top of page
1/2

BİR ÇOCUK PARKI

Fuat ÖZGEN

*



Yalova Fevziçakmak Mahallesi’nde Cumhuriyet Caddesi’nin arkasında üç dört katlı konutlar arasında bir çocuk parkı, bir soluklanma yeri. Adını bir Disk Genel Başkanlığı, milletvekilliği yapmış Güneyköylü Abdullah Baştürk’ten almış. Parkın aşağıdan girişinin yan tarafında insan boyunda bir kaya parçasının üzerine Abdullah Baştürk’ün küçük bir büstü, altına da tanıtıcı bir pano yerleştirilmiş. Şu anda oldukça bakımsız. Abdullah Baştürk devrimci olduğundan arada belediye meclisine parkın adının değiştirilesi teklifleri geliyormuş. Gösterilen tepkiler üzerine şu ana kadar kabul görmemiş.

Parkın çevresi alçak bir duvarla çevrili. Dört tarafında da birer girişi var. Etrafında yaya kaldırımı ve araba yolu bulunuyor.

Park güzeldir, canlıdır, neşe kaynağıdır ama ona yakışmayanlar da var. Parkın bir köşesinde elektrik trafosu var. Yüksek gerilimin ve patlama olasılığının olduğu bir yapı. Duvarları gençler tarafından mesaj ekranı olarak kullanılıyor. Sık sık boyanmasına karşın bir gün bile temiz kaldığını görmedim. Parkın başka tarafında, duvarın dibinde etrafı tel örgüyle çevrili, parkın elektrik gereksinimini karşılayacak zır zır sesler çıkaran küçük bir trafo var. Parkın iki köşesinin hemen dışında, yaya kaldırımının üzerinde ikişer tane yere gömülü çöp kutu-torbaları var. Bunların boşaltılması anında ortaya çok kötü kokular yayılmakta. Yine parkın üç kenarının dışında roman kadınlar topladıkları kartonları, kâğıtları, kutuları, metalleri, eski eşyaları yığıp seçmekte ve araçlarına yüklemekteler. Bütün bunların çocukların sağlığına etkileri düşünülmeli.

İçinde spor aletleri, çocuk oyun grupları, salıncaklar, piknik masaları, banklar ve ağaçlar var. Daha önceki donatılar onarılmak yerine toptan sökülüp kaldırıldı ve yerlerine yenileri monte edildi. Ağaçlardan birkaç tanesi kırmızı süs eriği. Çok erken çiçek açıyorlar ve çiçekli hallerine doyum olmuyor. Meyveleri fındık büyüklüğüne geldiğinde ortaokul çağındaki çocuklar tarafından ağaca zarar vererek toplanıp yeniyorlar.

Tatillerde, sıcak havalarda park kalabalıklaşır. Büyükanneler, dedeler torunlarını, anneler çocuklarını getirip salıncaklarda, oyun gruplarında oynatırlar ya da, gözleri üzerlerinde oyunlarına izin verirler. Kimisi ağlar, salıncak kapma kavgası yapar, kimi bağırır. Küçükler yaptıkları her hareketi büyüklerine gösterip aferin alma peşindeler. Çocuklar oynar eğlenirken büyükleri de banklarda sohbeti koyulaştırırlar. Daha önce parkın ortasında, etrafı tel örgüyle çevrili halı saha vardı. Kaldırıldığı için büyük çocuklar çimlerde futbol oynamak zorunda kaldılar. Çimleri toprak sahaya çevirdiler. Arada sırada top çocuklara çarpmakta, huzursuzluklara neden olmakta.

Parkın girişinde duvarın kenarındaki zakkumlar kedilere barınak olmuş durumda. Günün belli saatlerinde hayvanseverler ellerinde poşetlerle gelip onları beslerler.

Parka gezdirilmeye getirilen köpekler bazen birbiriyle oynar, bazen de hırlaşır, dalaşır. Atıklarını bırakıp giderler.

Arada bir mahallenin güzel sesli yaşlısı bastonuyla parka giriş yapar. Türk sanat müziğinden şarkılar söyler. Beğenileri alıp mutlu mesut uzaklaşır. Pazara gidip gelenler kestirme diye parkı çaprazlama geçerler. Yorulduklarında özellikle pazar dönüşü banklarda oturup soluklanırlar, sohbetlere katılırlar. Sevgililer banklarda oturup fısıldaşırlar.

Akşam saatlerinde çoğunlukla yakın evlerden kadınlar banklarda, piknik masalarında bir şeyler yiyip içerler ve çekirdek çıtlatırlar. Ortalık çöplerle ve çekirdek kabuklarıyla dolar. Gece saatlerinde büyükçe köpekler parkı turlayıp çıkarlar. İçkisini alanlar banklarda, piknik masalarında ya da yerlerde oturup içkilerini içer; boş şişeleri, kutuları, ambalajları etrafa fırlatırlar.

Sabahleyin gelen park görevlisi kızarak, söylenerek, hatta, küfrede küfrede etrafı temizlemeye başlar.



Etiketler:

19 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
1/669
bottom of page