoğlu, erişilmeze ulaşmak ister. Nasıl ki herhangi bir dağın zirvesine tırmanırken efor sarf etmek gerekirse, yükselme gayesiyle de bazen akıntıya karşı kürek sallar insan. Elbette ki zirveye ulaşamadan yarı yolda pes edenlerin var olduğu gibi, en tepeye Şahika'ya varanlar da vardır. Zirve soğuk ve yalnız olsa da... ORAYA ulaşınca mutlu olur mu insan? Yoksa bu yolda çektiği cefa mıdır erişilmesi değerli kılan!

Eserin kahramanı Manson sıkıntılarla büyümüş bir kişidir. Genç yaşında ebeveynlerini kaybetmiştir. Bütün imkânsızlıklara rağmen, idealist ve azimlidir. Yöneldiği her alanda bazen zafiyet gösterse de yükselme inancıyla dopdoludur. Meslek sahibi olunca geri ödemek koşuluyla Tıp Okuluna kaydolur. Okulun çalışkan ve başarılı bir öğrencisidir. Sonunda yirmi dört yaşında Penowell Vadisinde asistan doktor olarak görevine başlar.

Doktor Manson şimdiki bazı doktorlar gibi, egoist ve bencil mi olur, yoksa mütevazi kimliğinden ödün vermeden başarıya giden yolda hedefine mi ulaşır?

Çatışmada burada başlar.

...Ve onu izleyen eşi Christine neler hisseder?

Etiketler:

16 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör