top of page
1/2
  • Yazarın fotoğrafımaviADA

Nazım'dan Duymadığımız İki Şiir


Doğan HIZLAN

BUGÜN PAZAR

Nazım’ın Kitaplarında yoklar


ÇANKAYA Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi Yöneticisi ÖMER Türkoğlu’ndan bir e-posta aldım. Yazıda, Nazım Hikmet’in kitaplarına girmemiş iki şiirini bulduğunu belirtiyordu. Nazım Hikmet’in bütün şiirlerini taradık, şair hakkında bilgi sahibi olanlara bu metinleri gösterdik, kitaplarda yer almadığı sonucuna vardık. Ömer Türkoğlu, şiirleri nasıl bulduğunun serüvenini iletti: “ Küçük Asya’nın Bin Yüzü: Ankara kitabımızı hazırlarken (Suavi Aydın- Kudret Emiroğlu ve E.Deniz Özsoy’a birlikte) Milli Mücadele döneminde Ankara’da çıkmış yerel basını incelemek ihtiyacı duydum. Hakimiyet-i Milliye ve Anadolu’da Yeni Gün dışında başka dergilerin de bu şehirde basıldığından haberdardım. Nitekim bu çalışmalarım sırasında Nazım Hikmet’in iki şiirine rastladım ve hemen notlarımı aldım…”

Köşemde Nazım Hikmet’in kitaplarına girmemiş iki şiirini yayımlıyorum. Ömer Türkoğlu’ya da çalışmalarını bizimle paylaştığı için teşekkür ediyorum.


Müşterek Zahmet(*)


Gözlerimiz

Şeffaf

Temiz

Damlalardır

Her damlada

Demire can veren dehanın

Bir küçücük

Zerresi vardır

Şeffaf

Temiz

Damlalarıyla gözlerimiz

Bir umman içinde birleşmeseydi eğer

Her zerre

Dağılsa idi başka bir yere

Dinamolarla durmayanları

Çiftleştirerek

Çelik dağları sof bir klak gibi

Döndüremezdik!

Müşterek zahmetin şamateri

Yakan

*** *** çevirir akan

İstimar(?) ateşini


Şem’asız kibrit gibi söndüremezdik

Şeffaf

Temiz

Damlalarıyla gözlerimiz

Bir umman içinde o kadar karıştı ki

Kaynayan suda buzu

Nasıl eritirse deniz(?)

İşte biz de

Birbirimizde

Öyle kaybolduk

Yükseldi müşterek zahmetin şamateri!

Demire can veren dehayı bulduk


Moskova/ Nazım Hikmet


*** *** ve(?)işaretleri metinde okunamayan bölümleri işaret ediyor.


(*) Nazım Hikmet(RAN), Müşterek Zahmet, Yeni Hayat, Halk İştirakiyyun Fırkası’nın Naşiri-i Efkarı, İkaz Matbaası, Ankara, 5 Ağustos 1922, Sayı:18.s.6



Vehbi ve Nafi Kardeşlerimin Acılarına:

Aldığım Bir Mektup(**)


1337 Mart Ankara


Dün gece mektup aldım bir felakete dair

Siyah satırlarında şöyle yazılı:

“Şair!

Bilmiyoruz nereden başlamalı bir söze

Kara bir hançer gibi zavallı gönlümüze

Saplanan son acıyı sen de duyuyor

musun?

Yoksa hülyalarınla hala uyuyor musun?

Boşluklara atılan ruhumuza bu bir sır:

Bilmiyoruz gönüller bu kadar yakın

mıdır?

Dileriz derdimizi avutmasın seneler

Bize son vazifeni yapmış olursun eğer

Zavallı gönlümüzde bu derin matemi

sen

Rüba Beyin sesiyle ebedileştirirsen…

Ah bir hale düştük ki duysa kainat ağlar

Hem bir kardeş kaybettik, hem çok

sevgili bir yar

Biz gurbette ağlarken o da gurbette öldü

Biz gurbette gömüldük, o toprağa

gömüldü…

Şimdi o uzaklarda, çok uzaklarda

bizden!

Hayaline ağlayan yorgun gözlerimizden

Yüzü rüyalardaki yüzler gibi kayboldu.

Zaten o bir çiçekti bir çiçek gibi soldu

Bir bahçeye gitti ki açılmaz çiçekleri

Kahpe felek kendini bildiği günden beri

Gökler zulümleriyle bu kadar

alçalmadı.

Artık güzelliklere imanımız kalmadı.

Hiçbir ümidimiz yok hiçbir gayemiz de

Şair? Fani neşeyi artık arama bizde

Şimdi biz bir hayale ağlarız için için

Tesellisi olmayan gönüllerimiz için

Sade ona kavuşmak tesellidir diyoruz

Ona kavuşmak için ölümü bekliyoruz


Müstensihi(Aktaran)

Nazım Hikmet


(**)Nazım Hikmet(RAN),Aldığım Bir Mektup,Anadolu Duygusu, İkaz Matbaası,Ankara,1337(1921),Sayı:7,s.103.

*

ekleyen: Fadime Y. KAROĞLU


Etiketler:

23 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

ORMAN

1/669
bottom of page