Nurten B. AKSOY

10 Ara 20162 dk.

MARTILAR

En son güncellendiği tarih: 10 May 2022

Deniz şehirlerinin, sahillerin, en çok da İstanbul’un süsüdür martılar. Denize olduğu kadar özgürlüğe de sevdalıdırlar. Bembeyaz kanatları ile “bakakalırlar giden gemilerin ardından”. Bir çocuğun elindeki simidin sevdasına, takılırlar vapurların ardına. Yorulmadan kanat çırparlar İstanbul‘un iki yakasını bir araya getirmek istercesine. Öykülere, filmlere konu olurlar ama en çok da şiirlere…

Günlerdir kör köstebek nefsimle öyle hırlı
 
Ve öylesine harlı ki
 
Esrik nefesim
 
Bir kibrit tutsam parlayacak.
 
Bir sarnıç gemisi diyecekler alev almış
 
Boğazın iki yakasından
 
Oysa bir gaz tenekesiyle bir şişe mavi
 
Gelişi güzel mi güzel bir ocak
 
Suların ortasında sevgili öfkemle benim
 
Yanacak bahar erişinceye değin
 
Soğuktan morarmış kanatlarını
 
Isıtsın diye martılar
 
Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin

Can Yücel

Gün olur, alır başımı giderim,
 
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda
 
Şu ada senin, bu ada benim,
 
Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
 
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
 
Çiçekler gürültüyle açar;
 
Gürültüyle çıkar duman topraktan.
 
Hele martılar, hele martılar,
 
Her bir tüyünde ayrı bir telaş!
 
Gün olur, başıma kadar mavi;
 
Gün olur, başıma kadar güneş;
 
Gün olur, deli gibi…

Orhan Veli Kanık

Sıralanmış saksılar vardı
 
limana bakan
 
penceremizin önünde
 
ve çiçekler arasında
 
ekmek kırıntıları serpen
 
martı yüzlü
 
bir anne
 
……..

Sunay Akın

İstanbul deyince aklıma martı gelir
 
Yarısı gümüş, yarısı köpük
 
Yarısı balık yarısı kuş
 
İstanbul deyince aklıma bir masal gelir
 
Bir varmış, bir yokmuş…

Bedri Rahmi Eyüboğlu

beni koyup koyup gitme, n’olursun
 
durduğun yerde dur
 
kendini martılarla bir tutma
 
senin kanatların yok
 
düşersin yorulursun
 
beni koyup koyup gitme, n’olursun
 
bir deniz kıyısında otur
 
gemiler sensiz gitsin bırak
 
herkes gibi yaşasana sen
 
işine gücüne baksana
 
evlenirsin, çocuğun olur
 
beni koyup koyup gitme, n’olursun

Atilla İlhan

Her vapur dumanının ardına
 
yüreği sıcak
 
bir insan sanıp takılırken
 
tüyleri ıslanan bir martı olduğumu
 
hem azarlayan
 
hem de sırtıma havlu koyan anneme anlatamam
 
Kanadım kırılsa da konmam
 
deniz kıyısındaki
 
hiçbir caminin minaresine
 
kubbeye tüneyen martıların
 
keyiflerince uçmalarını bekleyen imam
 
ezanı geç okuduğu için sürülünce
 
bir dağ köyüne

Sunay Akın

Süt beyaz bir martıyım açıklarda
 
Gemilere ben yol gösteriyorum,
 
Buğday ve ilaç yüklü gemilere
 
Bir kanat vuruşta bulutlardayım;
 
Bir süzülüşte vatanım dalgalar!

Cahit Sıtkı Tarancı

Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
 
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
 
Martılar konuyor omuzlarıma,
 
Gözlerin İstanbul oluyor birden…
 
…………………………

Yavuz Bülent Bakiler

Martılar ah eder, çırparlar kanat
 
Deryalar açılır, kat kat
 
Gayri beklemeye kalmadı tâkat
 
Görünsün karşıdan İstanbul şehri

Dalgalar yar beller, kopar kıyamet
 
Deryayı kan eder, kan eder hasret
 
Gayri beklemeye kalmadı tâkat
 
Görünsün karşıdan İstanbul şehri

Nâzım Hikmet

Her tarafı büyüye boyanmış bir İstanbul
 
Martılar uçuyor kalbimin denizinde

Mehmet Nedim Bilgiç

İstanbul’da Boğaziçi’nde
 
Bir garip Orhan Veli’yim
 
Veli’nin oğluyum
 
Tarifsiz kederler içindeyim

Urumeli Hisarı’na oturmuşum
 
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum

İstanbul’un mermer taşları
 
Başıma da konuyor martı kuşları
 
Gözlerimden boşanır hicran yaşları
 
Edalım…
 
Senin yüzünden bu halim.

İstanbul’un orta yeri sinema
 
Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama
 
El konuşurmuş, görüşürmüş bana ne

Sevdalım…
 
Boynuna vebalim

İstanbul’da, Boğaziçi’ndeyim
 
Bir garip Orhan Veli’yim…

Orhan Veli Kanık

Fotoğraflar: Nurten Bengi Aksoy

    1190
    8