top of page
1/2

Memduh Şevket Esendal

Güncelleme tarihi: 27 Ara 2020



29 Mart 1883'de başlayıp 16 Mayıs 1952'de sonlanan 69 yıllık dolu dolu bir yaşam ve değerli bir edebiyatçımız; Memduh Şevket Esendal...


Çocukluğunda babasını yitirdiği için pek çok zorlukla mücadele ederek çalışmış, ailesinin geçimini sağlamıştır. Çorlu' da savaş yıllarında dünyaya gelmesinden doğan şartlar ve maddi sıkıntılar nedeniyle doğru dürüst bir eğitim hayatı olmamıştır. Sanatçı onca zorlu dönemden geçerken pes etmek yerine, gelecekteki hayatında yolunu ışıtmakta oldukça etkili olacak olan yabancı dilleri, yani Arapça, Farsça ve Fransızcayı kendi çabaları ile öğrenmiştir.


Yaşamı süresince gümrük memurluğu, coğrafya öğretmenliği, parti müfettişliği, çeşitli elçilikler ve bir kaç dönem milletvekilliği görevlerinde yer almıştır. 1945' ten 1952 yılına kadar olan ömrünün son yıllarında kendini tamamen yazmaya adamış olan sanatçı, edebi yaşamında şiir yazmaya ilgi duymamış ve yazmamıştır. Buna karşın O'na Türk Edebiyat tarihinin mihenk taşı olma özelliğini kazandıran ve yaklaşık on iki takma adla yazdığı yazıları, roman ve öyküleri yayınlanmış, çeşitli ödüller almıştır. Cahit Külebi, yazarın kaleme aldığı tiyatro oyunlarının olduğundan bile bahsetmiştir.


Yazılarını kaleme alış tarzından birçok yazarın etkilendiği ve ülkemizde modern öykücülükte başı çektiği bilinen Esendal, ilk öykülerinde Maupassant tarzı diye bilinen, sağlam bir olaya dayanan türü benimseyerek yazmıştır. İlerleyen süreçte ise edebiyatta Çehov tarzı öykücülük denen tarzda, yani hayatın içinden belli bir zaman dilimini mercek altına alarak yazılarını kaleme almaya devam etmiştir. Bu sebeptendir ki sanatçı, Çehov tarzı öykücülüğün ülkemizdeki ilk temsilcisi olarak bilinmektedir.


Sevgi dolu ve sıcakkanlı kişiliği yazım diline de yansıyan Memduh Şevket Esendal, öykülerinde olay üzerinde durmaktansa olayın iç yüzünü irdelemeyi yeğlemiştir. Zaman zaman da olsa yergi ve mizah yazıları kaleme aldığı bilinmektedir.


Yazarın yazım dili oldukça akıcı, herkesin kolayca anlayabileceği yalın bir dildir. Yani sanatçı edebiyatsız edebiyat yapmayı ilke edinmenin yanı sıra, halk için halk dilinde yazmayı başarmış değerli bir edebiyatçıdır da aynı zamanda.


Kahramanlarını çoğunlukla İstanbul Aksaray'ın orta tabakasını oluşturan halkın arasından seçen Esendal, yapıtlarında gereksiz süslemelerden kaçınmakla birlikte, yaşamların aksayan yanlarını ele almıştır. Yani tam manası ile insanlara ayna tutma görevini öykülerinde nesnel bir dil kullanarak yerine getirmiştir. Bununla yetinmeyip toplumdaki eksiklikleri irdelerken, psikolojik ve ruhsal boyutuna da değinerek öykülerine farklı bir lezzet katmıştır.


Yazım dilinin içtenliğinin yanında, roman, öykü ve yazılarındaki canlılığı bizlere, O'nun dile getirdiği şu sözler en iyi biçimde açıklayacaktır diye düşünüyorum;


'' Ben insanlara yaşamak için ümit ve neşe veren yazılardan hoşlanırım. ''...



Şu yaşadığımız çağda ve pek çok sebeple geçirdiğimiz zorlu süreçte, böylesi değerli yazarların, bu tip yazılarına ne çok ihtiyacımız var değil mi? Hele de hayat öyküsüne bakıldığında, şartlarının onca zorluğuna, yaşadığı yıllara denk gelen büyük savaşlara ve getirdiği yoksunluklara rağmen bu denli umutvar oluşu, övgüye layık bir hal değil de nedir!


Ölüm yıldönümünde kendisini saygıyla anıyoruz...



ÖYKÜLERİ


OTLAKÇI

MENDİL ALTINDA

HAVA PARASI

TEMİZ SEVGİLİLER

VEYSEL ÇAVUŞ

KELEPİR

EV ONA YAKIŞTI

İHTİYAR ÇİLİNGİR

BİR KUCAK ÇİÇEK

BİZİM NESİBE

GÖDELİ MEHMET

GÖNÜL KAÇANI KOVALAR

GÜLLÜCE BAĞLARI YOLUNDA

SÜHAN KÜLASTISI


ROMANLARI


AYAŞLI VE KİRACILARI

VASSAF BEY

MİRAS

135 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
1/669
bottom of page